2 . bölüm

0 0 0
                                    

6 ay önce

Kalbimdeki derin yara maziydi ancak acıtıyordu .
Yüreğime ördüğüm taş zeminler bir bir üzerime yıkılıyordu ve ben altında kalıyordum .

Ben babasının hiç sevmediği annesinin ise öksüz bıraktı o kızım yani senden bir parçayım .

Kalbimin taşlı zeminine yağan bir sonbahar yağmurunda çıplak ayaklarla yürüyorum .
Üşütmüşüm biraz ve sıcak bir çorba yapan bir annem bile yok .

" 1.000. 000 000 "
Duyduğum rakam ile kafamdaki tüm düşünceleri sildim ve karşımdaki adamın çakır rengi gözlerine odaklandım .

Söylediği rakam tam olarak ihtiyacım olan paraydı ama vicdanımın pençeleri yüreğimi kanatıyordu , bu yanlış gitme diyordu .

" hesap numaramı atarım "
Diyerek oturduğum masadan kalktım .
Sahilde bir kum olup tüm insanlardan uzaklaşasım vardı .

Yavaş ve seyrek adımlarla planımın ilk aşaması için kaydımın yapıldığı sanat tarihi fakülteye gitmem gerekiyordu ve yalandanda olsa birkaç arkadaş edinmeliydim yoksa göze batabilirdim .

Durakta otobüs beklerken aklıma milyonlarım olduğu geldi ama okulda göstermelik bir bursla okuyan kızın taksiyle gitmesi pek mantıklıca olmazdı .

Sinirli bir şekilde otobüse bindim .
" hayır arkadaş paran var ama yine fakirsin bu nasıl iş "
Kendi kendime söylenirken yanımdaki teyze şaşkın bakışlarla bana bakıyordu .

Sinirlerim tepeme çıkmışken otobün ani firen yapması ve ön doğru düşmem beni dahada sinirlendirmişti .

Neyseki kafa üstü düşmeden biri beni tutmuştu .
Sinirli bir şekilde önüme düşen saçlarımı gözümün önünden çekerken bir yandanda şöföre sövüyordum .

" ya ben düşüp kafamı çarpıp beyin kanaması geçirip
ölseydim ! "
Etrafımdaki bir kaç kişi alayla gülmüştü şöför ise dikiz aynasından bana bakarak

" eğer bir beynin olsaydı beyin kanaması geçirerek ölebilirdin "
Dedi .
Bu sefer etraftakiler daha da alaycı bir şekilde gülmeye başladılar .
Ayrıca o ne biçim laf sokmak öyle ilkokulda falanmıyız .

Sinirli bir şekilde otobüsün orta yerine oturarak kolarımı küçük bir çocuk gibi birbirine kenetleyerek bileğimin acısından yüzümü buruşturdum .

" şaka yapıyorsun orda oturmayacaksın değilmi ? "
Yooo şaka falan yaptığım yoktu zaten ben mizahtan da çok anlamazdım ki .
Kafamı kaldırıp sesin sahibine baktım , yeşil rengi gözleriyle şaşkınca bana bakıyordu .

" hayır " dedim kesin bir dille .
Kolumdan tutarak bir çırpıda kaldırdı beni .
Tamam ben zayıftım ancak bu çocukta da hayvan gücü vardı .
" eğer ezilmek istemiyorsan çocuk gibi davranma "

Hee sen çok biliyon gerizekalı

Tam ona cevap verecekken durağa gelmiştik. hızlıca kimseye bakmadan inerek okula doğru yol aldım .
Arkamdan duyduğum " hey " bana hitaben kulanılmıştı gailba dönüp arkama baktığımda yeşil  gözlü çocuk koluma dokundu
"Bu okuldamısın ? " dedi .
Güzel bir başlangıç olabilirdi , ergen arkadaşlar ve 'seninle ölüme kadar ' klişesi işime yarayabilirdi .
" evet sanat tarihi bölümü " dedi sıcak bir tavırla .
Şaşkınca " bende aynı bölümü okuyorum "
Bingo ! Aynı bölün,  aynı sınıf ve mükemel bir dostluk .
Karşımdaki çocuğu biraz daha inceledim .
Kahverengi saçları , yeşil gözleri , hafif kaslı vücudu ve yüzünden hiç eksilmeyen gülümsemesi sempatik biri olduğuna açıklık getiriyordu .
" dersin başlamasına daha var birşeylermi içsek ?"
Teklifimi geri çevirmeyip beni onayladı .
" bu arada delfin ben " diyerek elimi uzatım ona
" bende mahzen " diyerek uzatığım elimi tutu .
" ismin güzelmiş mahzen " gerçekten güzeldi ama garipsemiştim .
" seninde öyle delfin . Bu arada seni arkadaşlarımla tanıştırıcam "
Hemde ne bingo !

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 12, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

kimsezler müzayesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin