sessizlik hakimdi bu gece,bu sessizlik bir şeyler olucağını söyler gibiydi. Mardin'de hiç bir zaman sessizlik olmazdı,Ölüm kokan sokaklarında. anaların ağlayış sesleri vardı Bu sokaklarda. Çaresizce feryat eden sesleri kimseler duymuyordu,duymak istemiyorlardı..
Bu sefer kimi yargılıyordur töre denen şey . Bu sefer hangi ocağı söndürdü, hangi cana kıydı.
Bu şehrin suçu yoktu,içindeki acımasız insanların suçu vardı.Töre denen şey sadece kadınlara mı vardı.
Neden Erkeklere de ağalık denen şey vardı. Söz hakkı onlarınmış gibi hüküm verirlerdi. Ama oda ölüm sadece ölümdü .mardin bir ana yasa terazisi gibidir.
hiç bir zaman o terazi eşit olmazdı. Terazinin sağ tarafı masum insanlar. Sol tarafı da namus bekçileri vardı. Bu bekçiler sadece namus denen şeye yargılamaktan başka bir şey bilmiyorlardı.
bu teraziyi eşit yapan birileri olur muydu.?Ökkeş ağanın kızı Erva konaktaki kahyanın oğluna sevdalıdır. Fakat babası ağa olduğu için onu bir kahyanın oğluna vermiceğini tüm mardin Midyat bilirdi...
ama Erva sevdalıdır ona yıllardır...
Anıl ise sadece kızın babasından intikam almak için kızın sevdasına karşılık verir.Erva'ı elde ettiği zaman onu öldürücekti,
diğer kızlar gibi. bunu ölen kardeşi için yapıyordu, kardeşinin ölüm emrini sadece o ağalar vermişti. ölüm emrini veren tüm ağaların kızlarıyla bilikte olup,sonra hemen öldürüyordu. Hiç kimseler bilmiyordu anılın o kızlara tecavüz ettiğini.Ölen kızların hiç birine üzülmüyordu anıl. Çünkü onun kardeşinede kimseler acıyıp üzülmemişti. Son kalan kurbanı ervaydı. Kızın namusu lekelendiğinde babasının şerefi iki paralık olacaktı. kız kardeşinin intikamını böylecelikle almış olacaktı ağalardan. Kardeşi zelişe dokunan şerefsizi bulamadığı için sadece ölüm emrini veren ağalardan intikam almıştı anıl.
o şerefsizide bulup öldürdürdükten sonra hemen adalete teslim olacaktı. O da hiç istemezdi böyle bir insan olmayı. ama 3 sene önce kardeşinin mezarında intikam yemini etmişti. Kardeşi zelişe inanmayan ağaların hepsinden intikam alacaktı her ne olursa olsun.
Anıl Ervayı bir gece vakti yeşil derenin oraya çağırdı konuşmak için. Erva onu görmek için evden gizli gizli çıktı. başına gelecek şeyleri bilmemeden. kimselere görünmeden genç kız. konağa yakınlarındaki yeşil dereye indi
Erva Dereye yaklaştığında anılı taşlı kayanın üstünde oturduğunu görünce sevinçle yanına gitti özlemişti sevdiği adamı. Anıl erva yı görünce ona yalandan gülümseyip hemen ayağa kalktı, yavaş haraketlerle erva ya sarıldı. Ayak üstü konuştular biraz. Anıl intikamı için daha fazla bu kıza tahammülü yoktu. onu derenin yanındaki kulübede süprizi olduğunu söyleyince kulübeye girdi ervayla .
Erva kulübenin içinde sadece bir yer yatağından başka bir şey görmemişti etrafta, telaşla anıla döndü "korkma eyer bügün benim olursan baban seni bana verir Erva" dedi genç adam..
Anıl kızı ikna etmeye çalıştı yalandan. Erva biliyordu onun olsa bile babası onu ona asla vermezdi . Erva Babasının ikisini öldürceğini bildiği için anıl dan uzaklaşır. erva dışarıya çıkmak için adım attı kapıya doğru Ama anıl kızın kolundan tuttuğu gibi yerdeki yatağa fırlattı.
Erva onun çıldırmış olduğunu gördüğünde çok korkmuştu. Sevdiği adamı hiç tanımamış gibi adeta ona bakıyordu.Anıl erva'nın üstüne tüm yüküyle çullandı, Erva onu üstünden itmeye çalışsa da hareket etmiyordu sevdiği adam. Erva'nın üstündeki kıyafetlerini delice yırtma ya başladı anıl..
Sonra erva'nın boynunu öpüceği sırada, erva kenarda gördüğü odunla hemen eline aldığı gibi,sevdiği adamın kafasına sertçe vurmuştu.
Dengesini kaybeden anıl genç kız hızlıca üstünden itti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Namus Bekçileri
Teen FictionNamus demek şeref demektir bu şehirde. bır kadının adı lekelendiğinde ya evlilik temizler yada ölüm . bu namus denen şeyi sadece 2 kişimi çekmeli yoksa tüm Midyat mı . Bunun cevabını sadece 2 kişi vere bilir oda Midyatın seçtiği 2 kurban. Bu yold...