J U N G K O O K
"Bak, bunu kesinlikle beğeneceksin."
Önüme tatlı tabağını bırakan Seokjin hyunga durgun gözlerle baktım. Tatlıya kısa bir bakış attığımda en sevdiğimden olduğunu fark etmiştim fakat içimde öyle karmaşık duygular vardı ki ne iştahım kalmıştı ne de keyfim.
"Daha sonra yesem hyung.." diye mırıltıyla konuştum.
"Ama en sevdiğinden, orman meyveli pasta. Bu sefer farklı bir sosla denedim." Dedi güler yüzlü bir şekilde. Onun bu heyecanını kırmak istemeyerek tatlıdan bir çatal aldım. Ağır ağır çiğnerken zaten seviyor olduğum pastaya daha da aşık oldum. Sahiden güzel olmuştu. Seokjin hyung sözünün geri çevrilmemesiyle memnun olmuşcasına bir gülümseme takındı.
Yoongi, Seokjin hyungun sözlerine karşı burun kıvırdı. "Jungkook'u da tatlıdan bıktırma hyung." Daha sonra omzumu sıvazlayan Jimin söze atladı. "Şu iki haftada resmen depresyona soktular çocuğu. Ailesi bir yandan Taehyung bir yandan."
"Taehyung demişken," diye araya girdi Hoseok. "Yujun ajussinin bu torun merakı da nereden çıktı?" Diye sordu merakla. "Sanki sizi zorla evlendirenler onlar değilmiş gibi bir de karşına geçip 'Artık torun istiyorum' mu dedi? Kesinlikle dalga falan geçiyor olmalılar."
Boğazımda takılı kalan lokmayı içeceğimle birlikte yuttuğumda sıkıntılı bir nefes verdim. Anlam veremediğim tek konu bu değildi ki. Buna gelene kadar kafamı kurcalayan bir mesele daha vardı.
Taehyung resmen karşıma geçmiş Minhee'yle çıkarı için sevgili olduğunu söylemişti. Evet... Dolaylı yoldan anlatsa da tam olarak buydu söylediği. Adice bir hareketti yaptığı. Cidden adiceydi. Resmen Minhee'yi kendi çıkarları uğruna, yönelimini saklamak uğruna kullanmıştı. Tamam... Onu sevmiyor ve görmek istemiyor olabilirdim ama Taehyung'un bu tavrı da beni sinirlendirmişti.
"Tanrı aşkına iki dakika drama yaratma şurada Jungkook." Dedi Jimin gözlerini devirerek. Benim suskun halime bakarak memnuniyetsizce kaşlarını çattı ve başını sağa sola salladı. "Sevineceğin yerde üzülüyorsun. Taehyung ne güzel def etmiş başınızdan gitmiş işte, tam umutsuz vakaymış gibi davranmasana. Hem.." dedi ve sırıttı haince. "Belki evliliğinize şans doğar ne dersin?"
"Ben adamı boğazlamamak için zor duruyorum Jimin." Dedim sıkıntıyla, "Ne evliliğinden ne şansından bahsediyorsun sen? Adam benden habersiz toplantılarımı iptal ettirmiş."
"Ama bunu ailen için yapmış Jungkook." Dedi Hoseok fazlasıyla anlayışlı tonda.
"Hem sen değil miydin, Minhee'yle beraber olduğu için aile yemeğini ekmesine kızan. Şimdi de aileni kahvaltıya çağırdığı için toplantılarını iptal ettirmesine mi kızıyorsun?" Diye anlamazca sordu Yoongi. Bazen onlar beni ben de onları anlamıyordum. Evet.. Aile yemeğine gelmediği için kızmıştım. Ayrıca ailemi tereddüt etmeden kahvaltıya davet etmesi de hoşuma gitmişti ama benim kızdığım nokta telefonumdan gizlice asistanımın numarasını alıp toplantılarımı iptal ettirmek olmuştu. Bunu hangi ara yaptığını idrak edememiştim fakat hiç hoş değildi yaptığı. Ben o anlaşmalar karşısında milyonlar kazanacaktım bir kere.
"Ben o anlaşmalara dair adamlara birtakım sözler verdim, anlamıyorsunuz. Şimdi onların gözünde sözünü tutmayan bir adamdan fazlası değilim."
"Senin kocan zengin hayatım." Dedi Seokjin hyung konuşmaya dahil olarak.
"Sakın bir daha o kelimeyi söyleme hyung. O benim kocam değil, olamayacak da."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forced Marriage : taekook
FanfictionEvlenmeye mecbur bırakılan iki gencin hikâyesi. Kapak tasarımı @shoeklow 'a aittir.