4. ÖNDE GELEN ÇIKARLAR
Arka sokaklarda yürümeyi, gölgeleri seviyordum. Çünkü rahatlık bahşediyordu insana. Gölgeler varsa her zaman saklanacak bir yer bulurdunuz. Ve saklanmak demek kendini bütün tehlikelerden korumak demekti.Şimdi adının bile doğru olduğunu bilmediğim bu çocuk kendi gölgelerine sığınıyordu. Ama bilmiyordu düzenbazlar düzenbazları tanırdı. Yalan söylediğini, söyleyebileceğini anlayabiliyordum. Ya da gereksiz tatavataya gerek yoktu. Güvensiz bir insanın tekiydim.
" Ne deme çalışıyorsun?" Diye sorduğumda çoktan ilgimi çekmeyi başarmıştı. Çoktan durmuştum bile.
Açıkçası dilini kullanmayı oldukça iyi biliyordu. Bunu en başından söylese belki de onu umursamayacaktım . Ama onun zamanlaması oldukça iyiydi. Belki de evlere girmeden önce o diliyle komşuları, güvenlik görevlilerini kandırıyordu.
" Kasayı açtınız mı?" Diye sordu . Oturmaktan sıkılmış olmalı ki ayağı kalkıp gerindi. Kollarını yukarı kaldırdığında şortu daha fazla şeyi ortaya çıkardı. Uyluk sokumuna kadar aşağı inmişti. Tanrı aşkına şortuna sahip çıkması gerekiyordu. Gözlerimin oraya kayması onu memnun etmişe benziyordu. Ama konunun üstünde durmamayı tercih etti. Bu ikimiz için çok daha iyiydi. Ve biran önce esneme hareketi yapmayı kesmeliydi.
" Kim içi boş bir kasayı öyle iyi saklar ki? Hem neden bir şifresi olsun?" Bu elbette ki bir seçenekti. Bir keresinde iki gün boyunca bir kasanın şifresini kırmaya çalışmıştık. Ve içinden sadece kullanılmış iç çamaşırları çıkmıştı. İğrençti. Mia'nın bunla eksiksiz iki ay boyunca kafa bulduğunu hatırlıyordum.
" Senin gibi hırsızlar için alınmış bir önlem olabilir..."
" Bu işi yeni yapmıyorum tamam mı?" Diye soluduğumda aklıma kurt düşmüştü bile. Çoktan olasıkları hesaplamaya başlamıştım. O kasa boş olduğuna başımıza gelecekleri düşünmeye başlamıştım.
" Ya, "Dedi " Ne zamandır bu işin içindesin?"
Burnu pinokyo kadar uzun olmayabilirdi ama her bokun içinde olmayı gayet iyi biliyordu.
" Seni ilgilendirmeyen şeylere dahil olmayı acilen bırakman gerekiyor." Dediğimde yavaş yavaş bana doğru yürüyordu.
" Peki ," Dedi "Size Semiramis denen kadınla iyi şanslar dilerim Els." Yanımdan geçmeden önce gözlerime kısacık bir an baktı ama daha fazla bakmasına müsaade etmeden gözlerimi kaçırdım. İnsanların bana bu kadar dikkatli ve derin bakmasını sevmiyordum. Özellikle de gözlerime.
Mutfağın kapısının önünde yeterince dikildiğimizi düşünmüş olacak ki yanımdan geçip gitti.
Ama bu kez de " Nereye ?" Diye soran ben oldum. Çünkü böyle konuştuktan sonra gidemezdi.
" Uyumaya. " Dedi umursamaz bir şekilde.
" Şaka mı yapıyorsun?"
" Gayet ciddiyim. " Dedi yukarı çıkan merdivenlere yönelerek "Hırsızın teki yüzünden uykumu iyi alamadım." Burnu fazla havadaydı. Hem mecazen hem fiziken. Yandan küçük bir kemiği olsa da önden bakıldığında kusursuz bir yapıya sahipti. İnsanların bunun gibi bir görüntü için estetik yaptırıldığını çok iyi biliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALANCI ŞAKAYIK
Teen FictionBir odaya girdiğimde etraf oldukça karanlıktı bu yüzden hızlıca pencereyi bulup pereleri kapattım ve hemen ardından ışıkları açtım. Ama doğru odaya girdiğimi sanmıyordum. Çünkü nakit paranın bir misafir odasında saklandığını daha önce hiç görmemişti...