5.BÖLÜM

19 4 8
                                    

Her zaman ki gibiydi, kimsesizdim.
Sanırım alışacaktım buna. Acılarım ve ben , biz birbirimize sahiptik.

Annem ve babamın ölümünün üzerinden bir ay geçmişti. Onların gidişi gerçekten zordu fakat daha zoru artık teyzemlerde kalmamdı. Teyzemler annem ve babamın ölümünden sonra beni kendi evlerine almışlardı. Onlara minnettardım çünkü bunu çoğu kişi yapmazdı, ayrıca içten içe de kendimi yük gibi hissediyordum aslına bakarsanız öyleydim de zaten, teyzemin bakmakla yükümlü olduğu iki çocuğu varken bir de bana bakmak istemişti

Yabancı bir yerdeydim, aslına bakarsak ben bu yere yabancıydım.

Annem ve teyzem geçmişte yaşanan bir olay yüzünden konuşmuyorlardı ama teyzem bana karşı hep sevgi dolu, güler yüzlü bir kadındı.
Ne kadar bu evde kalırdım bilmiyordum ama fazla da kalacağım yoktu.
Ne kadar teyzem olsa da bana bakmak gibi bi' zorunluluğu yoktu reşit olduğumda eşyalarımı toplayıp evden gidecektim.

Artık Lara , Araf, Baran ve Deniz ile aram çok daha iyidi.
Gün geçtikçe birbirimize alışmış ve birbirimizi sevmiştik . Tabii o hariç. Kimden bahsettiğimi zaten anlamışsınızdır. Tahmin edebileceğiniz gibi Araf. O bana karşı hâlâ soğuktu, ilk zaman ki kadar soğuk olmasa da davranışları hâlâ bana soğuktu. Herkese iyi olan Araf bir tek bana böyle davranıyordu, yanlış anlamayın onu sevdiğim falan yok sadece sebebini merak ediyorum.

Lara bana dün bir yere gideceğimizi ama neresi olduğunu orda olduğunu sonra öğreneceğimi söylemişti. En fazla nereye gidebilirdik diye düşünmüştüm. Şuan ise ne mi yapıyorum? Kombin seçiyorum. Ne giyeceğim pek de bilmiyorum ama gözüme çarpan bir kaç şeyi sanırım.

Evden çıkmış buluşacağımız yere gidiyordum. Altımda gri eşofman, üstümde ise t-shirt, t-shirtün üstünde de mavi hırkam vardı. Giydiklerim gayet iyidi, yani bence .
Bir kaç dakika sonra diğerleri de geldi ve gideceğimiz o yere gittik.

Geldiğimiz yerde bir çok insan vardı, insanlar masaların etrafında şarkıya eşlik edip dans ediyorlardı. Hemen hemen hepsi şarap içiyordu. Nereye düştüm ben? Bar mı deniliyor buraya?

"Gelsene Arya, bizim masamız şu" masayı işaret ederek söylemişti. Bizim masamız mı vardı? Demek ki varmış
"Geliyorum Deniz" diyerek karşılık verdim.
Masaya gittiğimizde etrafıma baktım ve şunu farkettim. Herkesin elbise giydiği ortamda eşofman ile gelen tek kişi bendim. Çok da sorun değildi ben buyum yani. Lara'nın beni uyarması ile bende onlara katıldım ve elime bir kadeh alıp dans etmeye başladım.

5 saat sonra

Gözlerim açtığında kendimi karanlık bir odada buldum. Öncesinde pek bir şey görmesen de pencerenden gelen ay ışığı ile odada ki nesneleri görebilmeyi başarmıştım. Nedensizce odanın köşesinde oturuyordum hemen karşımda bir masa, masanın hemen yanında içinde çeşitli biçimlerde dosyalar ve kitapları gördüm. Oradan tam ortasında küçük bir halı vardı, ay ışığından göründüğü kadarıyla halının üzerinde birçok ayak izi yer alıyordu. Anlaşılan sık kullanılan bir odaydı. Merakla yenik düşerek ayağa kalktım ve pencerenin önüne giderek dışarı baktım. Sonuçta gözlerimi açtığımda hiç bilmediğim bir yerdeydim merakım oldukça normaldi. Dışarıda çok uzun ağaçlar, ağaçların arasından geçen tek bir yol, ağaçların ardında dağlar ve gökyüzünde ise dolunay evresinde olan ay adeta parlıyordu. Etrafında sessizliğinden anlaşılabileceği gibi burada kimse yoktu. Nerede olduğuma daha iyi tek bir fikrim yoktu ama şu an tek istediğim yaşadığım yere geri dönmekti. Tüm bunlar düşünürken odanın dışından gelen ayak sesleri ile irkildim çünkü ayak sesleri her saniye daha da yaklaşıyordu, bu demek oluyordu ki gelen her kimse buraya geliyordu... Korku ile gelen kişinin kim olduğunu bekliyordum. Zaten başka bir şansım da yoktu. Evet kaçmayı düşünmüştüm ama pek de güvenli görünmüyordu. Sesler daha da yaklaşmıştı, çok fazla ve daha da fazla...
Ve kapı açıldı. Kapı açıldı. KAPI AÇILDI .
Kapıyı açan adam oldukça uzun boyluydu ve giyim tarzı ile aslında gayet iyi görünüyordu. Bir dakika! Yüzünü göremiyordum.
Kimdi bu şimdi? Neyin nesiydi?
Allah bilir Bana ne yapardı ya da yapmazdı
Benden fidye falan istemeyi düşünüyordu ya da para falan hiçbiri bende yoktu ki ne yapabilir benle... Kenardaki sandalyeyi alıp tam karşıma geçti ve konuşmaya başladı.

MUCİZELER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin