𝐰𝐞𝐚𝐤𝐧𝐞𝐬𝐬 • 𝔩𝔦𝔤𝔥𝔱 𝔶𝔞𝔤𝔞𝔪𝔦

𝔱𝔴𝔬 • 𝚒𝚗𝚜𝚒𝚐𝚗𝚒𝚏𝚒𝚌𝚊𝚗𝚝

• • • • • •

"He'll make you curse, but he's a blessing."
• • • • • •

Son sınıfta dönemin ortasında okul değiştirmek zorunda kalman senin için hiç iyi olmasa bile, çocukluk arkadaşın Light ile yeniden buluşacağın için çok heyecanlıydın.

Onun lisesine transfer olmuştun. Okula gelmeden önce onunla buluşmayı umuyordun ama maalesef zamanı olmadığını söyleyerek reddetmişti kibarca. Sen pozitif bir insandın. Seni geçiştiriyor olabileceğini aklının ucundan bile geçirmemiştin, mazeretine inanmıştın.

Otobüsten indiğinde sakin bir şekilde okula doğru yürümeye başladın. Aslında okul zaten yürüme mesafesindeydi ama sen tek durak olsa bile ilk günün olduğundan gerçekleşebilecek aksilikleri göz önünde bulundurmuştun ve otobüsle gelmiştin.

Tam okulun önüne varmıştın ki, okulun bahçesine seninle aynı anda giren kumral, uzun boylu ve oldukça yakışıklı çocuk dikkatini çekmişti.

Bu...Light'dı!

"Light! Bu sen misin?"

Kahverengi saçların ardındaki kahverengi gözleri gözlerinle buluştuğunda, beklediğin tepkinin bu olmadığına kesin olarak emindin. Dümdüz, boş bir ifade.

Kendini önemsiz hissetmiştin o an. Çok önemsiz.

Çok, ama çok soğuk bir aurası vardı bu çocuğun. O gerçekten Light olabilir miydi? Olmamalıydı. Senin tanıdığın Light çok sevecen ve ilgili bir çocuktu aslında.

Estirdiği soğuk havanın tam tersi bir şekilde hafifçe gülümsedi önündeki kişi. Gülümsemesi çok hoştu gerçekten, ama seni sersemleten soğuk aurası onu o an güzel bulmana engel olmuştu.

"Light Yagami benim. Seninle tanışıyor muyuz?"

Oh.

Seni tanımamıştı.

Sorun değildi, uzun yıllardır görüşmüyordunuz. Seni tanımamış olabilirdi elbette.

"Ben Nara Kimura'yım, hatırlamadın mı?"

'Nara... ah, bir dakika.'

"Ah...kusura bakma." pek de şaşırmış gibi gözükmüyordu sana göre.

Hemen ardından devam etti.

"Daha bir kaç gün önce konuşmuştuk. Nasılsın?"

Neden seninle zoraki konuşuyor gibi hissediyordun? Bu rahatsız olmana sebep olmuştu, ama belki de sen abartıyordun.