1- New city

382 33 58
                                    

Dünyada bazı insanlar vardır ki sadece bedenen yaşarlar. İşte bende bu insanlardandım. Herkese mutlu görünüp içi kan ağlayanlardan hemde. Tüm hayat neşesini sömüren insanlarla doludur çevresi. Benim için bu 'çevre' ailem oluyordu. Bazılarının hayat olarak adlandırdığı şey bende bazı yasaklardan ibaretti.

Nasıl yasaklar mı? Resim çizmem yasaktı çünkü çok seviyordum. Şarkı söylemem yasaktı çünkü çok seviyordum. Arkadaşlarımla buluşmam yasaktı çünkü çok seviyordum. Dans etmek yasaktı çünkü çok seviyordum. Hepsi yasaktı çünkü kendimi onlara verip derslerime odaklanmıyormuşum. Ders ile ilgili yasaklarda vardı. 1. sıradan 2. sıraya düşünce odamdan çıkamamı yasaklayıp telefonumu alıyorlardı. Notlarım hep en iyisinin iyisi olmalıydı.

Bugün yeni hayatım başlıyordu. Tabi bu hayat olacaksa. 1 Eylül yeni şehirde yeni okulda ilk günümdü. Neden mi taşındık? Seul'deki arkadaşlarım beni 'kötü' etkiliyormuş. Aslında onlar benim neşe kaynağım, yaşama sebebimdi. Her neyse bu yüzden İncheon'e taşındık. Buranın en nitelikli okullarından biri olan İncheon Haesong Lisesi'ne gidecekmişim.

"Chari! Kalk artık geç kalacaksın!" annemin bağırmasıyla yataktan kalktım, banyoya girip işlerimi halletim. Yeni okul formamı giyip odamdaki boy aynasından kendime baktım ve "Fena değilmiş..." diye mırıldandım. Ardınan odamdan çıkıp aşağıya -mutfağa- indim. Yine masada sevdiğim tek birşey yoktu. "Anne aslında ben aç değilim. Kendime kahve yapsam olur mu?" diye sordum.

"Olur ama okula giderken birşeyler al. Aç kalma ilk günden." dedi. Sanki beni çok önemsiyor da... Tezgaha geçip kendime güzel bir kahve yaptım.

Otobüs durağının yerine bakarken bir yandan da Hyesu ve Daehyun ile konuşuyordum. Hani o beni 'kötü' etkileyen arkadaşlarım vardı ya işte onlar. Telefonu hoparlöre aldım ve durağın yerine bakmaya devam ettim. "Gerçekten bunu yaptıklarına inanamıyorum. Şimdi biz, Daehyun ve ben, seni kötü etkiliyormuşuz, öyle mi?" dedi Hyesu. Daehyun da ona ters bir şekilde "Öyleymiş Hyesu. Kız iki saattir ne anlatıyor, aptal!" dedi. Sanırım birlikte okula gidiyorlardı.

Arkamdan kahkaha sesi duyunca arkamı döndüm. İki çocuk bana doğru koşuyordu. Biri kahverengi saçlı, sincaba benziyor; diğeri ise hem çok tatlı hemde aşırı havalıydı. "O seslerde ne?" dedi Hyesu. O sincaba benzeyen çocuk beni itip koşmaya devam etti. Bende sinirle arkasından "Kaba sincap!!" diye bağırdım. Beni görünce yanımdan geçebilirdi buna gerek yoktu. Arkadan havalı ve tatlı olan çocuk geldi, "Özür dileriz." dedi, duraksadı. "İncheon Haesong'dan mısın?" diye ekledi. Kafamı salladım, "Evet. Sanırım ikinizde oradansınız." dedim. "Ha, evet. Yeni misin?" diye sordu.

"Kız, kim o?"
"Chari, sattın mı bizi hemen?"

Sırasıyla Hyesu ve Daehyun'un konuşmasıyla aklıma onlarla konuştuğum geldi. Telefon hoparlörde olduğu için rezil olmuştum. Hemen "Ben sizi sonra ararım." diyip kapattım telefonu. "Özür dilerim, şey soru neydi?" diyerek döndüm yanımdaki çocuğa. "Sorun değil. Yeni misin diye sormuştum ama sanırım yenisin."

"Evet. Seul'den geldim." dedim.

"Buraları biliyor musun? İstersen okula kadar eşlik edebilirim. Yani edebiliriz." dedi. O kaba sincap çocukla okula gitmek istemiyordum. Fakat kaybolmak da istemiyordum... "Şey... Olur sanırım. Teşekkürler." dedim. Koluyla karşıyı gösterdi ve yürümeye başladı. Bende yanında yürümeye başladım.

"Bu arada ben Changbin. Sen?" diye sordu. "Bende Chari, Park Chari. Memnun oldum." diye cevapladım. Biraz daha yürüdükten sonra aklıma takılan soruyu sordum. "Şey, o kaba sin- yani arkadaşın, neden koşuyordu? Koşuyordunuz?" Bir insanı itip koşacak kadar önemli bir sebebi vardır umarım.

"İddiaya girmiştik, durağa ilk giden, kaybedene cheesecake ısmarlayacaktı. Bu yüzden. Cheesecake'e bayılır da." diye açıkladı Changbin. Haklı bir sebepmiş.

"Jisung!" dedi Changbin, durakta oturan kaba sincaba. Aslında sadece sincap çünkü haklı bir sebepten dolayı yapmış. Adının Jisung olduğunu öğrendiğim çocuk, "Hyung?" dedi. Ne yani o Changbin'den küçük müydü? "O kim?" dedi, kalkıp yanımıza gelince. "Cheesecake uğruna ittirdiğin kişi, Chari." diye cevapladı Changbin.

"Cheesecake için herşey!" dedik Jisung ile aynı anda. Jisung kafasını bana çevirdi, "Sende mi cheesecake aşığısın?" dedi. Kafamı sallayarak onayladım. Jisung, Changbin'e döndü ve "Hyung, ben bu kızı sevdim." dedi.

—————
Çok kısa oldu... Farkındayım.
Bunları daha önceden deftere yazdığım için geçirmesi çok zor. Bu yüzden biraz kısa oldu. Özür dilerim.
Diğer bölüm daha uzun olacak.
Peki nasıl beğendiniz mi?

Oy vermeyi unutmayın 💗✨

(Düzenleme: 180124)
-625  kelime

Silent Cry ⟨Han Jisung⟩ (Ara verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin