Bölüm 2 |BAŞTAN ÇIKARILMAK

1.1K 38 3
                                    

Hermonie kendini barın kirli havasına bırakmak istedi. Canı hiç olmadığı kadar yanıyordu, bir yandan da daha önce hiç hissetmediği bir intikam ateşi içinde tutuşmaya başlamıştı. Barda, neden burada olduğunu unutturacak türden bir müzik çalıyordu. Etrafındaki insanlara baktı, herkes bir şekilde kendinden geçmeye başlamış gibi gözüküyordu. Barmenden iki tane ateş viskisi alıp boş olan iki kişilik masaların birine oturdu. Buraya gelmeyeli uzun zaman oluyordu. En son buraya Ron ile vakit geçirmek için gelmişti. O gün çok güzeldi fakat Ron, bugün kendisine gösterdiği sahneyle her şeyi mahvetmişti.

Bir daha ona nasıl güvenecekti, bilmiyordu.

Demek ki Ron'un yılların getirdiği dostluklarına da bir saygısı kalmamıştı.

İçkiden aldığı her yudumda Hermione, kanının intikam ateşiyle kaynadığını hissediyordu. Böyle bir durumun sadece muggle filmlerine özgü olduğunu sanırdı ancak yaşayınca gerçekliğini iliklerine kadar hissettirmişti. Şu zamana kadar ne kadar aptal yerine konmuştu.

Ayrıca aldatıldığı kişi Lavender Brown'du. Ron, onda bulamayıp Lavender 'da ne bulmuş olabilirdi ?

Düşündükçe kafayı yiyecek gibi oluyordu. Hermione, güzeldi, zekiydi, geleceği parlaktı ama Lavender...

Hogwarts'tan hatırladığı kadar sıradan hatta salak diyebileceği türden bir kızdı. Ron o zamanlar da Lavender'e bayılıyordu. Keşke Ron o kızla hiç ayrılmasaydı diye iç geçirdi.

Sonu böyle bitecekse hiç başlamamaları daha iyi olurdu.

Kendini Harry ve Ginny'yi düşünürken buldu. "Keşke Ron da Harry gibi olsaydı." diye içinden geçirdi. Harry, Ginny'i aldatmak şöyle dursun onu incetecek hiçbir şey yapmazdı.

Hermione boşalan içki bardağına baktı. Düşünceler de içki gibi bardaktan boşalıyordu. Elini ikinci kadehe uzattı. İlk kadeh henüz her şeyi unutmasına yeterli olmamıştı. Hâlâ duydukları ve kapıyı aralayınca gördükleri aklındaydı. Hermione, ondan evlilik teklifi beklediğini hatırladı. Hatta sadece o değil herkes bekliyordu. Belki bir sürpriz yapar diye ummuştu. Fakat böyle bir sürprizi hiç beklemiyordu.

İkinci içkisini bitirmesi ilkinden daha kısa sürmüştü.

Biraz etrafına bakındı. Hiç beklenmedik bir şekilde sarışın, tanıdık bir yüzle karşılaştı. O anda sarışın erkeğin de bakışları Hermione'ye kilitlenmişti. Hermione, onun Draco Malfoy olduğunu fark etti. Uzun zamandan sonra onu ilk defa görüyordu. Normalde burada olmasına şaşırmazdı ama o da kendisi gibi dağılmış gözüküyordu. Bu karanlık ifadeye rağmen siyahlar içinde Draco, Hermione'nin anlamlandıramadığı bir şekilde ilgi çekici gözüküyordu.

*********************************

Draco bara girmeden önce yakasını düzeltti, aynaya baktı. Hala ne kadar sinirli olduğunu yüzünden okunabiliyordu. Üstünde ten renginin zıttı bir takım elbise ve gömlek vardı. Saçları karıştırmaktan birbirine karışmıştı.

Draco düşünmeden edemedi. Gerçekten yakışıklı bir herifti. Böyle bir saçmalığa tanık olacak kadar ona ne yapmış olabilirdi ? Yavaşça içeriye adımını attı, iki tane ateş viskisi istedi. Bu kadarın kendisine yeterli gelmeyeceğini biliyordu.

Boş bir masaya geçti. Kafasını dağıtmak için etrafı izlemeye başladı. Aklı o kadar doluydu ki düşünceleri onu bir yılan gibi sarıyordu, boğulması an meselesiydi.

Astoria'nın Blaise'e söylediklerini hatırladı. Ne demişti, iki haftalık hamile olduğunu söylemişti. Bunu hatırladıkça damarlarında daha önce hissetmediği bir şeyin dolandığını hissediyordu.

ALCOHOL | DramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin