• Bilinmeyen Kişi •

246 23 9
                                    

Mikey, biraz kafasını dağıtmış ve eve geri gelmişti. Motorunu bir kenara çekip eve doğru ilerledi. Kapıyı açmak için anahtarını çıkardığında kapının kitli olmadığını farketti halbuki Shinichiro hep kapıyı kilitlerdi, bu biraz tuhafına gitmişti.
-"Abi, nerdesin?" diye seslendi ama duyduğu tek şey sessizlikti sonra Mikey tekrardan:
-"Shinichiro?! orda mısın?" ama geri dönüş alamadı. Biraz telaşlanmıştı ama aklına banyoda olabileceği geldi ve evi hızla arşınlayıp odalara baktı Mikey ama Shin'i hiçbir yerde bulamamıştı. Sanki yer yarılmıştı da içine girmişti. Telaşla telefona koştu ve rehberi hızla aşağı kaydırarak abisini aramaya başladı ve bulduğundaysa ekrana şiddetle bastı fakat abisinin telefonu evin içinde çalıyordu. Aklına gelen kötü şeyleri defetmeye çalışan Mikey. Rehberden daima yardımına koşacak o kişiyi aradı.. yani Draken'i...Tabi ki telefon anında açılmıştı.
-"Alo Mikey, ne oldu gece gece? Bir sorun mu var?"
-"Ken-chin! acil bizim ekibi topla ve yanıma gel. Abim evde yok telefonu da burda. En son bıraktığımda evdeydi ve telefonu almadan bir yere gitmez ki motoru da dışarda duruyor. Başka bir haltlar dönüyor şüpheleniyorum. Acil toplanın gelin!"
Draken, Mikey'i nadiren böyle telaşlı görürdü ve onu yatıştırmak için duygularını saklayan sakin sesine büründü.
-"Tamam Mikey, sakin ol hemen diğerlerine haber veriyorum. Birazdan orda oluruz lütfen sakince kal ve kendi kafana eseni yapma." diyerek hızla telefonu kapattı. Mikey hızlı hızlı nefes alıyordu ama aldığı her nefes sinirini kat ve kat arttırmaktan başka bir şeye yaramamıştı. Farklı farklı senaryolar aklından geçiyordu abisine bir şey mi olmuştu da kapı kilitlenmemişti? Bildiği tek bir şey vardı, her şey çok tuhaftı. Kısa süre sonra dışardan motor sesleri gelmeye başladı. Mikey kendini dışarı attı. TOMAN'ın geldiğini görünce az da olsa rahatlamıştı. Herkes motorlarını Mikey'in evine park ederek, aşağı indiler. En önden koşarak Mikey'nin yanına gelen Draken telaşını daha fazla gizleyemeden:
-"Gece gece nereye gider? Telefonu da yanına almamış. Mikey, seni daha fazla korkutmak istemem ama aklıma tek bir şey geliyor.. Kaçırıldı mı yoksa?"

Diğer üyeler aralarında fısıldaşmaya başlamıştı. Herkesin korkusu fısıltılarında bile açığa çıkıyordu. Herkesin gözü Mikey'nin yani liderlerinin üzerindeydi. Kimse liderin çöküşüne şahitlik etmek istemiyor ve bundan öte değer verdikleri Shinichiro'ya bir şey olmamasını diliyorlardı. Baji ve arkasından Chifuyu öne atıldı.
-"Mikey bence de kaçırılmış olabilir. Hemen onu arayayım zaten kalabalığız. Herkes bir yere dağılsın bakınsın ne dersin?" diyerek öneri sundu Baji ve Chifuyu da onu desteklercesine baktı.
-"Evet, zaten o yüzden sizi çağırdım millet! Herkes bir yere dağılsın Shinichiro'yu bulalım. Her bir taşın altına bakın. Kim kaçırdıysa onu bulup yaşamadığından emin olacağım." dedi Mikey. Son cümlesi sarsıntı etkisi yaratmıştı.

"Kesinlikle onu bulacağız Kaptan!" diye bağırdı motorlarına atlayan TOMAN üyeleri.
Draken de bu bağırırsın üzerine ekledi:
-"Sen burada dur Mikey. Sakinleşmen gerek sen işi bize bırak."
-"Hayatta olmaz Ken-chin. Ama size güveniyorum." dedi ve sağa bakarak dolmuş gözlerini gizledi. Herkes gidince Mikey güçlükle ilerledi ve kendini yere bıraktı.
-"Umarım iyisindir abi, eğer sana bir şey olursa bunun sorumlusu ve arkasında ki kimseyi yaşatmayacağımdan emin olabilirsin" diyerek yumruklarını sıktı sonra kendini toplayarak ayağa kalktı.
Sokakları köşe bucak gezmeye çıkan üyeler didik didik her taşın altına bakıyorlardı. Baji ve Chifuyu beraber sokakları geziyorlardı. Bir süre sonra Chifuyu:
-"Keisuke, bence motordan inerek bakmaya devam edelim."
-"Tamam, biraz da öyle bakalım ama burada yok belli. Şu sokağa da baktıktan sonra geri dönelim belki diğerleri bir şeyler bulmuştur."

Motorlarından inip sokağı gezmeye başladılar. İkisi de birbirlerinin baktığı yerlere ikinci kez bakıp kontrol ediyorlardı. Çok geçmeden çaresizce, geri motorlarına dönmüşlerdi. Shinichiro'nun bu civarda olduğuna dair hiç bir işaret yoktu.
-"Yok hiçbir yerde yok nereye gider ki gece gece? Zaten saat çok geç olmuş, en iyisi geri dönmek belki diğerleri bir iz bulmuşlardır."
-"Aynen en iyisi geri dönmek şuan." diyerek Mikey'nin evine yol aldılar vardıklarında çoğu kişinin de geldiğini fark eden Chifuyu şaşırmıştı. Herkesin yüzünde buruk bir ifade vardı.. umuda dair hiç bir işaret yoktu. Ortam saniyeler geçtikçe daha da gergin bir hal alıyordu. İkili duyacakları kelimeleri az çok tahmin edebiliyorlardı. Ürkerek motorlarını durdular ve tedirgince bekleyen topluluğa doğru yaklaştılar. Herkes toplandığında Draken, Mikey'e durumu bildiren bir mesaj attı. Ardından Mikey'nin motorunun sesi dört bir yanda yankılandı. Suratında dünyası terse dönmüş bir ifadesi vardı. Chifuyu, Valhalla kavgasında gördüğü o Mikey'i bir kez daha gördü. Eski Mikey olmayan Mikey..
"Yer yarıldı da yerin dibine mi girdi lan, nasıl bulamazsınız. Yoksa, size bir şey olmadı diye mi bu kadar rahatsınız dallamalar?" diye haykırdı Mikey ve onu inceleyen Chifuyu'ya doğru ilerledi.
"Yenilik dönemi bitti, git bana onu bul yoksa senden başlarım ardındaki herkesi yakarım." dedi Mikey onun yakasını sarsarak. O esnada arkadan bir ses geldi,
"O zaman benden, başlaman gerek" dedi Baji, Chifuyu'nun yanına hızla gelerek.
"Keisuke, lütfen.. Kaptan, onu aradık ama hiçbir yerde göremedik. Her yere tekrardan senin için bakacağım ama senin kadar biz de üzgünüz ve kızgınız emin olabilirsin."
Draken'in duyguları karma karışıktı. Mikey'nin abisine karşı hassaslığını en iyi o biliyordu. Bu tepkilerini tamamen doğal karşılıyordu kendisi de aynı tepkiyi verirdi ama onun bu halinin de TOMAN'ı kökten zedelediğinin farkındaydı. Draken, tam emin olamasa da Mikey'nin agresif kısmının bu durumlarda ortaya çıkıp herkesi dehşete boğduğunu düşünüyordu. Fakat onu bu düşüncelerden çekip alan kişi Inui oldu:
- "Lütfen sakin ol.. Hepimiz, her yere baktık ama bulamadık zaten saat çok geç oldu. Başka bir çözüm düşünelim. Potansiyel şüpheliler kimler?" diye sordu bir anda öne atılan İnui. Mikey'nin damarına basmıştı bu sözler, tam cevap vermek için ağzını açmıştı ki
-"En son ne zaman görüştün abinle Kaptan?" dedi araya giren Hakkai.
-"Piknikten döndükten bir saat sonra evden çıkmadan önce vedalaşmıştım. Saat 7 sularıydı."
-"Söylemek istemezdim ama Wakasa da saat 5 gibi yanımdan ayrılmıştı. Oysaki onunla planımız vardı. Wakasa, Shinichiro ile de yakındı. Gelmeden önce belki bir şeyler biliyordur diye aradım ama şuan o da kayıp, ulaşamadım." dedi İnui kelimeler ağzından çıkmak istemese de zorluyordu.
"Ne demek istiyorsun, açık konuş?" dedi Mikey önden yürürken bir anda durdu ve ona doğru ilerledi.
"Bir şey demiyorum, düşünüyorum."
"Düşünmekle bir yere gelemediğimiz ortada git o sktğmn hainini bul ve geldiği deliğe sok. Ama yapamam ben daha beni terk eden skik Kokonoi hakkında bile iyi düşünen bir gerizekalıyım dersen ben yaparım."dedi Mikey, sözleri bir bıçak gibi Inui'ye saplanmıştı ama o bundan habersiz aklına gelen şeyleri içinde tutmadan etrafa saldırıyordu.
"Ağzını topla." dedi bir anlık sinirle İnui, Mikey'le empati kurarak yangına körükle gitmek istemiyordu fakat iyice sinirlenen Mikey bir anda omuzlarındaki ağır bir yük varmışçasına dengesini kaybedip yere çöktü. Onun çöküşüyle zaman durmuştu sanki herkes ona doğru döndü ama kimsenin bir adım atacak cesareti yoktu. Hemen arkasında duran Draken eğilmeye yeltendi ve o mırıldanışlar duyuldu:
- "Yapılması gereken öldürmek, öldür, öldür onu. Öldür öldür..." Draken, Mikey'in yine aklını kaçırdığını düşündü telaşla. Herkes korkuyla bekliyor ve Shin için daha da korkmaya başlıyordu.

O sırada bilinmeyen bir yerde, Shin baygın halde sandalyeye oturtulmuş ve bağlanmıştı. Onun başına gelen Wakasa, yavaşça kafasını kaldırdı ve onu hafifçe sarsarak uyanık olup olmadığını kontrol etti hala baygın olduğuna emin olduktan sonra üzerinde ceketini örttü ve yanındaki telefona uzanarak rehberden Mikey buldu ve bir mesaj attı.
Bir anda gelen bildirim sesini duyan Mikey, hızla cebinden telefonunu çıkardı ve gelen mesajla anlık bir şok yaşadı. Yabancı bir numaradan gelen mesajı sesli bir şekilde okumaya başladı:
"Selam Mikey, abinin durumunu öğrenmek istiyorsan sana atacağım konuma gel. Ecelin seni orada bekliyor olacak." bu mesaj ortamdaki korkuyu ama aynı zamanda cesareti daha da çok kamçılamıştı.
"Resmen benimle oyun oynuyorlar, hemen dediği yere gideceğim ve orada işini bitireceğim." diyerek duvara sert bir yumruk indirdi. Duvar çatladığında Mikey bir süre oraya bakakaldı sanki kendini görmüştü bir anlığına ama sonra Draken onu geriye çekti.
"Yalnız gitmene izin veremem Mikey. Hepimiz seninle geliyoruz eğer bir tuzaksa bu beraber yüzleşelim."
"Aynen Mikey, tek başına gitmene TOMAN olarak izin veremeyiz. Anca beraber kanca beraber. Shin'i hep beraber kurtaracağız." dedi Baji ve bu sözler Mikey'i biraz da olsa rahatlatmış ve telkin etmişti.
-"Üzgünüm millet, kendimi kaybettim. Dediklerim için üzgünüm abim benim kırmızı çizgim. Ona bir şey olmasına izin vermem ve yanımda olduğunuz için teşekkür ederim TOMAN." dedi Baji'nin sözleriyle kendine gelen Mikey ama kendine gelen sadece o değildi TOMAN üyelerinin hepsi onun bu yüreklendirici sözleriyle canlanmıştı.
"Hep birlikte bulalım onu" diye bağırdı Mikey. Sonra, Chifuyu'ya doğru dönerek:
- "Az önceki hareketim yanlıştı, üzgünüm Chifuyu."
"- Önemli değil Kaptan başaracağız." diyerek gülümsedi Chifuyu ve herkes toplanıp motora bindi. Adeta zamanla yarışan bir hızla ilerliyorlardı TOMAN ekibi.. Yüreklerinde her şeyi yapabilecek bir cesaret ve güç. Akıllarındaysa olmasını hiç istemedikleri hatta kendilerini olmaması için feda edecekleri o lanet olası senaryo...
Buluşma noktası, terk edilmiş bir sanayi sitesiydi. Inui bakar bakmaz malların eski olduğunu ve buranın kullanılmayan bir yer olduğunu anlamıştı. Wakasa adım seslerini duyduğunda maskesini taktı ve kısa bir süreliğine camdan gelen TOMAN'ı inceledi. Yaklaştıklarını gören Wakasa ayağa kalktı ve kapüşonunu taktı.

-"Tam tahmin ettiğim gibi Mikey, yalnız gelmeyeceğini biliyordum pfft- Gel şimdi diğerleri ile de uğraş.. Söyle bari olay çıkartmasalar sadece konuşacağım" diyerek onlara doğru yürüdü. Chifuyu aklından geçirdi, Valhalla bile bu kadar direkt ve korkusuzca yürümemişti onlara karşı. Neyin nesiydi bu kapüşonlu herif?
Kapüşonlunun sesini duyan Mikey hemen ona doğru saldırdı. Ardından koşan Draken, Mikey'i bir hamlede yakaladı. Mikey'e bu ses bir yerlerden tanıdık gelmişti. Peşinden koşan diğer üyeler de merakla onu inceliyorlardı. Mikey'nin bir komutuyla üzerine çullanmaya hazırlardı.
-"ABİM NEREDE? NE BOKA ÇAĞIRDIN BENİ O YOKSA? ŞU LANET OLASI YÜZÜNÜ DE AÇ YOKSA ZORLA AÇARIM." diye bağıran Mikey'e işaret parmağını yaklaştırdı:
-"Şşşşt- sakin ol Kaptan, anlatacağım ama ben senin tek geleceğini düşünüyordum. Hayret, yanında haşerelerini de getirmişsin" diyerek iyice Mikey'i ve ardındaki TOMAN'ı kışkırttı. Yükselen hakaret ve küfürleri duyunca bir kahkaha attı ve kapüşonunu çıkardı.
-"Uzun zaman oldu görüşmeyeli ha? İnui, seni buralarda görmek oldukça şaşırtıcı." dedi onları aşağılayan bir surat ifadesiyle. Inui sesi duyduğunda maskeli kişinin kim olduğunu tahmin etmişti ama kendini kandırmayı tercih etmişti. Mikey, tahmin etmediği bu kişiyi gördüğünde surat ifadesi tamamen değişti ve İnui'ye döndü. İnui'nin aklından duygular akıp gidiyordu. Savunmasız ve kontrolsüzce titremişti elleri bir anlağına. Her an ağlamaya hazır olan bedenini zapt etmek saniyeler geçtikçe zorlaşıyordu. Bir de o pislikçe gülen yüz ifadesine bakmak bile istemiyordu. Eskileri bir çırpıda silip atan, onu habersizce terk edip karanlığa karışan o değerli kişi.. tam karşısındaydı.
-"K-Koko senin ne işin var burda?" dedi Inui. Chifuyu, ilk defa Inui'nin sesinden ne hissettiğini anlamıştı. İnui'yi ilk defa bu kadar savunmasız ve dehşete düşmüş görüyordu. Baji'nin ifadesi de ondan farklı değildi. Tek merak ettiği şey bu çoçuğun kim olduğu ve Shinichiro ile ne ilgisi olduğuydu.

𝐑𝐞𝐝𝐚𝐦𝐚𝐧𝐜𝐲 | 𝐛𝐚𝐣𝐢𝐟𝐮𝐲𝐮Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin