༻6༺

166 22 41
                                    

🍁 Flashback ~ 2 🍁

🍁 Flashback ~ 2 🍁

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Oh, buraya gelmeyeli uzun zaman oldu" Jimin konuştuğunda sahile yaklaşmak üzere olduğumuzu fark ettim.

"Az kalsın geç kalıyorduk, hava öğleden sonra yağmurlu gösteriyor. Yani neredeyse Jennie yüzünden tatil planlarımız suya düşüyordu" Jisoo, göz devirerek bakışlarını yanımda ki bedene çevirdiğinde; Jennie umursamazca uyumaya devam ediyordu.

O, her zaman uykuyu severdi fakat dün gece hiç uyumadığımızı varsayarsak; şu an uyuması gayet normaldi. Jisoo'nun asıl kızmasının sebebi, Jennie'nin bir türlü hazırlanamayışıydı.

"Gel sevgilim" Seokjin, elini Jisoo'ya uzattığında; bakışlarım Jungkook'a döndü.

Güneşin aydınlattığı teni ışıldarken; kalbimin yine her zaman olduğu gibi eridiğini hissettim. Ona tam olarak güneşe aşık bir adam diyebilirdim. Bulutlu ve yağmurlu havalardan pek haz etmez ve dışarı çıkmak yerine yurtta pineklemeyi severdi. Havanın böyle sıcak ve güneşli olduğu bir zamanda ise asla fırsatları kaçırmaz, akşama kadar keyfini çıkarırdı.

"Jungkook?" gözlerini açıp, bana baktığında gülümsedi.

"Söylesene güneşi mi daha çok seviyorsun, yoksa beni mi?" ayağa kalktığımızda; çantamı alıp, omzuma astım.

"Hm, ne desem bilemedim" dirseğimi karnına geçirdiğimde; bu onun canını yakmışcasına sesler çıkardı.

"Abart!" kollarımı göğsümde birleştirip, önden yürümeye başladım.

"Hey, bekle!" koşar adım yanıma geldiğinde; kolunu omzuma attı ve yanağıma minik bir öpücük bıraktı.

"İkinizinde bende yarattığı etki pahabiçilemez. Ama tabi ki de seni daha çok seviyorum" gülümsedi. Gülümseyişi, güneş'ten daha parlak, daha göz kamaştırıcıydı.

"Lütuf ettiniz, efendim" göz devirsem de gülümsedim.

"Bana sakın güneşi kıskandığını söyleme" alay eder gibi konuştuğunda; dönüp ona dil çıkardım.

"Bebek miyim ben?"  göz devirdim.

"Bilmem, öyle gibi davranıyorsun" omuz silkti.

"Budala, hıh" saçlarımı ona doğru savurup, diğerlerine yetişmek için hızlı adımlarla ilerledim.

"Hey, beni bekle Rosé!" onu böyle peşimde koşturmak hoşuma gidiyordu.

"Birşey diyeceğim" önümüzde diken Seokjin, bizimde durmamızı sağladığında; ne diyeceğini en az diğerleri gibi merak ettim.

"Kalacağımız yere gitmeden önce, burada biraz denize mi girsek? Sonra belki fırsatımız olmayabilir" bakışları muzipçe Jennie'ye döndüğünde gülmeye başlamıştık.

Stay Alive • RoséKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin