~2

1.1K 196 383
                                    

"Buraya ne olmuş?!" Konuşamıyordum. Ne olduğunu kavramaya çalışıyorum ama beynim algılamıyordu. Etraftaki tüm sesler birbirine karışıyor ve koca bir bilinmezliğe sürüklüyordu beni.

"Biri birşey söylesin!" Felix'in bağırmasıyla kendime gelmiştim. Onca öğrenci toplanmış ne yapacaklarını sorguluyorlardı.

Ne mi olmuştu?

OKUL YIKILMIŞTI!

"Biz şimdi ne yapacağız?!" Felix endişeyle konuşuyordu, Seungmin neler olduğunu düşünüyor Jeongin ise şaşkınlıkla etrafa bakıyordu. Wooyoung ise hâlâ ayakta uyumakla meşguldü! 

"Tüm öğrenciler çıldırmış." Wooyoung'un kafasına vuran Seungmin konuşmuştu. Wooyoung ise dünaya yeni gelmiş bebek gibi etrafa bakıyordu. O da endişeli görünüyordu.

Cidden öğrenciler çıldırmış durumdaydı. Kimisi yuhlayıp kimisi orada olmayan kişilere küfür atıyordu. Şu an migrenimin tutması an meselesiydi.

"Siktir, siktir, siktir! Arkadaşlar düşünsenize, ya parayı alıp kaçmışlarsa?!" Seungmin'in dediklerinin sebebini düşündüm. Bu okul yeniydi ve özel bir okuldu. Para ise peşin verilmişti. Yani, onlar öyle istemişti...

"Nereden bilebiliriz ki?" Jeongin ilk defa konuşuyordu. Seungmin ise cevaplamaya hazırdı.

"Bir düşün, okula 3 haftadır geliyoruz ve okul kaydı için geldiğimiz gün taksit ile almadıklarını söylediler. Neden?" Wooyoung konuşmak için ağzını açtı. "Neden?" Seungmin kafasına vurdu. "Neden olcak? Parayı hemen almak için işte!"

"Off kafam karman çorman!" Başımı ellerimin arasına alıp eğilmiştim. Hepsi de çok iyi biliyordu burada durumun kime daha da kötü vurduğunu. O baba dediğim adama ne diyecektim şimdi? 'Baba, okul yıkılmış beni başka okula yazdır'  mı diyecektim?

Söyleyemezdim...

Wooyoung yere eğilip omuzuma ellerini koyup okşadı. "Jisung, lütfen sakin ol. Neden korktuğunu biliyorum, ama böyle yaparsan çözüm yolu bulamazsın."

Haklıydı, ama elimde değildi. Hiçbir şey elimde değildi. Hayatımı başka bir insan kontrol ediyordu. İsterse yaşardım istemezse yaşamazdım. İstese okula giderdim istemezse gitmezdim. Benim yaşamım onun isteklerine kurban olmuştu yani...

O adamı çok zor ikna etmiştim. Gerçekten yapmadığım şey kalmamıştı ve bunun son şansım olduğunun farkındaydım.

Beni okutmayıp mafyalık için hazırlayacaktı. Tabii ben kimseye zarar vermek istemiyordum. Kanun dışı işler yapmak istemiyordum.

Sadece normal bir insan gibi yaşamak ve mutlu olmak istiyordum.

Dövüş tekniklerini resmen bana öğreten adamlara uyguladım. Kum torbasını patlattım, sırf gelip elime silah vermesinler diye yere yağ döküp yere düşmelerini sağladım. Evet, belki onların bana dokunma hakları yoktu ama babam beni güzelce döverdi her seferinde. Yine de pes etmedim. En sonunda dayanamadı ve beni şu an yıkık olan özel okula yazdırdı.

"Hyung, lütfen kötü düşünme. Eminim ki yine başaracaksın." Artık gözyaşlarım yerinde duramıyordu. Birikmişliğin yaşlarıydı bunlar, biliyordum. Kendimi tutmak istesem bile gözlerimden azat olmak için çabalayan yaşlarım vardı. Benim de tek yapabildiğim hepsini tek tek azat etmekti.

"Buraya gelebilmek için neler yaptığımı en iyi siz biliyorsunuz. Onca zorluğun ardından böyle bir manzara ile karşılaşmak ne kadar acıtıyor biliyor musunuz peki? Boşuna umutlandırmayın beni, olmayacağını siz de ben de çok iyi biliyoruz."

Herkes eğilmiş bana üzgün gözlerle bakıyordu. Hayır bunu istemiyordum. Kimse bana acısın istemiyordum ama lanet olsun ki acınası durumdaydım. "Hyung, bence o yağ tuzağı çok iyiydi, onu tekrar yap!" Jeongin'in dediklerine herkes kıkırdamıştı. Bu beni de gülümsetmişti.

Serendipity~ MinSung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin