Bölüm bazı sebeplerden ötürü geç geldi. Kusura bakmayın.
O zaman iyi okumalar canolar.💕
Ali'den:
Londra'dan geleli birkaç saat oluyor. Amcamın yardımıyla ailemden bana miras kalan tek katlı ve bahçeli bir eve taşındım. Yani tam taşınmak sayılmaz ama neyse...
Türkiye bana daha çok geçmiş anılarımı hatırlatıyor ama bu anılar o kadar kısa ki hatırlarken bile doyamıyorsun ve hatta daha çok istiyorsun. Keşke ailemle geçirdiğim bütün zamanları kesintisiz hatırlayabilseydim ya da hatırlamak yerine onlarla yeni anılar yaşasaydım böyle daha güzel olurdu bence.
...9 yaşımda ailemi trafik kazasında kaybettim. sadece bana bakacak amcam olduğu için beni kendi işi ve evini kurduğu o büyük şehir olan Londra'ya getirmişti.
Orada günlerim kötü ve zor geçse de amcam sayesinde iyi olmaya çalışıyordum. Hatta benim yemek konusunda yeteneğimi gördüğünde 14 yaşımda özel aşçılık okuluna yazdırmıştı. Yemek yapmanın verdiği haz beni ne kadar rahatlasa da içimdeki sıkıntıyı almıyordu. İşte taa ki karşıma Duygu çıkana kadar...
Duygu ile okuduğum okulda tesadüfen tanışsak da galiba bizi böyle kısa bir sürede yakın yapan ikimizin de türk olmasıydı.
İnsanlara çok iyi gelen bir hali var kendisinin. Yeri geldiğinde espirili ya da sana iyi gelmeyen anıları unutturup güldüren hem asi hem tatlı bir kız. Bu halleri hoşuma gitse de sevmediğim yanlarıda var. En önemlisi bazen suskun olup dertlerini anlatmaması. Özellikle de Türkiye'ye gelmeden 1 ay önceden beri çok yapmıştı. Zaten Türkiye'ye gelme sebebim de kendimden çok duygu içindi. kendisi bana o kadar fedakarlık yapmışken benim bu yaptığım onun için neydi ki?
O çocuklara da videoyu çektikten sonra haddlerini bildiridim de duygu böyle yapacağımı bildiği için bana önceden rica ederek söylediğinden yapmadım.
Türkiye'ye gelir gelmez de eşyalarımı kalacağım eve bırakıp duygunun bana telefondan attığı konuma gittiğim için tekrar eve yeni geldim. Evin eşyaları düzenli biçimde dizili olsa da her yerin toz olduğu uzaktan bile belli oluyordu. Ne yapacağım diyordum ki kapı çaldı. Kapıyı bekletmeden açtığımda karşımda 32 diş gülümseyen bir adet duygu görmeyi beklemiyordum.
Duygu: Selaaam!!
Ali: Sen eve geçmeyecek miydin neden geldin ki?
Duygu: İnsan bir sana da selam Duygucum der ya.
Gülen yüzü kaybolmuş bana çemkirerek bakıyordu.
Ali: Ya şaka yaptım kızım be. Gel bakalım seni özledim tabiki.
Ona sıkmayarak sarılmama rağmen bana karşılık vermiyordu hanımefendi.
Ali: Duygu? Sen ciddi misin?
Duygu: ........
Ali: Sen baya baya ciddisin. Peki tamam. Hazır mısın? *boğazını hafif öksürerek temizleyip Duygu'nun karşısına geçer* SELAAAAM DUYGUCUM!*ses tonunu değiştirir*
Bir süre bana ciddi bakmaya çalışsa da kendini tutamayıp bana gülmüştü. Gerçekten de gülünecek bir haldeydim.
Duygu: bu halini çok sevdim bak. Lütfen bir daha yap. Lütfen lütfen.
Ali: Hayır tabiki.
Duygu: Hadi yaaa
Ali: Hayır
Duygu: Peki tamam. Ben de içeri geçerim.*içeri geçer* Ali bu ev toz içinde!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tozkoparan İskender🏹
Novela Juvenil- "𝑩𝒊𝒍𝒎𝒊𝒚𝒐𝒓𝒖𝒎 𝒂𝒎𝒂 𝒃𝒆𝒏𝒊 𝒔𝒂𝒏𝒂 𝒃𝒊𝒓 ş𝒆𝒚 𝒃𝒂ğ𝒍ı𝒚𝒐𝒓. 𝑩𝒖 𝒃𝒂ğ 𝒐 𝒌𝒂𝒅𝒂𝒓 𝒈üç𝒍ü 𝒌𝒊 𝒃𝒂𝒛𝒆𝒏 ö𝒍ü𝒎ü𝒎ü 𝒃𝒊𝒍𝒆 𝒅üşü𝒏𝒎𝒆𝒚𝒆𝒄𝒆𝒌 𝒌𝒂𝒅𝒂𝒓 𝒈ö𝒛ü𝒎 𝒈ö𝒓𝒎ü𝒚𝒐𝒓. 𝑩𝒖 𝒃𝒆𝒏𝒊𝒎 𝒔𝒐𝒏 ş𝒂𝒏𝒔ı𝒎 𝒃𝒊𝒍𝒆 �...