4- The facts

265 27 28
                                    

Babamı, marketin önünde bekliyorduk. Sessizce caddeden geçen arabalara bakıyordum. Sessizliği çoğunlukla sevmezdim, bu yüzden bunu bozmak istedim: "Bu arada, ön koltuk benim haberin olsun."

Jisung bana döndü ve "Nedenmiş?" dedi.
"Çünkü ben istiyorum." diye cevapladım Jisung'u. "Hayır, öne ben oturacağım." Jisung'un sesiyle tamamen ona döndüm. O da benim gibi bana döndü.

Kollarımı göğsümde birleştirip "Bana, öne oturmamam için bir sebep göster, oturmam." dedim.

"Ben misafirim, yani arabada."
"Ona bakılırsa, araba ailemin. Bir nevi benim yani."
"Eem...şey, heh! Baban beni tanımak isteyecektir. Bunun için yanında oturmalıyım."
"Bunu arka koltuktada yapabilirsin, Jisung. Kabul et, ben kazandım."

Bu 'mantıklı' konuşmayı bitiren korna sesine döndük ikimizde ve arabaya ilerledik. Arabaya yaklaştıkça ön koltukta birinin oturduğunu gördüm. "Hadi ama..." diye mırıldanıp arka koltuğun kapısını açtım, ben içeri girdim. Jisung da yanıma oturunca babam ilerlemeye başladı.

Önde oturan adama baktım, Shin Manji. Babamın en sevdiği çalışanlarından ve aile dostumuzdu. "Arkadaşını tanıtmayacak mısın?" diye sordu babam.

"Han Jisung, aynı sınıftayız." dedim kısa keserek. Jisung'un bana 'Bu neden soğuk nevaleye dönüştü?' gibi baktığını hissettim. Kendini biraz daha tanıtma ihtiyacı duydu sanırım, "Evet efendim dediği gibi, Han Jisung ben. Aynı sınıftayız ve ben müzik kulübünün başkan yardımcısıyım." dedi gururla.

Onun müzik kulübünde olduğunu bilmiyordum. Ama sesi çok güzeldi hak ediyordu. Ayrıca harika da gitar çalıyordu.

"Ailen ne iş yapıyor peki?" diye sordu babam. "Annem bir organizasyon şirketinde genel müdür. Babamsa, bir ilaç firmasında kimyager." dedi. Bunları bilmiyordum. Babam sorularının arasında bana da laf attı:

"Peki ara sınavda Chari'yi geçen sen misin?"

"Hayır efendim, ben onun kadar zeki değilim." Kafasını bana çevirdiğini fark ettim, fakat tepki vermedim. "O sınıfın en zekisi!!" diye ekleyince yüzümde küçük bir sırıtış oluştu. Bu o sahte olanlardan değildi. Gerçek olanlardandı.

"O zaman neden 2. oldu?" diye sordu babam ciddiyetle. Bu dediğine somurtup konuyu dağıtmak için Manji amcaya döndüm. "Ahjussi, nasılsın?"

"Ah, iyiyim evlat. Sen nasılsın, alışabildin mi buralara?" dedi. Gülerek "İyiyim, teşekkürler ahjussi. Ve evet, baya sevdim. Bir sürü arkadaşım var." dedim. "Hyesu gibisini bulmak zordur şimdi." diye sordu. "Ah, evet. Ama onun gibi bir arkadaşım var." dedim.

Jisung hızla kafasını bana çevirdi, neden yalan söylediğimi merak ediyor olmalıydı. Kabul etmeliydim ki bir tane bile kız arkadaşım yoktu. Sadece onlar vardı, Stray Kids. "Anladım." dedi Manji amca. Jisung ile olan bu gergin bakışmayı sonlandırdığı için ona teşekkür etmem gerekebilirdi.

Arabanın durmasıyla Manji amcanın evine geldiğimizi fark ettim. Manji amca babama döndü ve "Teşekkürler patron, görüşürüz." dedi. Ardından bize döndü, "Görüşürüz gençler." dedi. Bizde kafamızla onu selamladık.

Babam bir kolunu on koltuğun kafalık kısmına koymuş, diğer kolu da direksiyonda bize dönmüştü. "Tamam, sırada sen varsın Jisung. Söyle bakalım nerede oturuyorsun." diye sordu.

Jisung bu soruya büyük ihtimalle şaşırmıştı. Çünkü ona ailemin okula birlikte gidip geldiğimizi bildiğini söylemiştim. Babamında dolaylı yoldan bunu bilmesi gerekirdi. Beni bozmamasını umarak vereceği cevabı bekledim. Sanırım yarın ona hesap vermem gerekecekti.

Silent Cry ⟨Han Jisung⟩ (Ara verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin