Jisoo'dan :
Hoca sınıfa girmişti. Kimya dersindeydik. Yavaşca kafamı sıraya koydum ve gözlerimi kapatıp düşünmeye başladım. Kimya dersini sıkıcı buluyorum. Aslında bütün dersleri sıkıcı buluyorum. Sanki bütün konuları biliyorum. Daha önceden öğrenmişim gibi çok tuhaf bir his, belki de saçmalıyorum. Dersleri pek dinlemem ama sınavlardan hep yüksek not alırım. Derslerde parmakta kaldırmam. Derse girerim oturup dinler sonra zil çalar ve çıkarım.
Ailem beni okulda daha farklı bilir. Otoriter bir ailem var her zaman en iyisi olamamı, çok ders çalışmamı, okulda örnek öğrenci olmamı istiyorlar. Her zaman beni arkadaşlarının çocuklarıyla karşılaştırıyorlar. Bende onların gözünde onların olmamı istediği halimi oynuyorum. Bu şekilde bir problem çıkmıyor. Her sabah o aptalca cümleleri kurmak zorunda kalıyorum. "Derslerde hep parmak kaldırıyoruz." aslında derslerimle ilgili böyle olmasalar gayet iyiyiz. Çoğu şeyde baskı yapmıyorlar, gayet özgür bırakıyorlar, sadece ders konularında tartışma çıkıyor. Bu yüzden karşı çıkmaktansa öyle davranmam gerekiyor.
Neyse ki bu sene son senem. Üniversite de kızlarla birlikte başka bir şehir'e taşınıp ev arkadaşı olmak istiyoruz. Güzel bir arkadaşlığımız var. İlk bir markette karşılaştık. 8. Sınıfın bitişi, yaz tatilinin başlangıycıdı. Annemler işleri yüzünden bir günlüğüne şehir dışına çıkmıştı. Bende yiyecek bir şeyler almak için markete gittim. Reyonlara bakarken çilekli süt gördüm. En son beş yaşındayken içmiştim. Çok çucukca gelebilirdi ama çilekli sütü alacaktım. Canım çekmişti. Tam elime aldım arkamdan bir kız bağırmaya başladı.
Bağıran kız : OLAMAZ! ÇİLEKLİ SÜT KALMAMIŞ. HEY! LÜTFEN ÇİLEKLİ SÜTÜ BANA VERİR MİSİN?
Arkama döndüm ve kıza baktım. Benimle aynı yaşta gözüken sarı saçlı bir kızdı. İstekle elimdeki çilekli süte bakıyordu. Başımı indirdim ve elimdeki çilekli süte baktım ve ona uzatırken biri bana çarptı ve elimdeki sütün artık elimde olmadığını fark ettim. Büyük ihtimalle yere düşmüştü. Ben yere bakarken biri eliyle çilekli sütü uzattı. Yavaşca yüzümü kaldırdım ve karşımdaki kıza baktım. Beyaz tenli, siyah saçlı ve benden biraz uzun bir kızdı. Kız konuşmaya başladı.
Siyah saçlı kız : Çilekli süt yere düşüyordu, bende tuttum. Reflekslerim iyidir.
Ona cevap verecektim ki sarı saçlı kız, durduğu yerden fırladı ve çilekli sütü aldı. Onu koynuna bastırdı ve konuşmaya başladı.
Sarı saçlı kız : Oh be bebeğime bir şey olmadı. Teşekkür ederim.
Siyah saçlı kızla birbirimize baktık ve gülmeye başladık. Sonra yanımıza bir kız geldi.
Kız : Şey ben özür dilerim yanlışlıkla ayağım kaydı ve sana çarptım.
Jisoo : Önemli değil sen iyi misin?
Kız : Evet iyiyim.
Sarı saçlı kız : NE ÖNEMLİ DEĞİL Mİ? O BİR KATİL. KATİLSİN SEN! KATİİLL.
Kız : Ne?! Ben birini öldürmedim.
Sarı saçlı kız : Çilekli sütümü öldürüyordun.
Sarı saçlı kız, katil, katil diye o kadar bağırdı ki herkes bize baktı ve bir kaç adam bize doğru yürümeye başladı. Yaklaştıkca onların polis olduğunu anladım. Bizim yanımıza geldiler.
Polis 1 : Bir ihbar üzerine geldik. Aranızdan birinin bir cinayete karıştığını söylüyorlar. Aranızdan kim? Söyleyin bakalım.
Öyle diyince herkes birbirini gösterdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BLUE MOON
FanfictionBir lanet neler değiştirebilirdi, hayatları nasıl etkilerdi? Hangi hayatları yok eder hangilerine bir şans daha verirdi? Her şeyin başlangıcı mıydı, yoksa sonu mu? !!! DİKKAT !!! (Kitaba ara verilmiştir -upuzun bir ara verilmiştir- ne zaman geri gel...