2.bölüm

391 25 6
                                    

O gecenin ardından bir hafta geçmişti. Çağrı'nın biseksüel olmasını beklemiyordum. Geçen yıl tüm okula açıkladığını söylemişti ama ben hiç duymamıştım.

Bu konudan kimseye bahsetmesini istemediğimi söylediğimde ise "Eyvallah." diyerek konuyu kapatmıştı.

Zor da olsa evimi bulduğumuzda yaşadığım yere garip gözlerle bakmıştı. O halini hatırlayınca hala kahkahalarla gülüyordum.

Ali'yle ise hala aynıydık. Sadece artık araya biraz mesafe koymuştum. Herkes farkındaydı bu mesafenin ama benim için en iyisi bu olacaktı.

"Vefa, masa 15'e bakar mısın? "

"Tabi." diyerek arkamı döndüm. Çağrı'lar burdaydı. Onlara servis yapmalıydım ki zaten hepsi burada çalıştığımı biliyordu.

"Merhaba, ne alırsınız? " dedim gülümseyerek.

"Selam. Naber Vefa? " dedi Cemre.

"İyi, çalışıyorum öyle. Sen? "

"İyi ben de. " dedi ve gülümseyerek Berk'in elini tuttu.

"Evet gençler biraz serinleyelim diyorum. Onun için hepimize limonata söylüyorum. " dedi Çağrı. Diğer herkes onaylayınca "Yanına da şu geçen geldiğimizde yediğimiz cheesecake varsa o olsun. "

"Tabi var. O zaman 5 limonata ve 5 dilim limonlu cheesecake. " dedim ve kasa tarafına geçtim.

Onların siparişleri hazırlanana kadar bir kaç masayla daha ilgilendim.

"Eveet siparişler hazır. " diyerek herkese limonatasıyla, cheesecakeni verdim.

Ardından boş tepsiyi geri mutfağa yolladım.

Çağrı'lar tatlılarını bitirince hesabı götürdüm.

"Ee Vefa konsere geliyor musun? "

"Yok ya gelmeyi düşünmüyorum Cemre. "

"Aa neden ama çok eğleniriz. " Dedi Ege.

"Ya bilmiyorum ki. Hem daha 1 ay var bakarız artık. "

"Tamam iyice düşün ama kesinlikle gelmelisin. Biz tüm kadro oradayız, takılırız. " dedi Çağrı. Gülümsedim sadece.

Onlar gittikten sonra kafe daha da yoğunlaştı ben de tüm dikkatimi müşterilere verdim. Gece yarısı kafeden çıktığımda yorgunluktan ölüyordum. Normalde bu kadar geç çıkmazdım ama bugün çok yoğundu. Kafeyi temizleyip öyle çıkmıştım.

Mahalleye girince Ali'yi gördüm.

"Tam da sırası şimdi zaten. " diye mırıldandım.

"Oo kardeşim. " diyerek sarıldı bana. Ali birine sarılınca tam olarak sarar, sarmalardı o kişiyi. Kokusu yağmurdan sonra gelen toprak kokusu gibiydi. En çokta kokusunu severdim ya ben onun.

"Naber Ali? " diyince ayrıldı benden.

"Nası iyi olsun? Olum nerelerdesin sen kaç gündür. Bir yanlış falan mı oldu, olduysa söyle de bilelim. Yanımıza bile zor geliyon artık. Arap bile ne iş diyor. "

"Yok be nolucak sanki. Her şey aynı okuyorum, çalışıyorum. "

"Tamam. Oku, çalış ama bunları yaparken de bizi unutma. Ben de sanmıştım ki " dedi ve sustu.

"Konuş ya sen ne sanmıştın? "

"Geçen gün seni pahalı bi arabadan inerken görmüşler. Kolejden arkadaş edindin de bizi unuttun sandım. "

"O nasıl laf lan. Ben kolejden arkadaş edinip sizi unutacak biri miyim? "

"Ya öyle demek istemedim. Bilirsin beni. "

"Ne demek istedin? Tamam bırak Ali ya. "

Gerçekten sinirlenmiştim. Ali'yi arkada bırakıp evime girdim. Babam uyumuştu bile.

Ben de odama girip sinirle kafamı yastığıma gömdüm. Gerizekalı Ali, gerizekalı Ali, gerizekalı Ali.

Gelen mesaj sesiyle telefonuma baktım.

Çağrı: Naber

Vefa: İyi uyuyacaktım öyle, sen?

Çağrı: Partiliyoruz biz de ekipçe, gelsene.

Vefa: Çok yorgunum. Başka bir zamana?

Çağrı: Tamam o zaman. İyi geceler :)

Vefa: İyi geceler :<

...

love. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin