Ders matematikti. Dinlemek istemiyordum ama zorundaydım. Yanımda oturan Çağrı ise işleri zorlaştırmaktan başka bir şey yapmıyordu.
Parmakları pantolonumun üstünde dolaşıyordu. Tüy gibi olan dokunuşları normalde pek dikkatimi çekmezdi ama zaten ders dinleyecek havamda değildim.
Elini tutarak "Yapmasana." diye fısıldadım.
"Ne yapıyorum. " o da benim gibi fısıldamıştı. Dersten atılmak istemezdik sonuçta.
Parmakları tekrar pantolonumdayken sanki gittikçe yukarı çıkıyor gibiydi. Aklıma gelen şeylerle kızarırken "Kes şunu. " dedim.
Halime bakıp güldü. "Kim bilir neler geçiyordur şimdi aklından. Böyle kızardığına göre epey iyi bir şey olmalı. "
Tam cevap verecekken çalan zil ile gülümsedim. "Ben tuvalete gidiyorum, bi elimi yüzümü yıkayacağım. "
Arkamdan "Kaç bakalım, kaç. Kantinde olacağız biz. " diye bağırmıştı.
Elimi yüzümü yıkayıp tuvaletten çıktım. Kızlar tuvaletinden gelen öğürme seslerini duyunca ise duraksadım.
İçeri girip girmeme konusunda tereddütte kalsamda belki birisi yardımımı ister diye girdim.
İçerisi boştu ve tek bi kabinden öğürme sesleri geliyordu.
Kapıyı yavaşça tıklatarak "İyi misin? " diye sordum.
Öğürme sesleri bir kaç defa daha geldi ve ardından derin nefes sesleri.
"V-Vefa? Sen misin? "
"Cemre? Evet benim. Sen iyi misin? "
Derin bi nefes daha aldığını duydum. Ardından bi hıçkırık sesi. Ağlıyor muydu o?
"İstediğin bir şey var mı? Sana su alıp geliyim mi? "
"Hayır Vefa. Sadece Berk'e burada olduğumu söyler misin lütfen? "
Sesi gittikçe kısılıyordu.
"Tamam. Sen burada bekle, ben onu çağırıyorum. "
Kızlar tuvaletinden çıkıp hızlıca kantine doğru gittim. Bizimkiler hep birlikte bi masanın etrafında toplanmışlardı. Kollarımı arkadan Çağrı'ya sardım ve Berk'e döndüm.
"Berk."
Bana doğru dönüp kafasını iki yana salladı.
"Cemre kızlar tuvaletinde ve pek iyi değil gibi. Yanına gitsen iyi olur. "
Cümlemi bitiremeden çoktan ayaklanmıştı bile.
O koşar adımlarla kantinden çıkarken "Yine mi Cemre? Yine mi bebeğim? " dediğini duyuyordum.
Çağrı'nın yanına bi sandalye çekip başımı omzuna koydum.
"Cemre çok mu kötüydü? " diye sordu Hazal. Yüzünde endişeli bi hava vardı.
"Onlar hallederler. "
Daha sonrasında tenefüs bitene kadar boş beleş konulardan konuşup derse girdik. Cemre ile Berk'i o gün bir daha görmedim.
Cemre'den
Yere oturmuş öylece Berk'in gelmesini bekliyordum. Yine yemiştim işte, tutamamıştım boğazımı.
Görüşüm bulanıklaşırken yanaklarımdan akan sıcak yaşları hissedebiliyordum. Sessizce ağlamaya çalışıyordum. Boğazımda bi yumru vardı ve geçmiyordu.
Tuvaletin kapısının açılması ve Berk'in sesini duymamla gözlerimdeki yaşları sildim. Gülümseyip kendime bir kaç saniye izin verdim.
Yumru hala oradaydı ve gözyaşlarım ise bana ihanet ederek tekrar akmaya hazırlardı.
