5. date by lover

36 3 0
                                    

Tanrım.

Neden bu kadar utanıyorum?

"Hyung iyi misin? Yanakların kıpkırmızı. Ateşin mi var?"

Hyuck bir elini benim alnıma, diğer elini kendi alnına koyup ateşim var mı diye kontrol etti.

"Ateşin de yok ki."

Mark kahkaha attı. "Vardır ateşi vardır."

Hyuck sevgilisine kaşlarını çattı. "Mark baktım ya şimdi. Yok ateşi."

Mark sadece gülmeye devam etti.

Bu çocuk beni rezil ediyor.

"Merhaba ben Dejun. Biliyorsundur muhtemelen. Hendery senden çok bahsetti Jaehyun-ssi."

"Evet evet biliyorum. Senden de çok bahsetti. Memnun oldum."

En azından kekelemedim.

Tam karşımda o oturuyor.

Ona baktığımda göz göze geldik.

Göz göze geldik.

İkimizde hemen başka yerlere baktık.

Sanırım ölüyorum.

Daha sonra herkes sohbete başladı.

Kargaşa.

Nefret ediyorum gürültüden.

Lee Taeyong benden iki yaş büyüktü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Lee Taeyong benden iki yaş büyüktü. Gerçi, görünüşü tam tersini söylüyordu. Pembe, dalgalı saçları onu benden daha küçük gösteriyordu.

O, üniversitede son senesine geçecekmiş. Mimarlık okuyormuş.

O ve ben, birbirimizden her bakımdan uzaktık. İkimizde farklı şehirlerdeydik. Farklı üniversitelerde. Farklı bölümlerde.

Yine de ona böyle kapılmam mümkün müydü?

Beni sever miydi?

Neyse.

En azından, randevuya çıkacağız.

Onunla.

Tek başımıza değil.

Ne yazık ki...

Mark sayesinde onunla tekrar görüşeceğim.
Bu akşam hep beraber sahile gitmeyi teklif etti de.

Teşekkür ederim Mark!

Lee Taeyong ve arkadaşları artık kalkmaları gerektiğini söylediklerinde üzgün gözlerle ayağa kalktım ve onları yolculadık.

Taeyong'a bakıyordum. Onun da bana bakmasını öyle çok istiyordum ki.

Bir,

İki,

Üç.

Arkasını döndü.

Şaşkınlıkla ona bakarken bana gülümseyerek el salladı.

"Sonunda tanışabildiğimize sevindim jaehyun-ah."


















every summertime ⌇ jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin