Tozkoparan İskender mi?!

904 37 34
                                    

İskender'den:
Hepimiz Elif'i aramak için tek tek dağılmıştık. Ben nedense çok kötü hissediyordum. Kalbim istemsizce sıkışırken gözlerim sadece bu koskocaman alanda Elif'i arıyordu. Biraz daha yürüdüğümde gözlerim karşıdaki ormanı bulmuştu. Buraya annemin uyarısına rağmen girmiş olabilir miydi ki? Umarım bunu yapmamıştır. Ama yapmış da olabilir. Daha o günler Asya ile Sinan'nın Elif koşudayken onun ormanı, çiçekleri ve hayvanları sevdiğini söylediklerine kulak misafiri olmuştum. Bu yüzden daha fazla düşünmeden ormanın içine doğru yürümüştüm. Ormanın içinde yürüdükçe nefes sesleri ve çalı seslerini duyuyordum. Bunlar Elif'e aitti. Onu hissedebiliyordum. Daha yaklaştıkça daha fazla ses geliyordu. Ama artık çalı seslerinin yerini ağlama sesi almıştı. Ben de daha fazla dayanamayıp sese doğru hızla koşmaya başlamıştım. En sonunda Elif'i arkası dönük geri geri giderken görmüştüm. Önünde de bir kurt vardı. Burada kurtun ne işi vardı? Burası Yaşam alanına uygun bir yer bile değildi. Ama bunu düşünmenin vakti değildi. Ben de direkt o fark etmese bile arkasından ona yaklaşmıştım. En sonunda sırtı bana değdiğinde beni görünce refleks olarak bağırmıştı. Ama onun bağırması kurtu daha da kızdırmıştı. Elif bunu fark ettiğinde hemen boynuma atılmıştı. Vücudu korkudan sımsıcak olmuş ve deli gibi titriyordu. Bana başka çare kalmamıştı. Sonuçta artık o da bir mavi aydı. Benim durumumu eni sonunda öğrenecekti. Ben de ona düşmemesi üzerine sımsıkı sarılmıştım. Bir Tozkoparan olarak kendi gücümü kullanmıştım. İkimizi Havaya doğru uçurmuştum. Ama o bana daha çok sıkı sarılmıştı. En sonunda fark ettiğinde gözlerini gözlerime denk getirmişti. Onun için çok korkmuştum. Ama bu onu fark edip bayılmıştı bile. Haklıydı kız. Ama bir kısım hariçti. Ben de insandım. Tamam biraz diğerlerinden farklı olabilirim (Y.N: Birağgz mığğ!?)  Sonuçta çoğu özelliklerim aynı yani. Değil mi?
Ben böyle düşünürken kurt gitmişti bile. Ama hâlâ Elif kollarımda baygın duruyordu. Daha fazla uzatmadan bizimkilerin olduğu yere gitmiştim. Elif'i kollarımda baygın gördüklerinde bazıları çığlık atmıştı. Özellikle de Asya korkudan bağırarak yanımıza doğru koşmuştu.

Asya: Eliff!!!*bağırır* Ne oldu buna böyle!!!

Arda: Yaşıyor mu!!? Bir şey söylesene gardaşım!!

Asya: Tövbe de Ardaa!!!*bağırır*

Sinan: Ne oldu İskender?! Bir şey söylesene!!

İskender: Sonra her şeyi anlatırım. Ama hemen Elif'i ayıltmamız lazım. Annemler nerede?

Arda: Onlar hâlâ Elif'i arıyorlar.

Asya: Şurada dinlemek için küçük bir oda vardı. Hemen oraya götürelim.

*Hepsi hızla odaya götürüp Elif'i koltuğun üstüne yatırırlar. O sırada da Rüya hoca gelir*

Rüya: *Hızla Elif'in yanına çöker* Ne oldu??! Niye baygın duruyor?!* Eliyle yüzünü sallayarak uyandırmaya çalışır* Bana çabuk su getirin!

Asya: Alın hocam.*suyu verir*

*İşte Elif'i bir süre uğraştıktan sonra uyandırmayı başarabilirler*

Asya: Elif!! İyi misin kuzum??

Elif: *Kısık sesle* Bana ne oldu?

İskender: Küçük bir şokla baygınlık geçirdin.

Elif: *İskender'in sesini duyunca kafasını ona çevirir. Bir süre tepkisiz biçimde sadece ona bakar* S-sen...?

Rüya: Kızım iyi misin?

Elif: Hocam ben...

İskender: *Hemen lafa girer* Bence Elif kendini iyi hissetmiyor. Biraz yalnız bırakalım dinlensin değil mi?

Tozkoparan İskender🏹Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin