•
Odanın penceresinden yüzüne düşen gün ışığı sayesinde yüzünü önce buruşturup, ardından yavaşça gözlerini aralamıştı Jimin. İlk bir kaç dakika nerede olduğunu anlayamasa da yanında kollarını beline saran bedenin varlığını hissetmesiyle dün gece yaşananlar aklına teker teker dolmuştu.
Jimin'in aksine yanında mışıl mışıl uyuyan beden için ise bir sorun yoktu. Yeri rahattı.
Pekala. Dünde dediği gibi bu tek gecelik bir şeydi. Tamam, her şeyi hatırlıyordu. Belki de şimdiye kadar geçirdiği en güzel geceydi fakat başından beri bütün olanlara unutucaklarını söyleyen kişide Jimin'di ve şu an da sözünü tutacak olması da o an için en mantıklı gelen şeydi ona.
Taehyung'u uyandırmamaya özen göstererek esmer gencin beline sardığı kollarından kurtulmuştu. Gece odanın farklı yerlerine doğru fırlattıkları elbiselerine hemen bulup üstüne geçirmişti. O sırada da aynada kendisine bakma dursaydı olmuştu. Bu herif onun süt kadar beyaz tenine ne yapmıştı böyle?! Vücudunun her tarafı ısırık izleri, morluklarla doluydu resmen...
Odadaki masanın üstündeki not kağıtlarını ve kalemi görmesiyle aklına gelen şeyi yapmış, bir kaç bir şey karalayıp görünür bir yere bırakmıştı kağıdı. En azından bunu yapmalıydı değil mi?
Tam odadan ayrılacağı sırada birden durmuş ve hala uyumaya devam eden bedenin yanına, yatağa doğru adımlamıştı.
Düzenli nefes alış verişlerini duyuyordu ve uyurken kusursuz(?) görünüyordu.
"Çok yakışıklı." sesi fısıltıdan ibaretti Jimin'in. Yüzüne yaklaşıp küçük elleriyle alnına düşen saçlarını arkaya doğru atıp, alnına küçük bir öpücük bırakmıştı. Sonra...
Sonrasında önce odadan, ardından otelden ayrılıvermişti.
Keşke dedi Jimin. Keşke böyle tanışmasalardı. Şimdi diyecekseniz ne fark eder ki? Belki başka bir yerde, başka bir şekilde tanışmış olsalardı onlar için bu tek gecelik bir şey olmazdı, çünkü aralarında bir çekim olduğu aşikardı. Ne diye bilirdi ki? Belki de böyle olması gerekiyordu sadece.
Saat daha çok erkendi evine varır varmaz bir duş alıp uyumayı düşünüyordu zaten bugün hafta sonuydu. Üstelik feci şekilde de ağrısı vardı.
Dediği gibi yapıp hemen duş almış sonra aynanın karşısına geçmiş vücudundaki yaralara krem sürmüştü dikkatle. Yüzüstü yatağına yerleşmiş ve dakikalar içerisinde yeniden uykuya dalmıştı.
Bir kaç saat sonra saat nerdeyse on bire gelirken Taehyung gözlerini açmıştı. Uyanır uyanmaz bir şeylerin eksik olduğunu hissetmişti sanki. Kolları arasındaki beden...
Gözlerini yavaşça parmaklarıyla ovuşturup, yatakta doğrulmuştu. Yeni uykudan uyandığı için boğuk çıkan sesiyle diğer oğlana seslenmişti.
"Jimin?" herhangi bir ses gelmeyince yeniden seslenmişti. "Jimin?" ve yeniden cevap alamamıştı.
Bu sefer yataktan kalkmaya karar verdi. Nerdeydi bu çocuk?
Odanın içinde her yere baktıktan sonra gittiğini kabullenmişti sonunda. Masanın üstünde üstü yazılı bir not kağıdı görünce de eline almıştı hemen.
Günaydın Taehyung!
Erken uyandığım için gitmeye karar verdim.
Dün dediğimiz gibi unutacaktık. Gerçekten çok güzel bir geceydi, bunun için teşekkürler.~Jimin
"Unutacaktık.." Güldü Taehyung. O kadar kolay mıydı gerçekten? Taehyung dün ona karşı farklı hisler beslediğini söylemişti- tabi ya! O sırada Jimin uykuluydu ve duymamıştı bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Limerence ✘ vmin
Fanfiction[vmin] Taehyung mekana adımını attığı anda sahnede bir kuğu misali süzülen oğlanı görmesiyle bütün odak noktası sarı saçlı, bembeyaz ipek kumaşların içerisinde adeta bir meleği andıran Park Jimin olur. "Seni keşfetmek istiyorum bana izin verir misi...