🍁 Flashback ~ 1 🍁
❦
Haziran 1990;
Okulun son günleriydi. Havalar çoktan ısınmış, neredeyse bunaltıcı bir sıcaklığa ulaşmıştı. Yağmur yağsa da, genelde ülkemize nemli bir havanın hâkim olduğu için böyle söylüyordum. Yaz tatili geldiği için bir yandan sevinirken, bir yandan da arkadaşlarımla geçireceğim sayılı zamanlar olduğundan dolayı üzülüyordum. Lise dönemimizin bittiği, üniversite hayatımızın başlayacağı zamanlara sadece aylar kalmıştı. Sınavlarımız bitmişti ve hepimiz yeterince bu dönemde olması gerektiğinden daha fazla çabalar sarfetmiştik. Bunun için biraz nefes alabilmek ve birlikte zaman geçirmek adına mezuniyet balosunundan sonra yakın arkadaşlarımızla kısa bir tatil yapmaya karar vermiştik. Belki sonuçlar açıklanana kadar gergin olmaya devam edecektik fakat bu süreçte ve daha sonrasında ne olursa olsun birbirimizle iletişimde olacağımıza söz vermiştik. Hatta sonrasında belki birbirimizi yakından göremeyecektik ama yine de sözümüzü tutmaya devam edeceğimizden emindim. En azından Jungkook ve kendimden emindim ki biz aynı üniversiteye gitmeye bile kararlıydık, sonrası içinde ta ki ölüm bizi ayırana kadar onunla olmayı istiyordum.
"Chaeyoung! Hadi hazır değil misin hâlâ?" Jisoo'nun sesini duyduğumda; derin bir nefes verdim ve son kez aynadan nasıl göründüğümü kontrol ettim.
"Siz gidin, bende geliyorum birazdan" ayakkabılarımı elime alıp, yatağımın üzerine oturdum.
Kapının kapanma sesini duyduğumda; ayakkabılarımı hızla giymiştim. Jennie ve Jisoo'nun gitmesini istemiştim çünkü; mezuniyetin düzenlendiği yere gitmeden önce Jungkook ile kız ve erkek yurdunun ortak salonunda buluşmak için sözleşmiştik.
Saçlarımın dalgalarını son kez düzelttikten sonra, derin bir nefes aldım ve gülümseyerek odadan çıktım. Aydınlık koridorlardan, olmamamız gereken karanlık koridora geçtiğimde; heyecanım, tedirginlikle birleşmişti. Ama çok geçmeden köşede onu gördüğümde sadece heyecanın hakim olduğu vücudum, kalbimi titretmeye yetmişti.
"Çok güzel olmuşsun" gözlerinin ışıldadığını bu loş ortamda bile görebiliyordum. O beni baştan aşağı süzerken, yanaklarımın alev aldığına yemin edebilirdim.
"Teşekkür ederim, çok bekletmedim değil mi?" başını salladı ve ardından elimi tuttu. Koşar adımlarla ortak salona doğru ilerlerken; heyecanım katlanmaya çoktan başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stay Alive • RoséKook
VampireTitreyen ellerim dağılan eşyaların arasından onun içimi ısıtan fotoğrafına uzandığında; kalbim gibi vücudumda titredi. Hatırladığım birkaç anı gözlerimin dolmasını sağlasa da, gülümsedim. Bu anılar benim için her ne kadar özel ve güzel olsa da, açtı...