•
5 hafta sonra
Taehyung saatlerdir üzerinde çalıştığı projesini nerdeyse bitirmek üzereyken kolundaki saatten ne kadar vakti kaldığına bakıyordu. Bugün işten biraz erken çıkacaktı çünkü annesi onunla önemli bir şey konuşacağını söylemişti o yüzden ailesinin evine gidecekti. Gerçi Taehyung annesinin az çok ne diyeceğinide biliyordu.
Geçen bir aydan çok zamanda neler mi olmuştu? Anlatayım hemen. Öncelikle büyükbabası ameliyattan iki gün sonra taburca olmuştu, fakat şirkete bir süre uğramama kararı almıştı. Ne de olsa torunlarına(!) güveniyordu. Her neyse devam edelim.
Taehyung büyükbabasının sunduğu evlilik teklifinide kabul etmişti..
Kendisi anne ve babasına bunu söylemeden bile nasıl olduysa haberleri olmuştu. Annesi o günden beridir Taehyung'un peşini bir türlü bırakmıyordu. Ne diye bilirdi ki? Peş peşe ayarlanan randevular, onlarla kız ve her defasında genç oğlanın evliliği kabul etmemesi.
Bilmiyordu sanki her defasında aynı kişilerle görüşüyordu Taehyung. Sanki hepsi birbirinin kopyasıydı. Onun hoşlanabileceği birisi..
Ah hadi ama zaten öyle birini çoktan görmüştü. Belki de aklı hala onda olduğu için hiç bir şekilde başkalarıyla yakınlık kuramıyordu. Her ne kadar bunu kendisi kabul etmese de.
O günden beri Park Jimin'i unutma kararı almıştı Kim Taehyung. Tıpkı onun dediği gibi fakat başarılı olmuş muydu? İşte orası muammalıydı.
Bu randevu işi artık gerçekten de bunaltmıştı esmer oğlanı. Her kim olursa olsun evlensin ve bitsin modundaydı nerdeyse. Yaklaşık iki hafta önce de kuzeni Jungkook üniversitelerin tatile girmesiyle Seul'e gelmişti, boş vakti olduğunda onunla takılıyordu. En azından son bir ayda olan en iyi şey bu ola bilirdi.
Kafasında düşüncelerle birlikte çoktan aile evine varmıştı Taehyung. Annesinin onu keyifle bir şekilde karşılamasıyla da evin içine geçmişti.
"Oğlum! Çok güzel bir gelin adayı buldum. Eminim sende çok beğeneceksin."
Demek annesinin önemli bir mesele dediği buydu.. Dediğim gibi zaten tahmin ediyordu.
"Nayeon. Tanıyorsundur şirketin ortaklarından birisi olan Bay Im'in kızı. Oldukça güzel ve eğitimli bir kız."
Telefonunda kızın fotoğrafını bulmuş ve oğluna göstermişti Bayan Kim.
Pekala. Kız gerçekten çok güzeldi. Her anlamda. Peki Taehyung'un tipi miydi? Maalesef ki hayır.
Ama kızın farklı bir aurası vardı nasıl desem. Parlıyordu resmen. Ne demeliydi Taehyung?
"Ben ailesi ile görüştüm ve ailesi evlilik işine olumlu bakıyor aynı zamanda da Nayeon. Oğlum ne dersin? Bizde onun gibi birisiyle evlenmeni isteriz."
Aslında Taehyung gerçekten çok aptal bir insandı. Öyle ki bir mevzudan bıktığı zaman onun bir sonuca ulaşması için her ne olursa olsun kabul edecek kadar aptal bir adam. Ola bilir dedi annesine. Eh bu da yeteri kadar geçerli bir cevaptı Bayan Kim için.
"Çok mutlu ettin beni bebeğim. Ben.. Ben her şeyi halledeceğim sen hiç merak etme tamam mı?" Yüzündeki gülümseme iki katına çıkmıştı resmen annesinin.
Taehyung annesiyle vedalaşıp kendi evine gitmişti sonrasında.
Sonunu bulamadığı bir labirentte bir oraya, bir buraya koşturuyordu Taehyung fakat çıkış yolunu da bulamıyordu.
Bazı şeyleri içinden tutmaktan bıkmıştı, aynı zamanda da kime nasıl anlatacağını da bilemiyordu. Bu biraz sinir bozucuydu.
Sonuç olarak o evleniyordu? Sanırsam evet tam olarak onu yapıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Limerence ✘ vmin
Fanfiction[vmin] Taehyung mekana adımını attığı anda sahnede bir kuğu misali süzülen oğlanı görmesiyle bütün odak noktası sarı saçlı, bembeyaz ipek kumaşların içerisinde adeta bir meleği andıran Park Jimin olur. "Seni keşfetmek istiyorum bana izin verir misi...