Hot Summer Zero

42 2 0
                                    

Selamm. Kırılmış fakat kırıldıkça kalbinin aynalarına bakmış biri olarak karşındayım. Biliyorum, sen de sevdin ve sen de kırıldın. Bir ikizler burcuna kalbimi verdiğimi söylesem... Sonrası ise koç burcu bir eril ile devam etti fakat bilirsiniz, geçmişimize de el sallamayı severiz biz.

Bu sefer dönelim biraz arkamızı geçmişe dedim. Kaçalım biraz, kovalanalım da. Nasıl bir yolculuk olur bilmiyorum, hem sizin için hem de kendim için. Seveceğinize dair garanti vermiyorum ama eğer gözleriniz benim satırlarımda dolanmaya devam ediyorsa başlayalım. Çünkü ben de uzun zamandır bu satırların arasında değildim.

🐚

Rüyaların korkunç bir güce sahip olduklarını düşünüyordum. Ve kesinlikle benim geçmişimi kaset açar gibi haftada bir kere mutlaka görmeye devam etmem bilinçaltımın tatlı görünen acı oyunlarından biriydi. Beni kurtarmak için yaralamaya devam etmesini saygıyla kutluyordum.

"Bir kere daha ayağındaki halhalı değiştirirsen yemin ederim hepsini denizin içinde kaybetmeni sağlayacağım," diyerek huysuzca söylendi Buğlem. Kıvırcığa yakın dalgalı ve kahverengi saçlarını kremlemiş, altına uzun etek çekip üstünde mayonun verdiği rahatlıkla oturuyordu. Ben ise duştan hassaslaşan tenime güneş kremini yediriyordum, üzerimde şort vardı ve bikini üstümün üzerine tişört geçirmeyi düşünmüyordum.

Buğlem kız kardeşimdi. Benden üç yaş küçüktü fakat benden büyükmüş gibi gezmeyi pek severdi. Söylendiği kişi ise taktığı takılarda kararsız kalan en yakın arkadaşım Sima'ydı. Hemen kulağının altında biten sapsarı saçları vardı ve bu sarışınlığı genetikti. Bu nedenle teni benimkinden bile beyazdı, hassaslığından bahsetmiyordum bile.

"Sen bi' sussana ya," diyerek kardeşime söylendiğimde gözlerini devirip telefonuyla ilgilenmeye devam etti. Sima, "Tamam ya, cidden yeter sıkıldım," diyerek aynanın önünden çekildi ve çantasına doğru yürüdü. "Hadi gidelim Asu."

Başımı aşağı yukarı sallayıp kremi yanaklarıma yedirdim ve telefonumu masanın üzerinden alıp evin anahtarını çantama attım. Buğlem çoktan evden çıkmıştı, Sima'nın sesi apartmanın içinden geliyordu. Son kez evi kontrol edip evden çıktım ve kapıyı sertçe kapattım. Birinci katta oturduğumuz için merdiven basamaklarını hızlıca inip kendimizi sıcağa bıraktık.

"Önce deniz yapıyoruz değil mi?" diyerek bize bakan Buğlem'i başımı sallayarak onayladım. Verdiğim cevabın kattığı keyifle şarkısını mırıldanmaya başladı.

"Bizimkiler olsaydı ne iyi olurdu ya," diyerek dudak büktü Sima bir anda. Telefon ekranında mesajlaşma uygulaması açıktı, bunu görünce kafasının arkasına yavaşça vurdum. "Ya kızım," diyerek elini omzuma geçirince ikimiz de güldük.

"Ben neyine yetmiyorum, pardon?"

"Yetiyorsun bebeğim, fazlasın bile," diyerek bana sırnaşınca gülüştük. Buğlem bu gereksiz yakın halimizi fark ederek önden adımlamaya başladı. Bu hareketi üzerine Sima ile daha fazla gülüp birbirimizin işaret parmağını tutarak yürümeye devam ettik.

Villalar arasında küçük bir daire bize aitti; bu daireyi almak için hem ailemizden yardım almıştık, hem de üniversiteye geçiş yazında çalışarak maaşımızın yarısını bankaya atmıştık. Böylece küçük bir kısmı biz ödemiştik, geriye kalan kısmı da kredi ile elimize geçtikçe ödemeye devam ediyorduk. Genç yaşta ev sahibi olmanın, hem de deniz kenarında, bize inanılmaz güç verdiğini söyleyebilirim. Kıçımızdan ter akmıştı ama başarmıştık.

Bunun negatif geri getirisi ise ehliyet almamış olmamızdı, bir de tabi güncel modayı tam olarak takip edemiyorduk. Ekonomi gereği diye başlamak isterdim fakat bu konular herkesin içini sıktığı gibi benim de içime kara bulutları dolduruyordu. En iyisi bu konuyu da kapatıp yaşadığım yeri anlatmaya devam etmekti.

Sıcak Bedenler Yaz'ıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin