MAHZENDEKİ KAN3.BÖLÜM
Odama gidip hızlıca üstümü değiştirdim. Bu sefer şirkete giderken giydiğim giysiler yerine rahat bir pantalon ve tişört giydim. Gitmeden önce birkaç saniye aynada kendime baktım. Yüzümdeki morlukları kapatmak için fondoten sürdüm.
Hızlıca merdivenlerden indim. Anahtarımı alarak garaja yöneldim. Şoföre iki hafta izin vermiştim. Ben izinliyken bir yere gideceğimi sanmadığımdan şoförün burada olması saçmaydı. Bu yüzden iki hafta izin vermiştim. Şimdi ise acilen şirkete gitmem gerekiyordu.
Başımın ağrısı hâlâ geçmiş değildi. Böyle arabayı zor sürecektim. Umarım kaza yapmadan varırım!
Arabayı hızla garajdan çıkardım. Şirkete doğru sürmeye başladım. Şirketin önüne geldiğimde arabayı valeye verip binaya girdim. Etrafta bana bakan gözleri umursamadan asansöre bindim. Yirmi yedinci katı tuşladım. Asansörden inip Atlas'ın odasına yöneldim. Asistanı oradaydı.
"Atlas gelmedi mi?"
"Bugün gelmedi Melina Hanım. Sizin iki hafta izine ayrıldığınızı duy-"
Asistanı dinlemeden Kaan'ın odasına yöneldim. Oradaki asistanda bugün Kaan'ın şirkete gelmediğini söyledi. Asansöre binip bizim katı tuşladım, on yediyi. Bizim kata geldiğimde sırasıyla Yağız ve Cihan'ın odalarına baktım. Asistanları bugün gelmediklerini söyledi. Sadece Ada gelmiş olmalıydı. Ona da şuan ulaşamıyordum. Ada'yı tekrar tekrar aradım. Hiçbirinde cevap vermedi.
Tek çarem Emma yada Yalçın'ı aramaktı. Yalçın şuan yurtdışında olduğu için Emma'yı arayacaktım. Önce odasına bakmaya karar verdim. Asansörde yirmi yedinci katı tuşladım. Emma'nın odasının önüne vardığımda asistanı vardı.
"Buyurun?"
"Emma Hanımla acilen görüşmem gerekiyor. Çok acil."
"Kimsiniz?"
"Melina."
"Ahh... Melina Hanım siz miydiniz? Tanıyamadım, kusura bakmayın. Buyrun geçin siz."
Kapıyı tıklattım ve odaya girdim. Emma, işlerine odaklanmıştı. Beni görünce biraz şaşırdı.
"Melina Hanım?"
"Size bir şey soracaktım."
"Buyur otur."
Koltuklardan birine oturdum.
"Atlas, Yağız, Cihan ve Ada bugün şirkete geldiler mi?"
"Ada gelmişti galiba. Ama şuan ortalıklarda yok gibi. Diğerlerini görmedim. Neden sordunuz ki? Hem siz iki hafta izinde değil miydiniz?"
"Evet izindeyim. Hiçbiri telefonlarını açmadılar. Merak ettim ve şirkete geldim. Asistanları bugün gelmediklerini söyledi. Bende bir gariplik sezdim. Siz belki birşeyler biliyorsunuzdur diye size geldim."
"Hayır, hiçbir şey bilmiyorum. Her neyse, siz izindesiniz. Lütfen evinize geri dönün. Şirkete gelip gelmemeleri kendi tercihleri diyebilirim. Bu bizi ilgilendirmez."
"Ama hepsinin birden telefonlarını açmamaları garip değil mi?"
"Evet, biraz gariplik var. Belki hepsi beraber bir yere gitmişlerdir ve telefonları çekmiyordur. Kim bilir? Boşversenize, evinize gidin ve iki hafta dinlenin."
"Ama,"
"İzin verirseniz işime döneceğim."
"Kolay gelsin," diyerek odadan çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHZENDEKİ KAN
Action-ARA VERİLDİ- "Benim onun yüzüne çarpabilecek tek bir sözüm bile yokken onun, benim yüzüme çarpabileceği paragrafları vardı." Biz iki yabancı birbirimize kılıç çektik. Biz iki arkadaş yüzümüze güldük. Mahzendeki kan temizlenir. Kalbimdeki kan asla! ...