mitn~2

145 28 166
                                    

Oy yorum 👉👈
__

Chan, uyumaktan ağırlaşmış gözlerini zorlayarak açtı. Elleriyle gözlerini ovuşturduktan sonra elini yastığın altındaki telefonuna attı.

Her zaman yaptığı gibi bildirimlerini kontrol etti ve gözü saate takıldığında minik bir şok yaşadı, çoktan on biri geçmişti.

Uzun zamandır ilk defa bu kadar fazla uyumuştu, şaşırması normaldi. Bugün herhangi bir kabus da görmemişti hem.

Yatakta boş boş oturmayı bırakıp ayılmak için elini yüzünü yıkamaya kalktı. Bayan Choe'nin sabah derslerini kaçırdığını farkettiğinde ise ağzından bir küfür kaçırmıştı.

Bayan Choe, fakültedeki en disiplinli profesörlerden biriydi. Güldüğü nadir görülürdü, her zaman ciddiydi. Hatta öğrenciler kendi aralarında 'kıyamet kopacak, Bayan Choe güldü' şakaları bile yapardı.

Chan telefonunu yeniden eline aldığında Hyunjin ile Minho'ya ait yirmişer arama olduğunu farketti. Haber vermediği için azar yiyecekti büyük ihtimal. Çok geç olmadan aramalarına geri dönse iyi olurdu.

Başta Hyunjin'i arayacaktı, ancak sabah sabah onu ve dramalarını çekmek kulağa hoş gelmiyordu. O yüzden onu es geçip Minho'yu aradı.

Minho ilk çalışta açtığında Chan konuşmak için ağzını açmıştı ki;

"Neden açmıyorsun telefonu ya? Bayan Choe'nin dersini kaçırdığının farkında mısın sen!"

Chan derin bir iç çekti. "Hyungunum ben senin Minho, düzgün konuş. Ayrıca uyuyordum."

Minho'nun bağırmaya başlayacağını ön görüp telefonu kulağından uzaklaştırdı.

Tam da tahmin ettiği gibi, Minho'nun yüksek desibelli sesi telefonun on metre ötesinden dahi duyulacak seviyedeydi.

"Ne kadar merak ettik biliyor musun! Gelmeyeceksen haber verseydim bari. Telefonları da açmadın, neredeyse polisi arayacaktık Hyunjin ile. Kıçımın hyungu... Bir de uyuyordum diyor-"

Minho'nun jetonu yeni düştüğünde ve donup kaldığında bir kahkaha patlattı Chan. Ardından gerçekleri sonunda kavrayabilen Minho sözü aldı "Ne demek uyuyordum? İyi de senin durumun..."

Kelimeleri seçemeyip bir süre sessiz kaldığında sözü Chan aldı.

"Ben de anlamadım zaten. Her neyse, size anlatmam gereken şeyler var. Öğleden sonraki ders için biraz erken gelecektim. Diğerlerini de topla konuşalım. Ayrıca Hyunjin ile çok takılıyorsun, demedi deme" Son cümlelerini dalga geçtiği belli olan bir tonla söylemişti.

Minho telefondaki gencin göremeyeceğini bile bile göz devirdi. "Hyunjin ile ne alakası var? Ya da boşversene, bilmek istemiyorum. Jisung geldi kapatıyorum"

Minho telefonu yüzüne kapattığında Chan onun bu heyecanlı hallerine bir kahkaha bıraktı. Minho uzun süredir Jisung'dan hoşlanıyordu. Hatta hisleri hoşlantının da ötesindeydi ama Jisung onu bir türlü fark edememişti.

Onların ilişkisine gerçekten bir anlam veremiyordu. Çünkü her gün bir başkasıyla öpüşüp bunu marifetmiş gibi bir de onlara anlatan Jisung, sonra hiçbir şey olmamış gibi şakaya vurarak Minho ile flörtleşiyordu. Açıkçası biraz... garip bir kişilikti?

Minho'nun içi ise habire yanıyordu tabii olanlar karşısında. Chan da üzülüyordu onun bu durumuna, arkadaşı için bir şeyler yapmak istiyordu.

Jisung ile konuşabileceğini teklif etmişti ona, ancak Minho karşı çıkmıştı. Kendisi halletmeliymiş. Chan da ısrar etmeyip akışına bırakmıştı onları.

man in the nightmare - chanlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin