step brother | taekook

3

Jungkook:

Teneffüs çalınca herkes gibi bende eşyalarımı toplayıp arkadaşlarımla birlikte arabama doğru yürüdüm.

Arabamın yanına gelince hepsine veda edip kilidi açarak arabaya bindim.

Emniyet kemeri ve motoru da hallettikten sonra eve doğru sürmeye başladım.

Çok geçmeden eve gelince hızla odama çıkıp pembe panterli boxerı aldım.

İçeriden kapının açıldığına dair sesler gelince Taehyung'un geldiğini anlayıp sırıttım ve hızla aşağıya inerek uyku ilacı almak için eczaneye doğru gitmeye başladım.

İlacı alıp arabama bindiğimde sonradan aklıma gelen şeyle tekrar arabadan inip azdırıcı da aldım.

Arabaya tekrar binip çalıştırdım ve eve doğru sürdüm.

Çok geçmeden eve gelince arabadan inip kilitledim. Kapıyı çalıp bekleyince hemen açılan kapıyla içeri girip odama çıktım.

Elimdeki ilaçları odama bırakıp Taehyung'un odasına doğru gittim ve tıpkı onun yaptığı gibi kapıyı tıklamadan içeri girdim.

"Ne var?"

Yanına doğru adımlayıp yatağa oturdum. O ise ayakta dikilmiş telefonuyla ilgileniyordu.

"Sıkıldım. Konuşmaya geldim."

Oturduğum yatakta biraz daha yayılıp dilimi dişlerimin arasına alıp bacaklarımı araladım. Dikkatini dağıtmam gerekiyordu.

"Ne konuşmayı düşünüyorsun? Bana buraya ahlaksız teklif yapmaya gelmedin değil mi?"

Hareketlenip oturur pozisyona geçerek sırtımı yatak başlığına yasladım. Cebimde duran telefonu çıkartıp bir şarkı açtım ve son sese verdim.

"Konuşmuyorsak şarkı dinleriz."

Elindeki telefonu bırakıp yanıma adımladı ve benim gibi yatakta oturup sırtını yatak başlığına yasladı.

"Olur. Dinleyelim bakalım."

Planımın yolunda gitmesinin verdiği huzurla şarkıyı dinlemeye başladım.

I don't know if you alreadt know how.

(Nasıl olduğunu zaten biliyor musun bilmiyorum.)

But girl, I got the feeling that tou know now.

(Ama kızım, şimdi bildiğini hissediyorum.)

You're buried in the pillow, yeah you're so loud.

(Yastığa gömülüyorsun, evet. Çok gürültülüsün.)

But I'm about to show you bant, slow Down.

(Ama sana göstermek üzereyim bebeğim, ağırdan al.)

Şarkı çalmaya devam ederken sordum.

"Ben susadım. İçecek bir şeyler getirmeye gideceğim. Ne içersin?"

Kafasını bana çevirdi.

"Şarap."

Normalde olsa uyarı yapardım ama şu an ortamı bozamazdım. Bu yüzden onu onaylayıp ayağa kalktım.