Toz kadar yakıcı ve uçup gidici olsun diye.

105 14 9
                                    

Guizhong koşar adımlarla benden uzaklaşıyordu, ardından koşmaya başaladım.

"Lütfen bekle."

Gözlerim dolmuştu, deli gibi koşuyordum. Koştuk koştuk ve koştuk. Saatler geçmiş gibiydi. Gözlerimden yaşlar akıyor soğuk hava suratıma çarptıkça canım yanıyordu.

Guizhong beni Kehribar saçlı çocuğu gördüğüm mezarlığa getirmişti. Nefes nefeseydim, Gui'nin bahsettiği o randevu bu muydu? Sinirlerim tepeme çıkmıştı.

"Gui sen ne halt yi-"

Gui'nin önünde durduğu mezar taşında sigara paketimde ki papatyanın aynısı vardı. Bacaklarım titremeye başladı, mezarın başına doğru çöktüm. Derin bir nefes aldım.

"Gui.. ben.."

"Sadece mezar taşında ki isme bak Li, hepimize yeterince acı çektirdin zaten."

Cesaret edemedim. Guizhong yanıma çöktü, ellerini sırtımda hissediyordum. Sıcaklardı dokunduğu yeri yakıyorlardı.

"Li..sen sen çok berbat bir adamdın."

Gui'nin sesi ağlamaklı çıkıyordu. Çenemi tuttu mezar taşına doğru kaldırdı. Bana neden adamdın dediğini ancak mezar taşına baktığımda anlayabildim.

"Zhongli.."

Mezar taşında kendimi ismimi görmek yüzüme bir tokatmış gibi çarpmıştı. Ben.. ben ölmüş müydüm? Guizhong kıkırdamaya başlamıştı. Mektuba uzandı, toprağın üzerine iliştirdi.

"Hâlâ anlamıyorsun değil mi?"

"Neyi?"

"Sen.. sen ölüsün Zhongli. Ölüler aşık olmazlar."

"Ben ölüyüm?"

"Ölüler aşktan ne anlar aptal?"

Yutkunamamıştım, mektubu araladığımda gözlerim dolmuştu.

"Ajax.. sevgilim. Bugün sensizliğin 166. Günü ve ben yapamayacağımı hissetmeye başlıyorum. Belki birgün sana bunu kendim söyleme cesareti duyardım, ancak mutluluğuna engel olmak istemiyorum. Senin bencil diye tanımladığın adam olarak bugün hayatından ayrılmak yeni bir hikaye yazmanı izlemek istiyorum. Seni her bir saniyede izleyeceğim, sevdiğin sokak kedileri ben olacağım. Üzüldüğünde rüzgar olup saçlarını okşayacağım. Ağladığında yağmur damlası olup seninle yağacağım. Canımı yakan her kimse canını yakmak için rüyalarına gireceğim. Seni yaşadığım süre boyunca mutlu edemedim birtanem.. seni öldüğümde koruyabilmek için her şeyi yapacağım. Gülüşlerinde öldüm, gözlerinin okyanusunda gömüleceğim. Nefes aldığın sürece gülümse birtanem. Sen gülümse ki benim acım azalsın. Beni affet, yaşadığım sürede seni defalarca incittim defalarca kırdım. Kırgınlıklarını anlamadım, sevinçlerine ortak olamadım. Bana anlatmak bile istemedin onları. Yalvarırım beni affet sevgilim. Seni ger zaman çok seveceğim."

Mektup bittiğinde kalbimin atışını hissetmiyordum, sanki gerçekten mektubu okuduğumda ölmüş gibiydim.

"Zhongli."

Dedi Guizhong fısıldar ama çarpıcı bir ses tonuyla.

"Childe bizim ilk aşkımızdı Zhongli."

"Bizim mi?"

İki kelimeyi dahi zor söylüyordum boğazımda ki ses telleri yokmuşçasına ağrı vardı.

"Zhongli.. ben özür dilerim, biz beceremedik sevmeyi."

Guizhong hıçkırıklarını tutarak devam etti.

"Biz onu çok kırdık zhongli.. biz onun canını çok yaktık. Biz onu kendimizden uzak tuttuk, ona iyi geleceğini düşünürken onu kaybettik Zhongli. Onu yitirdik, onu yıprattık. Sevgisiz bir çocuğa önce sevgiyi tattırdık sonra da onun biz sevgisiz bıraktık Zhongi. O bizi yine de affeti."

Son sözleri hıçkırıklara karışmıştı, yutkundu. Elinin tersiyle yaşlarını sildi.

"Sen çok aşık oldun Zhongli. Onu çok sevdin yine de o aptal öfken yüzünden canını yaktın onun. Her gün ölmek istedin, her ölmek istediğinde o kendi canından alıp sana verdi Zhongli. Bunu bildiğin için daha çok sevdin onu, ama sen bencildin. O kadar bencildik ki onu aptal düşüncelerinle yordun. Bu aşka da benim adımı verdin sen. Toz kadar yakıcı ve uçup gidici olsun diye. Aşkına Guizhong dedin, bir gün uçup gideceğini bildiğin için."

Gözlerim yokmuşçasına ağlamak istedim kırdığım bedene koşup sarılmak istedim bedenine. Ama o yoktu, artık hayatımda ne Childe ne de başka biri vardı. Anılarımız gözümün önünde film gibi geçip gidiyordu.

Childe benim ilk aşkımdı ve sonuncusu olarak kalmıştı. Onun hayatının iyikisi olmayı başaramadan bedenimi çürütmeye bırakmıştım. Elimi başıma yerleştirdim ilk andan beri ağrıyan o noktaya dokunduğumda bir delik hissettim. Elimi geri çektiğimde parmaklarımın ucunda ki kana bakıp düşündüm.

Ben.. İntahar edeli 2 hafta oluyordu. Başımın ağrısı başımda ki kurşun izinin ta kendisiydi. Gördüğüm o çocuk benim ilk aşkımdı mezarımın başında dikilmiş, beni asla affetmeyeceğini söylüyordu. Bana yaşarken öyle söylemişti. Öldüğümde benden nefret mi ediyordu?

Gözlerimin kapandığını hissediyordum vücudum ağırlaşıyordu. Okyanusun içerisinde boğulmuşçasına soğuktu nefes alamıyordum, sanki ciğerlerim içine hava yerine su çekiyordu. Gözlerinde boğuluyordum, son kez gözlerinin içine bakıyordum.



Evet merhaba, genelde bu kısımların okunmadığını biliyorum ancak belki okuyan olur diye yazar notu bırakacağım. Öncelikle bu hikayenin ilham kaynağı Childe'ın hemen hemen gerçekten yaşayan bir hali olan birtanem.

O ne kadar artık ona birtanem demeyi sevmesede benim için hep öyle kalacak.
Gözlerinde ki okyanusta boğuşuna bile hayran olduğum ruhu burada ölümsüzleştirmeyi istiyorum.

Anladığınız üzere Zhongli Childe'a aşık ve trajik bir kavga sonucu ikisi ayrılıyor. Childe hayatına devam ettiğinde Zhongli bunu kaldıramayıp düşüncelerinde aşkını toz tanrısı Guizhong'un bedeninde yaşatmaya başlıyor. Tozun kullanılmasının nedeni aşklarının hem acı dolu hem de çok kısa sürdüğünü anlatmaktı. 

Guizhong HİV pozitifti çünkü bir insanı dokunmadan bile sevebileceğinizi temsil etmek istedim.

HİV pozitif İncir reçeli filmine bir referanstır ayrıca. HİV pozitif'i olan insanlar kısaca cinsel ilişkiyle bulaşıcı olduğu için cinsel ilişki yaşamaktan ve öpüşmekten kaçınırlar.

Ben benim birtanemi Ece'mi dokunmadan sevdim saçlarını okşamadan, kokusunu içime bile çekemeden sevdim. Anlara'dan Izmir'e kadar uzaktı bizim aşkımız. Bu yüzden aşkımızın hem kısa oluşun, hem bize nasıl zarar verişini hem de ne denli dokunmadan ve tamamen duygular üzerine oluşunu ölümsüzleştirmek istedim.

Bu fic öncelikle benim birtanem Ece'me.

Ardından her zaman destekçilerim olup yanımda olanlar;

bebeğim Merve'me
birtanem Yuki'me

Ve son olarak bana bu fic içinde ki aşk uyuşturucu gibidir örneği veren ve bir çoğumuzu en iyi şekilde anlayıp dinleyen Rabi'ma hediye ediyorum

Hepinizi çok seviyorum, belki son yazışım olur belki yine acıdan kıvranır bir şeyler yazarım. Kendinize iyi bakın.

-Shun.

Gülüşlerin. (Zhongchi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin