"Yatağımda ne işin var? Kimsin sen?" diye bağırdım korkuyla. Sabahın bir vaktinde yanımda yatan bir yabancıyla açmıştım gözlerimi. Dün gece herhangi bir çapkınlık yaptığımı da hatırlamıyordum hani. Hem böyle bir şey yapacak olsam bu kızı mı seçerim? Esmerler her zaman tercihim olmuştur. Neyse bunlar daha sonra uzun uzun anlatılacak şeyler.
"Ne demek ne işin var? İnsan sevgilisine öyle der mi?"
Tükürüğümün resmen boğazıma kaçtığını hissettim. "Neyine pardon? Tanımıyorum kızım seni ben. Dün gece ben uslu uslu yatağıma girdim. Kimsin ve burada ne işin var?"
Yattığı yerde diklendi ve örtüyü çıplak üzerini örtmek için üstüne çekti. Şimdi kızın da maşallahı da vardı yalan söyleyemeyeceğim. "Beren deli misin sen?"
Hassiktir.
Bu kız benim tek yumurta ikizim Beren'in sevgilisi olmalıydı. Bizi karıştırması normaldi de ben nasıl böyle bir şeye izin verdim? Daha yeni ayrıldım sevgilimden. Bu kadar şerefsiz olamam, olmamalıyım. "Ne Beren'i, Ceren'im ben."
"Nee." dedi ve korkuyla ayağa kalktı. Aceleyle iç çamaşırlarını ararken nereden olduklarını gösterdim. "Bak şurada makyaj masasının yanında." dedim ve sinirimden gülmeme engel olmadım. Biz şimdi Beren'e ne diyecektik?
"Ya sen deli misin neden söylemedin onun ikizi olduğunu. Ne yapacağım ben şimdi?" dedi üzerini giyerken. Gözlerimi ayırmadan onu izliyordum. "Bakmaya devam edecek misin?"
Başımı salladım. "Valla sen bu kadar salakken Beren'in bana kızacak hali yok herhalde. Hem ben hiçbir şey hatırlamıyorum ki. Nasıl kandırdın beni?""Sarhoştun." dedi neredeyse ağlayacak gibi. Ben de kalktım ve üzerimi giydim. "Beren neredeydi peki?"
"Ya ne bileyim ben, buraya geldim onu görmek için evde de sadece sen vardın."
"Ha sen de madem o yok ikizi de aynı işi görür diyerek yatağa mı attın beni?"
Elindeki tişörtünü suratımın ortasına şlak diye fırlattı. "Seni döverim bak sus."
"Hadi onu geçtim. Kızım sen salak mısın? İnsan sevgilisini tanımaz mı?" Bu kız gördüğüm en salak kız olabilirdi. Klasik aptal sarışın işte. Çok bir şey de beklememek lazım. Hayır güleceğim, gülemiyorum da. Kız karşımda ağladı ağlayacak. "Ne yapacağız şimdi?"
"Söylemezsek haberi olmaz. Rahat ol biraz." dedim sakince. Fakat karşımda duran kız gerginlikten taş kesilecekti şimdi. Aslında bu suçu yarı yarıya paylaşıyorduk ama ne yapabilirdim ki? Abartmaya gerek de yoktu. Tabii Beren'in yerinde olsam yer yerinden oynardı orası ayrı konu. Olayın trajikomikliğinden mantıklı bile düşünemiyordum.
"Sen ne rahat kızsın ya." dedi sinirle ve elleriyle saçını geri atarak ofladı. Üstümü giydikten sonra yanına gittim. Elimle saçlarını kulağının arkasına ittim. "Saçını bile düzeltmeyi beceremiyorsun." diye mırıldanıp odadan çıktım.
Mutfağa doğru ilerlediğim sırada sarışın kız da beni takip ediyordu. Kahve makinesine ikimiz için kahve koyup mutfak masasına oturdum. Sarışın alık alık dikiliyordu kapının kenarında. "Bak şu sandalyeye oturuluyor biliyor musun?" dedim alayla.
"Hadi ya?" dedi ve güldü. Ne kadar sinirden ve yapmacık bir gülüş olsa da yakışmıştı. Gülünce ayrı bir çekiciliği oluyordu sanki. İkizimin sevgilisi hakkında düşündüğüm şeylerin ayıplığı üzerine bakışlarımı ondan çekip hazır olan kahveleri kupalara doldurup masaya koydum. "Saat sabahın yedisi. Beren ancak öğleden sonra gelir. Rahat ol ve şunu iç kendine gel. Kahvaltıyı sonra yaparız."
"Aklımı oynatacağım. Nasıl bu kadar aptal olabilirim." Bir yandan söyleniyor bir yandan da oturmuş, kahvesinden ufak yudumlar alıyordu. "Beni beğenmedin mi yoksa?"
Evet yangına körükle gidiyordum ama ne yapayım nasıl yakıyor yangın bir görseniz.
"Atlayacağım üstüne, susar mısın lütfen?" Gözleri dolu doluydu. Bu saatten sonra ağlayıp sızlanmak hiçbir işimize yaramayacaktı. Bu yüzden ben de alaya alıp biraz olsun kendimi rahatlatmaya çalışıyordum. "Atlamışsın zaten atlayacağın kadar."
Olan oldu ve hüngür hüngür ağlamaya başladı kız. Adını bile bilmediğim kızla olan şu halimize bakar mısınız? Hayır nerede hata yapıyorum ki? İşinde gücünde kimseye zararı dokunan biri de değilim. Bela beni mıknatıs gibi çekiyor. Çekim yasası böyle bir şey mi yoksa gerçekten birilerini mi sinirlendirdim?
"Ağlama ama. Söylemezsek böyle bir şey olduğunu nereden bilecek?"
"Peki ben bu vicdan azabıyla nasıl dokunacağım ona?" Bir yandan ağlıyor bir yandan kahvesini içiyordu. Tam benim kafada kızdı. "Adın ne senin?" diye sordum merakla. Yattığım kızlara karşı hep böyle ilgili olmuşumdur. İki kişiye falan yani.
"Miray."
"Ben de Ceren. Ha Ceren ha Beren hiçbir farkı yok. Rahat ol."
"Sen şaka mısın?" diye bağırdı. Şu an fazla ciddi görünüyordu. Benim bu rahatlığım sinirlerini bozmuş olmalıydı. Doğaldı tabii benim de benim yüzümden çok sinirlerim bozuluyordu. "Of ne yapayım, ağlayayım mı seninle beraber?"
"Ağla. Bir üzüntü belirtisi göster. Deli misin sen?" Şimdi nerede baktığımıza göre de değişirdi tabii. Beren'e göre fazla deliydim. Fakat bizim mahalledeki Fikri'ye göre de çok normaldim. Bunun sebebi onun da deli olmasından kaynaklanıyor olabilirdi. "Beren'in tam zıddısın. Şimdi o olsa sinirden küplere binerdi."
"O da öyle bir tür işte. Hani böyle sinirlenince de eline bir şey geçmiyor. Bir iki vazo fırlatıyor üstüme sonra oturuyor götünün üstüne." Yaptığım açıklamadan çok etkilenmiş olacak ki ağlamayı kesti. Hatta dikkatlice bakarsanız hafifçe gülümsediğine bile şahit olabilirsiniz. "Babam, 'Kaderde varsa üzülmek, neye yarar büzülmek?' der hep."
"Beren seninle nasıl başa çıkıyor?"
"Çıkmıyor ki." dedim ve yüzümdeki gülümsemenin solmasına engel olamadım. Gülüp eğleniyordum ama Beren ile olan ilişkimiz bayağı kötüydü. Hatırlamak istemeyeceğim kadar hem de. Genelde aynı evde yaşayan iki yabancı gibiydik. Daha doğrusu yabancı olan oydu. Kendini benden hep soyutladı hayatı boyunca. Eh bana da bu kadar gamsız olmak düştü tabii.
"Yanlış bir şey mi söyledim?""Yok, yanlış olan senin söylediğin değildi." dedim ve önümdeki soğumaya yüz tutmuş kahvemden bir yudum aldım. "Beren benden bahsetmiş miydi hiç?"
"Sadece bir ikizi olduğunu söylemişti. Adını bile şimdi öğrendim. Sizin aranızda bir problem mi var?"
Her ne kadar Miray'ı daha yeni tanıyorken ona bunlardan bahsetmek istemesem de bir şeylerin yanlış olduğu yansımıştı ister istemez. "Problemler." dedim sessizce. Daha fazla soru da sormadı zaten. Nerede konuşup nerede susacağını biliyordu en azından. Tabii nerede uyuyacağını bilmediği aşikardı.
Kahvesi bitince gitmek için ayaklandı. Ben de kalkıp son kez içini rahatlatmak ve geçirmek için yanına gittim. Holde ayakkabılarını giyip tam evden çıkacağı sırada dış kapı açıldı ve kapıda Beren belirdi. Miray'la birbirimize dönüp korkuyla baktığımız sırada konuştu Beren.
"Bu saatte burada ne işin var Miray?"
eveet hoşgeldiniz, hoşçakalın <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sevgilim nerdeydin | gxg
Short Storydün gece çok aradım aradım bulamadım kör olası çöpçüler aşkımı süpürmüşler