Ben Arya , on altı yaşındayım. Herkes gibi ben de okula gidip geliyorum, ders falan çalışıyorum çünkü bir çok hayalim var. Bunların da başında; Kendi yazdığım kitabı bastırmak, psikolog olmak... gibi kariyer planlarım var. Diğer öğrenciler gibi arkadaşlarım ile tatil planı, aynı eve çıkma ... Bunlar bana hep saçma geldi çünkü her zaman yalnız bir insandım . Hiç bir zaman arkadaşım olmadı , kimse beni gerçekten sevmedi ya da hep dışlandım. İlk önce hatayı hep kendimde aradım. Hep onlara ne yaptığımı düşündüm aslında sonradan anladım suçun bende olmadığını. Çünkü ben farklıydım . Dışarı çıkmayı değil kitap okumayı tercih ediyorum mesela en büyük farkım hep böyle oldu. Tabii ki benim gibi kitap okumayı seven bir çok kişi vardı ama yine de onlara konuşamadım çünkü hep çekingen biriydim. Hep farklıydım işte sebebini ben de hiç bir zaman anlamadım.
Saat beş gibi okuldan çıkmış eve doğru yürüyordum. İçimde sebebi olmayan bir mutluluk vardı. Utanmasam eve zıplayarak giderdim ama tabii ki herkes bana gülerdi bir de ek olarak okulda dedikodum çıkardı, bu yüzden de kendimi kasarak yürüyordum. Bu gerginliğimi biraz olsun hafifletmek için dağınık çantamda kulaklığımı aramaya başladım . Evet ben aşırı dağınık bir insandım koyduğum şeyi koyduğum yerde bulamıyordum. Sonunda dağınık okul çantam da kulaklığımı bulabilmiştim hızlıca kulaklığımı kulaklarıma yerleştirdim ve telefonumdan Manga - Dursun Zaman açarak yürümeye devam ettim.
Yaklaşık otuz-kırk dakika sonra eve varmıştım . Anne ve Babam evde yoktu bu benim için güzel bir fırsattı çünkü evde tek kalmayı seviyordum. Kim sevmez ki ?
Anahtarımı kapının yanında ki rafa bırakarak hızlı adımlarla odama çıktım.
Çantamı kenara attıktan sonra pandalı pijamalarımı giydim. Evet doğru duydunuz pandalı pijama .
Hala içimde bir enerji vardı ve ben o enerjiyi durdurmayacaktım . İçimde ki o enerji ile basamaklardan ikişer ikişer inmiştim , iyiki düşmemiştim normalde düşerdim aslında bugün bir şeyler oldu bana. Salona girdim ve YouTube'dan Kolpa'nın şarkısı, Hiç bitmez bu masal'ı açarak enerjime enerji kattım. Mutfağa gidip kendime bir şeyler hazırladım . Hazırladıklarımı sehpaya koyup , bağıra bağıra şarkı söylemeye başladım.
Aradan bir veya iki saat geçmişti ben hala bitmeyen enerjim ile dans edip şarkı söylüyordum . Şarkı bittiğinde yeni bir şarkıya geçmek için şarkı ararken zil çaldı içimden umarım kimse benim şarkı söylediğimi duymamıştır umuduyla kapıya yöneldim. Kapıyı çalan kişi lütfen iğrenç sesimi duymamış ol. Lütfen.
Hala o kişinin beni duymasından şüpheleniyordum. Annem veya babamsa sıkıntı yoktu ama başkası ise ...
Kapıyı tam açacakken zaten hiç arkadaşımın olmadığını hatırladım. Zaten en fazla kim olabilirdi ki ?
Sâkin kalmaya çalışırken kapıyı açtım ve büyük bi' şok geçirdim...
Anın şokunu geçirerek "E-Eren , D-Damla" dedim. Maalesef kekeleyerek söylemiştim.Yine mi bu ikizler off...
Eren her zaman ki gibi mutlu şekilde cevap verdi "Evet ben Eren . Sessizsin ama isimlerimizi biliyormuşsun" dedi.
"Sessiz olabilirim ama sağır değilim" diyerek cevap verdim. Salak mısınız sessizler sağır değil.
Bu defa Damla konuştu "Eee şey biz biraz ders çalışmak için gelmiştik . Sonuçta senin matematiğin iyi ve malum yakında matematik sınavı da var " dedi. Kız bildiğin "İçeri davet etmiyecek misin?" diyordu. Onları içeri davet etmiyecektim sonuçta ikizlerden nefret ediyordum.
"Iıı şey, şuan meşgulüm aslında" dedim . Gerizekalıyım daha net bir cevap verip onları buradan gönderebilirdim ama ben bunu yapmadım, gerizekalı ben...
Damla iğrenç tiz sesiyle "Aa canım meşgulsun sen . Anlıyorum seni neyse sonra görüşürüz. " Saçını savurarak gitti, tabii ki ikizini çekmeyi de unutmadı.
Bu aptal kız kendini ne sanıyor?
İkisinden de nefret ediyorum.
Kapıyı kapatıp salona geçtim. Şu aptallar yüzünden bütün enerjim zaten gitmişti, kendime hazırladığım atıştırmalıklar da bitmişti, keyifsiz bir şekilde elimde ki boş tepsiyi mutfak tezgahına bırakıp odama çıktım.
Odama girdiğimde sanki evde bir sürü misafir çocuğu varmış gibi iki kere kapıyı kilitledim. Zaten anne ve babam iş dolayısıyla geç gelecekti biliyordum. Onlar gelse kapıyı çalmak yerine kendi anahtarları ile açarlardı.
Saat akşam dokuzdu ve anne ve babam çoktan eve gelmişti . Ben odamda hala kitap okuyor bir yandan da şarkı dinliyordum... Zaman bir şekilde akıp geçmişti şuan saat gece birdi. Annemler çoktan uyumuş olmalı ki evin içinde tek bir ses yoktu . Ben de artık uyumak istiyordum çünkü yarın okul vardı ve daha fazla uykusuz kalırsam okulda uyurdum... Odamı toplamaya başlamış, bir yandan da hala şarkı dinlemekle meşguldüm. On-on beş dakika sonunda odamı toplayabilmiştim. Bir yandan esnerken önce lambamı kapatıp, sonra yatağa girdim ,tabii bir de o lanet alarmı kurdum.
Alarm çalmıştı bu demek oluyor ki saat altı. Hızlıca alarmı kapattım ve okul formamı giydim. Çantamı da alıp evden çıktım. Okula doğru ilerlerken sıkıldım ve bundan dolayı da kulaklığımı çıkardım. Evet şarkı dinliyecektim .
Telefonu açar açmaz küçük çaplı bir şok geçirdim.
64 Bildiriminiz varBu bildirimler de neyin nesiydi? Normalde bu kadar gelmezdi ki bana.
Aman boşvereyim bu bildirimleri sonra bakarım.
Atmış dört bildirimi gördükten sonra nedense telefonu kapattım ve çantama attım. Umarım telefonum kırılmamıştır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUCİZELER
Teen FictionYalnız bir kız... Umutları tamamen tükenmiş beş kişi ... Milyonlarca kişi arasından birbirlerini bulursalar ne mi olur?... Ve her şey çözülmüşken o... Arya, Araf, Lara, Baran ve Deniz'in hikayesi... Dü...