༻10༺

125 17 12
                                    

Geçirdiğim tehlikeli gecenin ardından sabah hiçbir şey olmamış gibi uyanmış ve kahvaltıyı kaçırmamak adına hızla odamdan ayrılmıştım. Kaç gündür ağzıma doğru düzgün birşey atmadığım için sağlığımdan endişe duyuyordum ve biraz daha yemek yemezsem hastalanacaktım. Bunu fazlasıyla deneyimlemiştim.

"Afiyet olsun efendim" saygıyla eğilip geri çekildiğinde; bakışlarımı etrafta gezdirdim.

Gerçekten bu otelde çalışanlar ve benden başkası yok muydu?

Kahvemi alıp, terasa doğru ilerlediğimde; havanın güzelliği içeriye yansıyorken; bir an önce ve vaktinde çıkıp, Jungkook'u ziyaret etmek istedim. Akşama kalmamak için elimi çabuk tutmanın iyi olacağını düşünüyordum. Zira dün akşam ki kadar şanslı olmayabilirdim.
Terasa çıkıp, sandalyeye oturduğumda; güneşin değdiği tenim ısınmış ve gözlerimi huzurla kapatmamı sağlamıştı. Kış ayına girmek üzereyken havanın bu kadar güzel olması içimi de en az tenim kadar ısıtmıştı doğrusu.

Fincanı dudaklarımın arasına yaklaştırıp, kahvemden bir yudum aldığımda; bakışlarım sahil kenarında ki hareketliliğe takıldı. Doğru mu görüyorum diye gözlerimi birkaç kez daha açıp, kapattığımda; şaşkınlığım çoğalmıştı. Açıkcası buraya bu kadar insanın gelebileceğini düşünmemiştim. Yani duyduğum şeylerden sonra kimsenin gelmek istemediğini varsayarsak; bu bana tuhaf gelmişti. Sonuçta bir grup insandan değil en az yüz kişinin bulunduğu bir topluluktan bahsediyordum.

Bakışlarım, yerleri süpüren çalışana döndüğünde; elimdeki fincanı masanın üzerine bıraktım. "Oteliniz birazdan hıncahınç dolacak" kaşları çatılarak bana bakan genç çocuk, ardından bakışlarını işaret ettiğim tarafa yöneltti.

"Aa gelmişler. Ben gidip patrona haber vereyim" diye adım atacağı sırada onu durdurdum.

"Her zaman böyle kalabalık gruplar geliyor mu buraya? Yani kimsenin gelmediğini duymuştum da ben" gülümsedi.

"Evet efendim, her ay böyle yoğunluklar yaşıyoruz. Devletimiz ve ada elçiliği iş birliğiyle burada turizmini canlandırmak adına çeşitli etkinlikler düzenliyor" kaşlarım çatıldı.

"Gerçekten mi? Nasıl bir etkinlik bu?" merakla sordum.

"Tiyatro ve sinema gibi. Adanın diğer tarafında da Bay Seojun yani ada elçiliği tarafından davet düzenleniyor. İlginçtir ki herkes daha çok bu davetlere katılmak için geliyor" bu daha da çok ilgimi çekmişti.

Stay Alive • RoséKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin