Ne yani o burda mı oturuyordu. Şansım bana şuan götüyle gülmeye başladı heralde. Belkide gezmek için gelmişdir dimi ama. Koskoca İstanbul gezecek yer yokmuydu da buraya gelsin salak kafam.Beni görmeden içeri girdim ve çaktırmadan içerden bakmaya başladım. Olamaaazz! yandaki ev olmaz yandaki ev olmaz. Öykü tamam sakin ol. Belkide sadece akrabasıdır.
Kafamı sallayıp bu düşüncelerden kurtulmaya çalıştım. Bir kez daha boy aynasına baktım ve dışarı çıktım. Ne yani o burada diye dışarı çıkmayacağımı mı sandınız. Bu güzelliği daha fazla saklamanın alası yok.
-egon sussunda sen konuş istersen?
İç sesimi takmayıp dışarı çıktım. Resmen güneş tenimi yakıyodu. Havada inanılmaz sıcak en iyisi dondurma almak. Hemen sokaktaki bir dondurmacıya girdim ve dondurma aldım. Evet kriterlerim arasında külahı kakaoyla gömüp yemek var. Ne kadar da şirin(!)
Ben öyle dondurmamı yerken pardon yüzüme dondurmayı yedirirken gayet mutluydum. Bir park gördüm ve kendimi oradaki çimenlerin üstüne attım. Telefonu çıkarıp kulaklığımı taktım ve Madison Beer'dan valentine şarkısını açtım. Bu şarkı bana huzur veriyordu. Nedenini bilmiyorum düet çok güzeldi sesleri inanılmazdı.
Ben böyle 1 saat oyalandıktan sonra kaybolmadan eve doğru yürümeye başladım. Evimizin sokağına girdiğimizde derin bir nefes aldım ve gene aynı şarkı eşliğinde ( evet şarkıları boku çıkana kadar dinlediğim doğrudur) gözlerimi kapatıp yürümeye başladım. Tahmin edin sizce ne oldu hadi bi tahmin edin. Bir sarsıntı ve ben küt yere kalça kemiğim kırıldı resmen. Buraya ne zaman duvar yaptılar. Tamam gözlerim kapalı ama yolun ortasınada duvar yapacak halleri yok dimi! Popomun acısıyla zaten kapalı olan gözlerimi daha da bi sıktım ve ufak bi inilti çıktı ağzımdan.Gözlerimi açtım ve ah Allahım beni mi sınıyosun!
Aynı anda ' GENEMİ SEN ' diye bağırdık birbirimize. Evet bu tuhaf oldu farkındayım. Gülesim geldi ama popom şuana müsade etmedi. Sinirle yerimden kalkmaya çalıştım ve karşısına dikildim. Pek inceleme fırsatım olmadığı şu çocuğu aşşağıdan yukarı doğru inceledim. Tamam öykü kaslara takılma kaslara takılma ve hoop gözşerdesin. Onunda beni aynı şekilde incelediğini gördüm ama o nedense kafasını yukarı kaldıramıyordu. Çıplakmıyım diye geçirmedim değil içimden yani. Kendimi toparlayıp sert bir çıkış yaptım.
-Nereye baktığını sanıyorsun.
-Bacaklarına
Bunu derken hiç utanma veya yüz kızarıklığı sezmedim yüzünde gayet rahattı ve bende öyle utangaç biri değildim duygularıma yenik düşmezdim hemen.Oyunmu istiyosun peki.
-Dimi çok güzeller. Herkes öyle der.
Sinirlendinmi sen bakıyım aa belli etmemeye çalışma canım anladım.
-Galiba tanışma şansımız olmadı ben Kuzey.
Ona soğuk bir bakış atıp. İfadesiz durdum.
-Banane.
-Hadi ama yalan söyleyemiyorsun.
-Çocuk sen gerizekalımısın gerçekten banane senden defol git başımdan avm bir burası iki seni heryerde görmek zorunda değilim. Güyada İstanbul büyük derlerdi.
Oha lan ne uzun cümle kurmuştum.
-Gözlerin kaslarımdayken pek öyle durmuyodun ama
Hass.. Ben kendime hakim olamayacağımı biliyodum ama demekki bana öyle gelen 3 saniye 3 dakikaymış .
-Ne saçmalıyosun senin kasların mı vardı. Pudingtir onlar canım.
-Saçmaladığının farkında mısın.
-Belki.
Birbirimize böyle anlamsız bakışlar atarken bi anda cebimden telefonumu kaptı. Ne yani napacaktı telefonumu. Telefonumu mu kurcalıyodu bu salak. Bu hakkı kim ona verdi.Neden telefonuma tuş kilidi koymam ki lanet olsun.Daha fazla dayanamayıp telefonumu aldım elinden ve ne yaptığına bakmak için telefona baktım ne yani kendi telefon numarasını mı kaydetmişti. Aman ne güzel.
'Lan öykü sen salak mısın taş gibi çocuk daha ne istiyon giderken de arkasından su dök bari en iyisini yaparsın buldun da bunuyon manyak.'
Evet iç sesimin nutuğundan sonra kaydettiği isim dikkatimi çekti.
'Avm Yakışıklısı' mı ? pardon sen kro musun!? çok merak ettim yazık olur da.
-Öyle mi bu mu daha iyisini yapabilirdin.
Kendini göstererek
-Tersini mi idda ediyorsun. Akşama mesaj atarım civciv.
-Civciv mi senden umudu kestim ben.
-Vardı yani ( ve piç smile)
Evet öykü potun alasını kırdın tebrikler şuan fok balıkları gibi tepinebilirsin izin veriyorum.
-İnandın yani
Durum toarlandı çünkü ciddileşti bi anda.
-Herneyse sana mesaj atarım dediğim gibi civciv.
-Benim adım civciv değil.salak. öykü benim adım.
-İşte bende bunu bekliyodum.
İLK 1 DAKİKA ÖYKÜ İÇİN SAYGI DURUŞUNA. Anlamam niye bu kadar uzun sürdü benim ah salak kafam.Ona ismimi söylemiştim. off neyse civciv demezdi en azından . Hemen elimdeki telefondaki ismini 'Egoist' diye değiştirdim.
Yanından geçerken telefonu yüzüne yakınlaştırıp bu bile sana fazla dedim ve omuz attım. Arkamda sinirli bir Kuzey bıraktığımdan emindim ve bu beni daha da keyiflendiriyodu.