• Savaş Alanı! •

221 23 9
                                    

Mikey'nin duyguları zamanla birlikte birbirine karışıyordu.. Abisi onu terk ettiği için üzülmeli miydi yoksa uzun süredir görmediği bu herifi gördüğüne şaşırmalı mıydı? Bugün Mikey için her yönden sarsıtıcı bir gündü ve bir anlığına duygularını ardında bırakıp bulunduğu gerçekliğe döndü:
-"Burada ne arıyorsun?!"
-"Ne mi arıyorum, seni aramadığım kesin ama bu harika gösteriyi izlemek için en önden bilet aldım. Gösteride başrol olduğunu zannetme sakın.. genelde başrol karakter ona değer verenlere kötü laflar etmez hmmm- o zaman sen gösterinin yarın akıllısı oluyorsun.. benim yerime senin gibi bir nankör piçi seçen abiciğine bunu demek sana yakışmıyor." derken arkasına sakladığı yumruklarını sıkıyordu fakat suratını gören birinin onun bundan keyif aldığını söylemesi için başka bir kanıta ihtiyacı olmazdı. Bu pis sırıtışlardan bıkmıştı önce Koko şimdi de bu herif :
-"Ne planladığın skimde değil İzana ama abim için karşıma çıkan her canlıyı yerin dibine sokacağımı bil." diyerek sinirle İzana'ya doğru ilerledi. Mikey birilerine haddini bildirme vakti geldiğini düşünüyordu. Arkadan izleyen Chifuyu, ne olduğuna hala anlam veremiyordu.. Kimdi bu beyaz saçlı çocuk ve Mikey'i nereden tanıyordu? Bildiği tek bir şey vardı, o da işlerin kızışacağıydı. Birden TOMAN'a karşı olan çeteler ayaklanmaya başladı. Bunu fark eden Koko ve çetesi hemen yerden buldukları sanayi borularını kaparak savaş pozisyonlarını aldılar. O esnada başka bir oyuncu gösterinin önüne çıktı:
- "Heyyy! Farkındayım biraz arka planda kalmıştım ama burada olduğumu unutmayın, leşlerinizi yere sereceğim TOMAN!" dedi ve arkasındaki Valhalla üyelerinin bir kısmı tarafından desteklendi ve onlar da Koko'nun çetesinin yanına yerleştiler.
TOMAN'ın gördükleri karşısında adalet damarları hararetlenmişti:
-"Hey! Bu hiç adil bir savaş olacağa benzemiyor!" dedi Smiley. Mikey, Smiley'nin bu sözüyle bir lider olduğunu hatırlattı kendine:
-"Kendinize gelin millet! Onlardan daha güçlüyüz, onlar bizden korkuyorlar ki bu kadar adamla gelmişler ve onlar güçsüz ki bu demir parçalarına güveniyorlar! Hepinize güveniyorum! Bu savaşı almalıyız, Shinichiro için. Abim için önüme kim nasıl gelirse gelsin ezip geçeceğim!" diye bağırdı çetesine herkesin özgüveni bu konuşmadan sonra yerine gelmişti. Bir, kaptanlarının gücünü hatırlamışlardı iki, kaptanları onlara güvendiğini:
-"Arkandayız kaptan bu savaşı alacağız!"diyerek hep bir ağızdan bağırdılar ama Chifuyu hariç.. İçi içini yiyordu çeteye katıldığı ilk gün bu olayın olacağını söyleseler kıçıyla gülüp geçerdi ama bir an Baji'ye baktı ve onun da kendisine baktığını fark edince Baji:
-"Korkma Chifuyu, yanındayım sana bir şey olmasına asla izin vermeyeceğim!" diyerek Chifuyu'ya gülümsedi. Chifuyu'nun içi biraz da olsa rahatlamıştı.
-"Teşekkür ederim Keisuke, güvenim yerine geldi. Ben de daima yanında olacağım!"diyerek karşılık verdi. O sırada Hakkai'nin bağıntılı duyuldu:
-"Taka-chanıma kimse el süremez, ben seni korumak için burdayım ve ben de herkesi ezip geçeceğim." diyerek Mitsuya'nın önüne geçip koruma pozisyonunu aldı bunu gören Mitsuya:
-"Ah deli! Ben seninle ne yapacağım?" diyerek elini alnına koydu. Hakkai'nin arkasından gizlice gülümsedi. Bu sözleri duyan İzana, TOMAN'ın cesaretinin arttığını farketti ve:
-"Bu lafları kaçıncı duyuşumuz! Maalesef laf karın doyurmuyor ama biz sizin hakkınızdan geleceğiz!!" diyerek tam bir savunmasız atak yapacakken Kazutora ve Valhalla'nın diğer yarım üyeleri alana giriş yaptılar.
-"Hey Hey! İhanetin bedelsiz mi kalacak zannettin çakma hain!" diyerek Sanzu'ya doğru hızlı adımlarla ilerledi. Kazutora ve ardından Valhalla'nın diğer yarısını gören herkes şaşkınlıkla attıkları her bir adımı inceliyorlardı. Sanzu şaşırdığını saklamaya çalışsa da başarılı sayılmazdı:
-"S-sen nerden biliyorsun? Kim söyledi lan?!" diyerek arkasındaki Valhalla'ya baktı ama kimsenin onunla göz göze gelecek cesareti yoktu, aşağı bakıyorlardı. Sanzu, Kazutora'ya doğru geldi ihanet etmiş olması ondan korkacağı anlamına gelmiyordu.
-"Benim üyelerim liderlerine daima her durumu haber verir fark ettiysen, bazı ihanetçileri alman bir işe yaramaz Sanzu. Bana karşı yaptığın bu ihanetin karşılıksız kalmayacağını öğreneceksin bu savaşta." diyerek acımasız gülümsemesini yüzüne yerleştirdi ve devam etti:
-"Bu savaşta ben TOMAN'ın yanında yer alacağım!"
Bunu duyan TOMAN üyeleri şaşırarak bir Kazutora'ya bir Mikey'e bakıyorlardı. Sanzu planları içinde olmayan hamlelerden hoşlanmadığı için bu pek hoşuna gitmemişti:
-"Sen ne yaptığını sanıyorsun Kazutora? Onlar senin düşmanın kendine gel!" diyerek bağırdı Sanzu. Kazutora derin bir nefes aldı ve Sanzu'nun ifade değişikliğine gülmekten kendini alıkoyamayarak:
-"Sanzu sana ne dedim, ihanetinin bedelimi ödeteceğim!"diyerek Mikey'in yanında yerini aldı. Mikey'nin Kazutora'dan bunu beklemediği belliydi. Kazutora, onun bakışlarını görünce açıklama yapmadan edemedi ve ona doğru dönerek:
-"TOMAN üyesi olacağımı sanma sakın Mikey. Sadece bu savaşlık yanınınızdayım." diyerek sırıttı.
-"Seninle aynı çetede savaşmayalı uzun zaman oldu Kazutora." TOMAN üyeleri güçlü birisinin daha kendilerine gelmesiyle böbürlenen bir ifade takınarak Koko'nun çetesine bakıyorlardı. Baji de şaşıranlar arasındaydı..
-"Ne yapmaya çalışıyor o onu asla anlamayacağım." diyerek içinden geçirdi. Chifuyu ise hem mutlu olmuş hem de şok olmuş (BİM olmayın) şekilde tetikte duruyordu. Diğer Valhalla üyelerinin akılları, liderlerinin TOMAN'ın tarafına geçmesiyle başlarına gelmişti. Liderlerine karşı savaşacaklarını görünce hepsi Sanzu'yu yalnız bırakarak ikilediler. Liderlerinin, yanında yerlerini aldılar. Sanzu iyice deliye dönerek rastgele saldırmaya başladı. Savaşın fitilini Sanzu ateşlemişti, herkes Sanzu'yu takip edip TOMAN'a karşı koşmaya başladı. Savaş başlıyordu herkes kendini ve çetesini korumak için yumruklarını konuşturuyordu. Chifuyu, Baji'den fazla uzaklaşmamaya çalışıyordu. Baji her ne kadar silahsız dövüşmeyi tercih etse de Chifuyu etrafına bakınarak koruma amaçlı bir şeyler aramaya başladı. Baji'ye her şeyden çok güveniyordu. Baji'nin onu korumasını fırsat bilen Chifuyu, az ilerdeki hurda arabaya doğru koşmaya başladı ve şöyle bir etrafını gezdi sonunda, kaportacının söktü ve tam geri dönecekken arkadan saldıran bir düşmana karşı kaportayı kalkan gibi kullanarak yumruğu savuşturdu ve kaportayı aniden yüzünden indirerek yumruğunu düşmana geçirdi yere çöken düşmanı arkada bırakarak Baji'nin olduğu tarafa koştu. Fırsattan istifade etrafa bakmaya çalıştı. Hakkai tam dediği gibi Mitsuya'yı korumak için elinden geleni yapıyordu. Herkesin koruması gereken birileri vardı ve bu da onların birbirlerine vargücüyle saldırmalarına neden oluyordu. Baji'ye baktı bir anlığına Chifuyu, Baji iki düşmanın kafasını tokuşturduğunu gören Chifuyu, "Bir değil ikisini birden götürüyor oha!" diyerek şaşkınlığını gizleyemedi. Baji, bunu duyunca havalı havalı sırıttı. Az ileride dikkatini en çok çeken, Mikey ve İzana'nın sadece karşılıklı konuşuyor olmasıydı. "Neden savaşmıyorlar? Neyi bekliyorlar?" diye düşündü sonra kendine ve bulunduğu ortama döndü. Bir an arkasını dönüp hurda arabanın önüne baktı ve Kazutora'yı gördü, arkası dönüktü. Sanzu elinde ki boruyla ona doğru tüm hızıyla koşuyordu. Bunu gören Chifuyu telaşlanmıştı ona seslendi ama Kazutora umursamazca kafasını çevirdi. Kazutora'ya doğru koşarak kaportayı Sanzu'ya doğru tutmuştu. Tam o esnada boruyu kaportaya vurduğunu fark eden Sanzu:
-"Siktir!" diyerek sinirlenmişti. Arkasını dönen Kazutora, hemen Sanzu'ya doğru ilerleyerek sağlam bir yumruk indirdi. Hala elinde boru olduğunu fark eden Kazutora, boruya doğru bir tekme attı ve boru Sanzu'nun elinden düşerek az öteye fırlamıştı. Silahsız kalan Sanzu yerden kalkmaya çalışırken Kazutora Sanzu'nun yüzüne bir tekme indirerek bayılttı ve ona bir kaç el yumruk attıktan sonra ayağa kalkıp Chifuyu'ya döndü:
-"Tch- nasıl fark etmedim aklım almıyor.. Teşekkür ederim Chifuyu, sen olmasan galiba Sanzu yerine ben yerde olacaktım şimdi." diyerek sırıttı ve Chifuyu'nun omzunu sıvazladı.
-"Önemli değil, Keisuke için yaptım. Senin için içten içe endişeleniyor bence." diyerek Kazu'nun yanından ayrıldı. Arkasından bakan Kazu düşüncelere dalmıştı:
- "Keisuke, ha?"
Ama düşman buna bile fırsat vermiyordu. Birisi daha onu hedef almıştı ki Kazutora'nın dönen tekmesiyle yaptığına pişman olmuştu. Chifuyu, Baji'nin yanına geldiğinde Baji, uzaktan olanları gördüğünü söylerek:
-"Onu koruduğun için teşekkür ederim Chifuyu, zorunda değildin." diyerek gülümsedi.
-"Senin için Keisuke-" derken bir düşman Baji'ye arkadan yumruk atmaya yeltendi ama bu Chifuyu'yu çok sinirlendirmişti. O adama bedelinin bin katını ödetmek isteyen kalbini dinledi ve adamın çenesine kaportayla vurdu. Sonra, onun bayılan bedenini yumruklamaya başladı. Gözlerini kapatmıştı ve sadece yumrukluyordu. Etrafındaki sesleri duymadan mırıldanıyordu:
- Seni kaybedemem Keisuke, seni kaybedemem."
Baji, omzuna dokundu ilk defa Chifuyu'yu bu halde görüyordu. Tam konuşacaktı ki Chifuyu kendine geldi. Bir anda kalkıp savaşmaya devam etti. Baji, ne olduğunu anlamasa da savaşmaya devam etmeye karar verdi ama mutlaka ona bir şeyler söyleyecekti. Düşman sürekli üstlerine geliyordu ve onlara nefes alacak vakit vermiyordu. Chifuyu tükendiğini hissediyordu, nefes alış verişlerinden belliydi. Kolları ağrıyor ve dizleri onu taşımakta zorlanıyordu. Baji, tam gaz ilerliyordu. Arkadan birisinin geldiğini hisseden Chifuyu güçlükle arkasını dönmüştü ki düşmanın yumruğunu yüzünde hissetti. Bu acı onun bazı şeyleri hissetmesini sağlamıştı. Bu bir oyun değildi ciddi ciddi herkesi ezip geçmesi gerekti Baji ve TOMAN için her şeyi yapmaya hazırdı ama kalbinin kaldırabildiğini bedeni kaldıramadı ve yere düştü: Baji, Chifuyu'yu gördüğü an koşarak yanına geldi. Onun hissettiklerini yüzünden anlayabiliyordu ama onu böyle yerde görmeyi hayal etmemişti.
-"Chifuyu!"diye bağırdı ve ona vuran düşmana tekmeyi indirdi.
- "NE YAPTIĞINI SANIYORSUN SKİK!" diyerek bir kaç kez daha tekme attı.
Chifuyu'nun ayağa kalkmaya çalıştığını görünce yanına geldi. Chifuyu bir yandan da sızlayan yüzünü tutuyordu. Hissettikleri arasından çıkmasını sağlayan şey omzunda hissettiği Baji'nin eli oldu. Baji, Chifuyu'nun kolunu boynuna aldı ve onu yavaşça kaldırdı. Chifuyu'nun elini yüzünden çekerek kendi elini koydu ve orayı yavaşça okşadı:
-"Çok canın yanmadı ya!"
-"Daha iyiyim Keisuke, teşekkür ederim sanırım gardımı indirdim.. aslında hissettim geldiğini ama geç döndüm sanırım." derken aşağı baktı, biraz kızarmıştı.
-"Olur öyle şeyler kafana takma, bugün çok iyiydin. Benim de hatam hiç sana odaklanamadım. Bu, bir daha olmayacak." diyerek aniden Chifuyu'ya sarıldı bu ani hareketi karşısında hızla ona sarılan Chifuyu biraz telaşlanmıştı:
-"Keisuke, ne yapıyorsun? Birisi saldıracak şimdi!" diyerek yeniden kızarmaya başlamıştı.
Baji kafasını Chifuyu'nun kulağına yaklaştırarak:
-"Rahat ol, birbirimizi asla kaybetmeyeceğiz. Buna izin vermeyeceğim." diyerek Chifuyu'dan ayrıldı. Bedeninin onun bedeninden ayrılması Chifuyu'nun zamanın geri dönmesini dilemesine neden olsa da sarılmak birbirlerine enerji vermişti. İkisi de kızardıklarını kafalarını zıt yöne çevirerek gizlediler. Bir süre sonra, önlerindeki çatışmalara dahil oldular.

O sırada İnui, düşmanı bir bir yere indirerek Koko'ya doğru ilerliyordu. Sadece ona odaklanmış ve gözlerinin önüne geçmeye cürret eden herkesin bedenini yere seriyordu.
- "Neden öylece bekliyorsun Koko? Neden hiç saldırmıyorsun? Amacın ne? " diye düşünerek ilerlemeye devam etti. Önünde yüzünde yara izi olan bir çocuk belirdi. İnui birden durdu ve savunmasız hissetti kendini.
-"K-Kakucho?" hızlı hızlı nefes alıp veriyordu ve koşmak istese de bedeni izin vermiyordu. İçinden "Bu beni yer, Koko'ya ulaşmam gerek kahretsin!" diye geçirdi.
-"Nereye böyle İnui telaşlı gibisin, hayırdır?"
-"Seninle savaşmak istemiyorum Kakucho, lütfen yol yakınken duralım?"
-"Hahaha- ben de öyle düşünmüştüm." diyerek hızla İnui'ye doğru koştu ve hızını alamayıp havaya sıçrayıp, havadan bir yumruk indirdi. Yumruğun sert etkisiyle yere doğru sendeleyen İnui'yi gören Koko bir anda neye uğradığını şaşırdı. İnui'yi o halde görünce Koko endişelenmişti daha fazla bekleyemeyeceğini düşünse de karışmak istemiyordu. Odağını başka bir şeye vermeye çalıştı. Inui yerden kalkmaya çalışıyordu daha doğrusu umutsuzca debeleniyordu ama ona doğru eğilen Kakucho, İnui'yi kafasından bastırarak iyice yere yapıştırdı. Sonra bir anda boğazına çöktü, İnui ne olduğunu hala anlamaya çalışıyordu. Çaresizce yaşamaya dilerken yerde debelenmeye devam etti. Tek yaptığı Kakucho'nun boğazındaki ellerini sıkmak itmeye çalışmaktı ama başaramıyordu. Gözleri kan çanağı olmuştu ve kendinden geçiyor gibi hissetmişti. Gözleri kapanırken aklından geçirdi "Koko, s-seni seviyorum."..

Tam o esnada boğazındaki ellerin hafiflefiğini hissetti ve güçlükle gözlerini açtı. Derin derin nefesler alıyordu ama aldığı her nefes içinde kayboluyordu sanki. Bir süre sonra doğruldu ve ne olup bittiğine baktı. Kakucho'nun da kendisi gibi yerde boynunu tuttuğunu gördü. Hemen başında ise telaşla ve güçlükle nefes alan Koko'yu görünce hissettikleri tarif edilemezdi sadece onu görüyordu başka hiç bir şey umrunda değildi. Bu bir yer yıl onunla uyanmış onunla uyumuştu, o yanında olmasa bile onun ondan uzakta olsa bile yaşamasıyla kendine yaşamak için sebep bulmuştu.
-"K-Koko!" diye bağırdı heyecanı ve sevgisi birbirine karışmıştı ama çok güçlü bir bağırıştı bu, ömrünün sonuna kadar sesi kısılsa umrunda değildi.
-"İnui, iyi misin?" diyerek İnui'ye doğru koştu.
-"Sen ne yaptın Koko, Kakucho sizden?"
-"Salak, sana öyle davranmasını köşeden mi izleyecektim? Dayanamadım daha fazla, senin canımı veriririm." diyerek tam onu kaldıracakken:
-"Demek sen de ihanetçi çıktın ha Kokonoi?" diyerek yerden kalkan Kakucho, sinirle Koko'yu yakasından tutarak yere yatırdı ve defalarca Koko'nun suratına yumruklar indirmeye başladı. İnui telaşla olduğu yerde kalmıştı, elleri hareket etmiyordu bedeni kalkmıyordu. Dona kalmıştı, sevdiğine koşmak ve onu acımasızca döven şu adi herifi öldürmek geçti içinden ama kahrolası bedeni neden ona karşı geliyordu. Kakucho, sinirle vurmaya devam ediyordu. Koko'yu düm düz etmek bile onu tatmin etmeyecekti. Bu ihanetçinin yaşamaya hakkı olmadığı gerçeğine kendisini programlamıştı. Tek umursadığı şey İzana'ydı.. Onun onu bir kez takdir etmesi için tüm bu herifleri yere serebilirdi. Tekmeledi, yumrukladı Koko'yu ve hala devam ediyordu.. Her yer kanla kaplanmıştı ve Koko'nun yüzü görünmüyordu. İnui, sürünerek onlara yaklaşmaya çalışıyordu, hayır sevdiğini kaybetmemek için her şeyi yapardı. Keşke Kakucho'ya kalkıp bir tekme atabilseydi de Koko'ya sarılabilseydi.. Koko'nun kandan görünmeyen gözünden ikinci kez bir yaş damlası akmaya başlamıştı...

Evetttt, sona yaklaşıyoruzzz.. bir kaç bölüme bitecek kurgumuz lütfen düşüncelerinizi belirtin yorumlarda ve bizi takip edin.. Bundan sonra başka bir fanfiction yazmayı planlıyoruz ama bu fan fiction, birlikte yazdığımız ilk fan fiction yani unutulmaz kalacak.. Lütfen bize eşlik etmeye ve motive etmeye devam edin 💗

𝐑𝐞𝐝𝐚𝐦𝐚𝐧𝐜𝐲 | 𝐛𝐚𝐣𝐢𝐟𝐮𝐲𝐮Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin