4.Bölüm

275 11 53
                                    

Medya: Sevda Poyraz
*****

Kaldığı arafta derin bir nefes alarak etrafını saran kadınlara baktı Ali Asaf, saat sabahın yedisi bile değildi ve şu anda ondan birşeyler duymayı bekleyen üç kadın vardı. Merakla hepsinin üzerinde gözlerini gezdiren halası, keskin ve rahatsız edici bakışlarıyla yanındaki kızı delik deşik eden annesi ve çattığı güzel kaşları, sabah rüzgarının uçurduğu sarı saçları ve soluk pembe dudaklariyla ne olduğunu anlamaya çalışan Sevda'sı.

Başını annesine çevirip gözlerini onunkilere dikti genç adam, zira annesinin bu inceleyici bakışlarına bir son vermesi gerekiyordu.

" Sabahın bu saatinde sen hayırdır anne?"

Kulağına ilişen oğlunun sesi ile bakışlarını Ali Asaf'ın hemen karşısında duran kızdan alıp oğluna çevirdi. Akşam eve gelmemişti kendi evinde kaldığını düşünmüştü Yıldız ama görüyordu ki yanılmıştı. Sahi oğlu neden kendi evine gidip kalmamışta burada halasının evinde kalmıştı?

Zihnine düşen ihtimaller ile kaşlarını iyice çattı, Ali Asaf bu kız burada diye mi gitmemişti?

Bu kız dün bir bugün iki ne yapmıştı oğluna?

Hem Yıldız daha önce Ali Asaf'ın ağzından ne bu kızın ismini duymuş ne de yanında yakınında görmüştü. Gözlerini tekrar kıza çevirip içindeki tüm öfke ve kini üzerine yöneltti. Tabi diye düşündü Yıldız hanım içinden, hep annesi Sezen olacak kadının başının altından çıkıyordu bunlar. Aklınca kızını oğlunun üzerine salmak, yıllar önce yaşadığı acının intikamını almak istiyordu ondan, ama Yıldız da ona yem edecek bir evlat yoktu.

" Seni merak ettim oğlum, aslında eve gitmişsindir sanıyordum ama sen buradaymışsın. Neden eve gelmedin?"

Annesinin hiç bir şey olmamış gibi konuşması ile başını iki yana salladı Ali Asaf, senin yaptıklarını da söylediklerimi de umursamıyorum mu demek istiyordu annesi?

" Merak ettin öyle mi anne? Keşke etmek zorunda kalacağın durumlara bizi sokmasaydın! Artık eve geleceğimi pek sanmıyorum, en azından sen bazı şeyleri kabullenene kadar"

Ali Asaf'ın sert sesi ortamı iyice gererken, bir kaç adım geriledi Sevda. Yanlış bir zamanda yanlış bir yerde ve konumdaydı, ardını dönüp eve gitmek için adımladığında elindeki ekmek poşeti ile gelen annesini gördü.

Sezen hanım başta Sevda'yı seçememiş olsada kesişen bakışları ile karşıda, Yıldız'ın çirkin bakışları altında olanın kendi kızı olduğunu anladı. O an içinde öyle bir duygu belirdi ki, tarifi yoktu.

" Sevda!"

Haykırır gibi seslenmesi ile tüm bakışlar ona döndü, Sevda yanındaki insanları umursamadan hızla annesinin yanına yürüdü.

Sabah sabah arap saçına dönen durum ile derin bir iç çekti genç adam, bu işin sonunu da kendi sonunu da pek iyi görmüyordu.

" Bu kızın senin yanında ne işi var Ali Asaf! Dün son sözümü söyledim, bu konu kapandı!"

Annesinin çıkışı ile ellerini ceplerine yerleştirip, duruşunu dikleştirdi genç adam bu konuda hiç bir şekilde taviz vermek istemiyordu.

" Ama daha ben son sözümü söylemedim anne! Evet annemsin başımın üzerinde yerin var ama bu hayat benim ve o hayata kiminle devam edeceğime ben karar veririm. Konu kapanma mevzusuna gelirsek, bu konu Sevda bir karar verdiğinde kapanacak. Ya senin lehine ya da benim lehime, kızın daha birşeyden haberi yok"

Anne oğulun oldukça ciddi ve sert tartışmalarını sessizce izleyen Asiye Ali Asaf'ı ilk defa böyle görüyordu, akşam konuştukları aklına geldiğinde tekrar Ali Asaf'a baktı. Bu çocuk gerçekten de aşıktı ve kolay kolay vazgeçmeyecekti, babasına benzemeyecekti.

KARA SEVDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin