Kurt ve Pençe

Asil Güzellik

Gök Ordanın kapıları sonuna kadar açılmıştı. Salur Han önde Teginleri arkasında Gök Ordaya girdiler. Üstlerinde Rus kinezliğini yenmenin haklı gururu vardı. Vardı da geriye kutlu kandan üç ölü beden kalmıştı. Kandaşının soyu katledilmişti. Halk üzüntü ile Hanları ve Bikelerinin yaşını tutuyordu. Salur Han atından inip Halkına konuşma yapmak için pazarda bulunan kürsünün üstüne çıktı. Analar, eşler, çocuklar; Ölen oğullarına, kocalarına, babalarına koştu. Gök Ordada her yerde yas doluydu...

Yuğ töreni için hazırlıklar başlamıştı. Balamir Tegin kara atın yanına vardı. -ölüler kara atlar ile getirilirdi. At ne kadar hızlı koşarsa uçmağa o kadar hızlı varılacağına inanılırdı.- Selvi gibi uzanan  sevgilisini kucağına aldı. Saçları yüzünü örtmüştü. Bir kere bile olsun dudakları onun tenine değmemişti. Dayanamadı Balamir Tegin sevdiğinin soğuk yanaklarına bir buse kondurdu. Sanki bu buse ile can bulacaktı Kırçicek Hatun...

Kölelerin içinde iki tane hatun bulunuyordu. Uzun boyları ile dikkat çekiyorlardı. Yanlarındaki kızlar onlardan çekiniyor gibi bir halleri vardı. "Sakın kimseye bir şey demeyin yoksa hepinizi gece uyurken boğarım." Hemen bir küne oraya geldi. "Kendi aranızda Rusça konuşmayın. Aydı aydı yürüyün. Aklanın paklanın pis fareler." Yeni gelen köleler tek sıra halinde içeri geçtiler. İçeri geçerken Prenses Vera'nın gözleri Alpagu Tegin ile buluştu. Aklına ailesini nasıl katlettiği gelmişti. Ailesini ne kadar seviyordu ki ? Eğer Alpagu gelmeseydi babası onu barbar kavimlere gelin vermiyecek miydi ?. Alpagu onun için Yıldırım Tanrısı Peron'du onu kurtarmış pis çukurun içinden çıkartmıştı.

Kandaşı Prenses Luna onu dürttü. "Önüne bak Vera onları kızdıracaksın." Ablası Vera'yı her zaman korurdu. Onu hep babasından da korumuştu. Hatta bir kere ona zorla sahip olmaya çalışan bir adamı öldürmüştü. Hayretler içinde kalabilirsiniz sevgili okurlar fakat bu prenseslerin yaşadığı diyarlarda erkekler o kadar barbardı ki kadınlara bir hayvan gibi davranırlar hatta et ve süt veren hayvanlar kadınlardan daha üstün tutulurdu. Vera bu saraya gelince kadınların yönetimde bulunduğunu, savaşçı olduğunu görünce Tanrı Peronu'na daha da minnet duydu...

Alpagu bu bakışların anlamını sezebilmişti. Çünkü kandaşı Balamir ona her gece sevdayı anlatırdı. Kuzeni Kırçiceğe duyduğu destansı sevdayı. Alpagu hep buna özenmişti. Onun kalbi savaşlar ile bilenmişti, katıydı... Fakat bir yanı hep sevmek sevilmek istiyordu. Onda tutulan bu gözlerden o da etkilenmiş hatta bunun aşk olduğunu sanmıştı...