Evet hadi günün rekorunu kırmaya çalışarak buna da bölüm atmaya çalışacam.
Abi artık oy ve yorum yapın ya o kadar bölüm atıyorum yorum yapan yok. Bir daha atmayacam ya of sinirimi bozdunuz. (Tripliyim size.)
Diğer kitaplara da yapmıyorsunuz artık iyi yazamıyorum diye düşünüyorum.
Canım sıkılıyor. Morelim bozuluyor ondan.
Bölümü 00.00 da atacam ehehehehehe
Neyse hadi bölüme geçelim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Bölüm 4 : Yara"
"Ne?"
Şaşkınlıkla Alon'a döndüğüm de o ise omuz silkti.
"Sakın bana haberim yoktu deme."
Yutkunmuş ve bakışlarımı karşımdan bana doğru gelen Sano'ya çevirmiştim. Mırıltı şeklinde konuştum.
"Demem."
Elini anlına vuruk kafasını iki yana salladı.
"Sekiz yıldır buranın sahibi olmasına rağmen mi yani?"
Ona ters bakışlar atıp tam yanından ayrılacakken kolumdan tutulmam ile durmuştum. Kaşlarım çatık bir şekilde ona bakarken kolumu tutan kişinin Sano olduğunu görmüştüm.
"Nereye?"
Sorduğu şeyle kolumu elleri arasından kurtarmış ve ellerimi ceplerime yerleştirmiştim.
"Hazırlanmaya gidiyordum."
Yüzümü bir kaç saniye izlerken Alon'a dönüp baktığında Alon yanımızdan uzaklaşmıştı ve ikimiz kalmıştık.
"Neler oluyor? Neden soğuk d-"
"Birincisi sana hesap verecek değilim. İkincisi, hem telefonumu çalıyorsun hem de bana doksan bin yen para yatırıyorsun. Burada nelerin olduğunu sorması gereken benim?"
Beni sonuna kadar dinlemiş en sonunda ise derin bir nefes vermişti.
"Telefonunu çalma kısmı, pek çalma denemez sen telefonu yere düşürmüşsün ben de onu aldım bu kadar. İkinci olarak da sana istediğim kadar para yatırabilirim."
Göz devirmiş ve elimi öne uzatarak bakışlarının elime dönmesine neden olmuştum.
"Telefon."
Kısa açıklamam ile cebinden çıkarttığı telefonu elime vermişti. Telefona birkaç saniye bakmış ve cebime atmıştım. Ardından ise tam gidecekken tekrar kolumdan tutmuştu.
