MAHZENDEKİ KAN
5.BÖLÜM
"N'oluyor!?" diye söylendim."Efendim, bir sıkıntı mı var?"
"Atlas, telefonunu açmıyor. Konuşurken birden telefon kapandı ve bir daha açmadı. Telefonunu kapatmış."
"Şarjı bitmiş olabilir."
"Sen ne için gelmiştin?"
"Yemek hazır Melina Hanım."
"Tamam," diyerek telefonu koltuğun üzerine fırlattım.
Yemeğimi yedikten sonra Atlas'ı tekrar aradım. Ama cevap yoktu. Şarjı bitmişse de şarja taksın!
"Offf..." diyerek telefonu koltuğa fırlattım.
Merdivenlerden ağır ağır çıkarak odama girdim. Uyku, bedenime hakim olmak istiyordu. Yatağımın üstüne uzandım. Örtüyü üstüme örtme zahmetine girmeden uykuya teslim oldum.
Bembeyaz bir yerdeydim. Etrafımda hiçbir şey yoktu. Üstümde ise etraftaki gibi bembeyaz bir giysi vardı. Meraklı gözlerle etrafa bakındım. İlerlemeye başladım. Birkaç adım attıktsn sonra önümde simsiyah giyinmiş bir siluet belirdi.
Başta biraz irkilsemde sonradan kendime geldim. Siluet, bana doğru yaklaşmaya başladı. Bende geri doğru gitmeye başladım. Bir süre böyle devam ettik. Birden arkamda uçurum belirdi. Bir adım daha geri gidersem uçurumdan düşecektim. Ben mecburen durunca siyah siluette durdu.
"Ne istiyorsun benden!?" diye bağırdım.
O ise histerik bir şekilde kahkağa attı.
"Ruhunu... Ruhunu istiyorum."
Duyduklarım karşısında sertçe yutkundum. Siluet bir anda kayboldu.
Koşmaya başladım. Her yerde ayna olmaya başlamıştı. Koşmayı bırakıp durduğumda bütün aynalar kırılmaya başladı. Kulak tırmalayıcı bir sesi vardı. Kırılmamaları için tekrar koşmaya başladım. Ama bir fayda etmedi. Tüm aynalar kırılmaya devam ediyorlardı. Bir süre sonra kırılmayı bıraktılar çünkü hepsi kırılmıştı. Bende koşmayı bıraktım. Nefes nefese kalmıştım. Tam karşımdaki aynada aynı siyah siluet belirdi.
"Bu aynalar senin ruhun gibi... Paramparça," dedi siyah siluet.
Sertçe yutkundum. Bir anda tüm aynalar yok olmaya başladı. Hepsi yok olduktan sonra etraf simsiyah oldu. Siyah siluet artık her yerdeydi.
"Bu aynalar senin ruhun gibi... Paramparça," diye birçok siluet bağırmaya başladı.
Ard arda bağırıyorlardı. Kulaklarımı ellerimle kapatıp diz çöktüm. Ama yinede ses geliyordu.
"Bu aynalar senin ruhun gibi... Paramparça!"
Sürekli bağırıyorlardı.
Uyandığımda ter içindeydim ve nefes nefese kalmıştım. Yattığım yerden doğruldum.
"Tamam, sadece bir kabustu," diyerek kendimi sakinleştirmeye çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHZENDEKİ KAN
Acción-ARA VERİLDİ- "Benim onun yüzüne çarpabilecek tek bir sözüm bile yokken onun, benim yüzüme çarpabileceği paragrafları vardı." Biz iki yabancı birbirimize kılıç çektik. Biz iki arkadaş yüzümüze güldük. Mahzendeki kan temizlenir. Kalbimdeki kan asla! ...