1 hafta sonra Hendery ve sevgilisi Dejun hep birlikte denize girmek için plan yapmışlardı.
Tabii ki hayır dememiştim.
Çünkü Taeyong da orada olacaktı.
Sahile gelip eşyalarımızı kumların üstüne koyduğumuzda Taeyong ve arkadaşları da gelmişti.
Tanrım...
Yapılı vücudundan gözlerimi acilen çekmeliyim yoksa yanlış anlaşılacağım...
Gözlerimi onun dışında her yere çevirirken onun güzel, melodi gibi olan sesini duydum.
"Jaehyun-ah! Merhaba! Tekrar görüştüğümüze sevindim!"
Söylediği sözler ile sertçe yutkundum ve sesimin titrememesini umarak cevap verdim.
"Merhaba! Ben de sevindim... Taeyong."
Hayır olamaz! Benden iki yaş büyük olmasına rağmen ona sadece adıyla seslenmiştim! Umarım sorun etmezdi.
Kötü bir tepki beklerken o kocaman gülümsedi.
"Ah, hyung demediğin için sevindim! Öyle olunca kendimi kötü hissediyorum da!"
Ben de gülümsedim. Çünkü konuşursam güzel kalbi yüzünden ağlardım sanırım. Yaptığı, söylediği her şey bana cennetten bir parça gibi geliyordu.
"HADİ DENİZE GİRELİM!"
Hendery'in bağırması üstüne biz hariç herkes denize koştu. Biz ise onlara şaşkınca bakıyorduk.
O sırada elimin içinde küçük bir sıcaklık hissettim. Hızlıca kafamı çevirdiğimde Taeyong'un elimi tutup parıldayan gözleri ile bana baktığını gördüm.
"Hadi biz de gidelim Jaehyun!"
Ben daha ne olduğunun farkına varamamışken o tuttuğu elimi çekiştirip denize doğru koştuk.
Elimi tutmasının verdiği his ile kendimden geçerken yüzüme gelen tuzlu su ile Taeyong'a döndüm.Kahkahalar atarak yüzüme bakıyordu.
"Jaehyun-ah, diğerleri iskelenin oraya gitti. Hadi oraya gidip denize atlayalım!"
Sessizce onun peşinden giderken denizin altındaki kaygan taşlar yüzünden bir anda ayağı kaydı.
Hızla onu belinden tutup kendime çekmiştim düşmemesi için. Dengesini sayemde korudu.
Onu öyle hızlı ve kuvvetli çekmiştim ki, şu an burunlarımız birbirine değiyordu. Sıcak ve hızlı nefeslerimiz birbirine karışırken kocaman açtığı gözlerine şaşkınca bakıyordum.
İstemsizce gözlerim onun kırmızı ve tuzlu sudan ıslanmış dudaklarına kaymıştı.
Taeyong da aynı şekilde benim dudaklarıma bakarken onu öpmemek için zor tutuyordum kendimi.
Ama kendimi tutmak istemiyordum.
Dudaklarımla dudaklarına dokunacağım sırada Jungwoo'nun bize seslendiğini duyunca hemen birbirimizden uzaklaştık.
İkimiz de utancımızdan dalgalara bakarken onun sesini duydum.
"Ş-şey, sanırım yanlarına gitsek i-iyi olur."
Hızla kafamı salladığımda onun da en az benim kadar tuhaf hissettiğini fark ettim.
Eğer Jungwoo bize seslenmeseydi onu öpüyordum...
Lanet olsun Jungwoo!
Onu takip ederken bir yandan heyecandan acıyan kalbimi tutuyordum.
Ben ona gerçekten ölesiye aşıktım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
every summertime ⌇ jaeyong
FanficJung Jaehyun, yaz tatili için arkadaşlarıyla gittiği tatil kasabasında gördüğü Lee Taeyong'a aşık olur. summer love | jaeyong