• Ekipçe, Daima Birlikte! •

368 25 6
                                    

Gün ağarmaya başlamıştı.. sokaklardaki reklam tabelaları henüz aydınlanmamıştı. Bazı evlerin ışıkları yanıyor olsa da çoğu eve karanlık hakimdi. Boş sokaklarda belli belirsiz esen rüzgar, ağaçlardaki yaprakları güçlü ama bir o kadar da yumuşakça yere düşürüyordu. Saatler geçtikçe rüzgarın hakim olduğu boş sokaklar insanlarla dolmaya başlamışken Baji, aniden doğruldu. Ani doğrulmanın etkisiyle sendeledi ve ayağını duvara çarptı.
"Tch-" sinirlenerek adımlarını hızlandırdı ve mutfağa ilerledi. Saçlarını toplayıp kollarını kendinden emin bir ifadeyle sıvadı ve buzdolabından wakame, yeşil soğan, tofu ve miso aldı ardından dolapların hepsini açarak soya sosunu aradı bulduğunda gülümsedi. Malzemelerini süzdükten sonra wakame ve tofu ilave etti ve tencerede kaynattı. Ardından yeşil soğanı bir şef misali hızlı hızlı kesmeye başlamıştı ki parmağını kestiğini farketti.
"Pff- beni mi bulur?" diye söylendi ve arka dolaptan yara bandı alıp yapıştırdı. Sonra kaynayan çorbanın başında beklemeye başladı.
"Ee- köpürmüyor bu?" diye bakmak için tencereye yaklaştığında bir baloncuk patladı. Baji, kusursuz bir miso çorbası yapabildiği için mutluydu. Sonra, gohan yapmak için pirinçlerini bir tencereye koyup suyla kaynatırken telefonunu açtı ve Chifuyu'yu aradı. Bir süre bekledi ama telefonu açan yoktu. Tam kapatmak için tuşa basacakken:
"B-baji-san?"
"Günaydın- Sen hala uyuyor muydun?"
"Günaydn. Sence?"
"Neyse, hadi hazırlan kahvaltıya gel ama Peke J'i de getir bendeki mamalardan yesin biraz."
"Tamam, geliyorum."

Baji, Chifuyu'nun normalde erken kalktığını düşündü.. "Herhalde okulda yoruldu." diye geçirdi içinden üst dolaptan kaseleri çıkarırken. Masa tam anlamıyla hazır olduğunda etrafa saçılmış malzemeleri bir hışım yerleştirdi. O esnada, kapı çaldı ve Baji koşar adım kapıya geldi. Sonra bir saniye bekledi ve kapıyı açtı. Chifuyu'nun kucağından etrafı süzen huysuz Peke J'i okşadı ve Chifuyu'nun kucağından onu aldı.
"Gel bakalım mutfakta ne varmış?" dedi Baji Peke J'i götürürken Chifuyu'ya gözüyle selam verdi. Chifuyu da onların peşinden ayakkabılarını yerleştirip mutfağa ilerledi. Baji, Peke J.'in önüne mamasını yerleştirmişti bile. Peke J'in o huysuz ifadesi bir anda aşırı sevinçli ve iştahlı bir ifadeye dönüşmüştü. Baji, Peke J'in hızla mamasını bitirdiğini görünce kahkaha attı sonra onları gülümseyerek izleyen Chifuyu'yu farketti.
"Sana da yemeğim var." dedi Baji gülerek ve masayı işaret etti.
"Hmph- çok lezzetli kokular alıyorum."
Çok geçmeden masaya oturdular ve kahvaltıya başladılar.
"Nasıl olmuş çorba? Ben tattığımda idare eder gibiydi."
"Deli misin Baji-san. NEFİS OLMUŞ!" dedi Chifuyu fakat ses tonunun yüksek olduğunu Peke J'in uykusundan kalkıp ona dik dik baktığında farketti ve özür dileyen bakışlarla onlara baktı. Baji gülerek sevindiğini belli etti. Çok geçmeden kahvaltılarını bitirdiler.
"Chifuyu, sen salona geç ben buraları bir toplayayım."
"Olmaz öyle Baji-san. Beraber yedik, beraber toplayacağız."
"Peki, o zaman."
Chifuyu, tabakları yıkarken Baji'de onları kurulayıp yerleştiriyordu.
"Baji-san bu tabak öncekinin aynısı ama ikisini farklı yerlere yerleştirdin."
"Boşver."
Bir kaç dakika sonra, her yeri toplamışlardı ve salona geçtiler. Peke J, Baji'nin yanında huzurlu bir uykuya dalmıştı.
"Eee- anlat bakalım neden geç kalktın?"
"Bilmiyorum, Cuma günleri genelde benim için yorucu geçer."
"Bu kadar lezzetli kahvaltılar hazırladığını bilmiyordum Baji-san."
"Nadir yeteneklerimden."
"Öyle deme Baji-san bence senin bir çok yeteneğin var."
"Öyle mi diyorsun?"
"Evet."

Baji, Chifuyu'ya çetenin anılarını anlatırken Chifuyu da ona yaşadıklarını anlatıyordu. Geçmişini değer verdiğin biriyle paylaşmanın verdiği hazzın ve rahatlığın keyfini çıkarıyorlardı. Yeri geldi kahkahalarla yeri geldi hafif bir buruklukla birbirlerini dinliyorlardı. Duygusal geçişler.. Bu şekilde iki saat geçirdikten sonra Baji ayağa kalktı. Chifuyu, ne olduğunu anlamamıştı.
"Hadi motorları, Inui'ye bakıma bırakalım. Hem hava almış oluruz."
"Olur, Inui'den bahsetmişlerdi ama tanışamamıştım."
Chifuyu, Peke J'i eve bıraktı ve mamasını yeniledi. Sonra üzerine yeleğini aldı ve dışarı çıktılar. Motorlarına bindiler ve çok geçmeden küçük bir sokakta belli dükkanlar arasından geçip az ileride durdular.
"Sahi, Inui o gün neden toplantıya gelmedi."
"Pff- Inui.. çok değer verdiği biri onu terk edince biraz depresifleşti. Yani.. toplantılarımızı işlevsiz buluyormuş ve durumlardan Draken aracılığıyla haberdar oluyor."
"Anladım."
Bu konuşmadan sonra biraz daha ilerlediler ve Baji, parmağıyla 'D&D Motorsiklet' yazan dükkanı işaret etti. Dükkanın hemen önünde güneş sarısı saçlarını rüzgardan geriye atıp duran, suratında sol alnından gözüne kadar inen yanık izi olan bir genç düzeneğin üstündeki motorsikletin karşısında oturmuş tekerleklerini düzeltiyordu. Chifuyu, bu gencin Inui olduğunu düşündü. Baji ve Chifuyu'nun adım seslerini duyunca gencin mavi gözleri Chifuyu'yu inceledi. Chifuyu anlık tuhaf hissetse de Baji'nin peşinden ilerledi.
"Oi oi, Inui. Nasıl gidiyor işler?"
"İyi gidiyor şimdilik. Senden?"
"Benden de iyi, toplantılara gelmediğin için tanışamamıştınız. Chifuyu, TOMAN'ın yeni üyesi. Chifuyu eliyle selam verdi. Inui belli belirsizce gülümseyip elini kaldırdı ve selam verdi sonra yere yaydığı aletlerin yerlerine bakmadan İngiliz anahtarını eliyle buldu ve karşısındaki motoru tamir etmeye devam etti. Chifuyu, bu hareketinden etkilenmişti ve onu izlemeye koyuldu.
"Gelmişken bir motorlara el atarsın." dedi Baji.
"Tamam hallederim ama senin motora Wakasa bakacak o da birazdan gelir."
"Tamamdır."
Inui doğruldu ve ayağa kalkıp önündeki motoru kenara aldı. Sonra, Chifuyu'nun motorunu önüne çekti ve frenlerini incelerken durdu. Chifuyu'yla göz göze geldi ve Inui hiç bir tepki vermemişti, ifadesizdı onu ilk gördüğü andan beri. İzlenmesine alışık olduğunu hissetti Chifuyu.
"Balataların aşınmış, çok mu fren yapıyorsun?"
"Y-yani."
"Dikkat et bir gün balataları yakarsan kötü olur, akışına bırak."
Baji, uzağa bakıyormuş gibi yapsa da onların konuşmasına kulak kesilmişti. Inui, bir süre sonra motoruna tam konsantrasyon odaklanmıştı ve Chifuyu da Baji'nin yanındaki iskemleye oturdu. İkisi de ne diyeceğini bilmiyorlardı birbirlerine.
"Baji-san, teşekkür ederim."
"N-ne için?"
"Bu zamana kadar ki her şey için."
"O zaman ben de sana teşekkür ederim."
"Sen ne için teşekkür ediyorsun ki."
"Yaşadığımız güzel anılar için."

𝐑𝐞𝐝𝐚𝐦𝐚𝐧𝐜𝐲 | 𝐛𝐚𝐣𝐢𝐟𝐮𝐲𝐮Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin