Bölüm 8 |TEKLİF

813 34 16
                                    

Hermione, mutfakta bir kenara oturmuş, kendisine pasta yapan Draco'yu seyrediyordu. Draco, sanki ünlü bir restorunun baş şefiymiş gibi sarı saçlarının üstüne bir aşçı şapkası geçirmiş, üstüne de bir mutfak önlüğü giymişti. Draco haklıydı, kendisi tatlı yapmak konusundaki iddiasını kanıtlıyordu tezgahın üstündeki eseriyle.

Hermione, Draco'yu hiç böyle göreceğini hayal etmemişti, özellikle eskiden düşman olduklarını hatırlayınca derin bir iç geçirdi. Demek ki insanlar değişiyordu. Hem de hiç olmadığı kadar şaşırtıcı bir şekilde...

"Hakkını vermeliyim yaptığım bu şey enfes olmuş. "

Hermione hayranlıkla Draco'nun yaptığı tatlının tadına bakıyordu. Kendisi bile bu kadar güzel bir pasta yapabileceğini sanmıyordu. Kekinden çikolata sosuna kadar hiçbir kusur görememişti.

Draco önündeki pasta dilimini yemeyi bırakmış, büyük bir iştahla tabağından dilimlerini alan Hermione'yi seyrediyordu. Başkasına bu yönünü hiç açmamıştı fakat kendini şu anda iyi hissediyordu. Ayrıca küçük bir çocuk gibi pasta yiyen Hermione görmek onun için çok sevimli bir andı. Draco onun yaptığı pastadan daha tatlı olduğunu düşünüyordu.

" Draco, sen böyle tatlı yapmayı nasıl öğrendin, bu yeteğini benimle de paylaşmanı isterim. "

Hermione önündeki pastayı bitirmiş, Draco'yu seyrediyordu.

Draco'nun onun için bir şeyler yapmasından hoşlanmıştı, onun şu anki haline bakınca bir zamanlar karanlık tarafa hizmet ettiğine inanaması çok zor oluyordu. Neyseki artık bunun bir önemi kalmamıştı. Draco geçmişte kalmış zamanı hatırlayınca yüzünde buruk bir gülümseme oluştu, bakışları Hermione ile buluştu.

" Narcissia'yı izleyerek öğrendim. "

Eski günleri hatırlayınca yüzündeki gülümseme silindi.

"Savaştan sonra Azkaban'a gönderilenler arasında babam da olduğu için annem çok zor günler geçiriyordu. Babam Azkaban'da kaldığı sürece ona acıyordum fakat anneme daha çok üzülüyordum. Annem her ne kadar onun kararlarını desteklemese de ona olan sevgisi her şeyin üstünde geliyordu. O yüzden ilk günler her gece ağlıyordu, onu nasıl sakinleştireceğimi bilmiyordum. Daha sonra nereden aklına geldi bilmiyorum şirketten eve geldiğim her gün onu tatlı yaparken buldum. Sanırım sakinleşmek için oyalanacak böyle bir aktivite arıyordu. O mutfaktayken çoğu zaman benden yardım istiyordu, istese büyüyle de yapabilirdi ama dediğim gibi oyalanmak istiyordu. Daha sonra zamanla yaptığı her tarifi bana da öğretmeye başladı. Onu mutlu gördüğüm için hayır diyemiyordum. Bu durum dört yıl boyunca devam etti, ta ki babam Azkaban'dan dönünceye kadar..."

Hermione bu durumun arkasında bir travmanın yatmasını beklemiyordu. O günler için Narcissia'ya üzüldüğünü hissetti. Ancak artık o günler geride kalmıştı. Artık Malfoy ailesi hiç olmadığı kadar huzurlu gözüküyordu. Lucius'u Azkaban çok değiştirmişti, kibirleri olan adam gitmiş yerine oldukça sakin bir aile babası gelmişti. Belki zamanında kötü hatalar yapmış olabilirdi ancak şimdi herkes onun hakkında iyi şeyler düşünüyordu. Malfoy soyadı eski itibarını olumlu bir şekilde geri kazanmıştı.

Narcissia Malfoy'a gelince o hiçbir zaman tam olarak karanlık lordun yardımcısı olmamıştı, sadece içinde bulunduğu şartlara uymak zorunda kalmıştı. Bu nedenle Hermione onun için hiçbir zaman kötü düşünceler beslememişti. Özellikle kendisiyle kurduğu dernek vasıtasıyla tanışınca ne kadar iyi kalpli birisi olduğunu görmüştü. Narcissia ile çok sevdiği bir aile dostuymuş gibi konuşabiliyordu.

Bu kadar iyi bir kadının böylesine kötü günler geçirmiş olması Hermione'nin içinde bir burukluk oluşmasına yol açtı.

*******

ALCOHOL | DramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin