ikinci gün : rut etkisi

7.6K 416 403
                                    

Yazım yanlışları şu an okuduğunuz satırlarda olabilir. Uyuyup kafa topladıktan sonra geleceğim ve kontrol edip var olanları düzelteceğim. 

İyi okumalar.

Sınır: 80 vote 200 yorum

Günün ilerleyen vakitlerinde bir sıcaklığın peşinde sürüklenen ter damlacıkları günahkâr bedenin üzerinde raks etmeye devam ediyordu. Alfanın girdiği rutun farkındalığının ardı sıra omeganın sıkı bedeni yatakta ters çevrilmiş, acımasız hamlelere maruz kalmıştı. Güle çalan dudaklarından ahlaksız mırıltılar dökülüyor, gözlerinden akan yaşlar dağınıkça yastıkları buluyor, hiçbir yerden destek alamayan vücudu aldığı darbelerle bir öne bir arkaya savrulup duruyordu. Güzel saçları dağılmış, tıpkı bedeni gibi yüzü de kırmızıya çalmıştı. Bir şarap gölünün içinde yüzüyor gibiydi omega.

O şarabın tıpasını açık bırakan ise alfaydı. Alfası...

"A-ahhh!"

Omega kafasını arkaya yatırdı, sarı saçları tel tel dağılırken aldığı zevk ve acının griftinden gözleri kapandı, yüz ifadesi bulandı. Bulunduğu pozisyonda, hiçbir yeri tutamamanın, alfa tarafından arkaya doğru çekilip hâlâ daha dizleri üzerinde domalıyor oluşunun ağrısı tüm bedenini sarmalıyor; yine de kulağının hemen dibinde duyduğu kalın hırıltılar, kalçalarına ardı ardına çarpan kasıklar, onun bu acısını kenara iterek yaşadığı zevki zirveye çıkarıyordu.

Alfası kıkırdadı. "Ooh," diye gülüşünün arasında fısıldadığında Jimin'in dirseklerini arkaya doğru kıran ellerinden biri geri çekildi. Hızla ilerleyip omeganın öne doğru düşmüş, mırıldanan yüzünü tuttu. Büyük eli minik olanın çenesini öyle sıkı kavradı ki, dolgun yanaklar büzüştü; öne çıkan dolgun dudaklar, güçlü olanı daha da azdırdı. Öyle ki alfa onun o güzel yüzünü hırsla oldukça yakınına çekip yüz ifadesine baktığında ilk uğradığı yer o gül bahçeleri olmuştu.

Sırıtarak tuttuğu yüzü daha da sıktı alfa olan, gözyaşları büyük eline ulaşıyordu. "Benim güzel çocuğum ağlıyor, ha?" derken kasıklarını sertçe önündeki kalçaya çarptı. Kalın aleti sıcak duvarları bir yastık gibi kullandı adeta. O sırada öne atılıp omeganın kulak memesini kavradı, ısırdı, omeganın bağırtısının ardından bıraktı ve söyledi:

"Söylesene omega, bu nazlı hallerin seni acıdan kıvrandırmamdan mı sahiden? Yoksa arsız deliğini seni zevkten delirtecek kadar iyi sikmemden mi? Hm? Hangisi?"

Omega cevap vermedi. Odağı asla koca bedenin sergilediği laflar olamazdı zira. Adam, bu adam, öyle güzel içine işliyor, duvarlarından içeri o yasak bölgeye doğru o denli nokta atışlar atıyordu ki tüm bildiğini unutuyordu. Kasıkları sızlıyor, bacak içlerinde bir sıcaklık oluşuyor ve önde sallanıp sızdıran, kızarmış aleti aksıyordu. Kendisine uygulanan hızın hiç düşmemesi de bu haline pozitif dalgalar gönderiyordu.

"Oh? Minik bebeğim cevap vermiyor şimdi de, ne güzel." Alfanın hırs ve zevkle mırıldanmasının ardından yatak sarsıldı. Büyük eller sıkıca yukarı çekip sabitlediği bedeni bıraktı, ufak beden hızla yatağa düşerken alfa durmadı. Öne doğru eğildi, hafifçe dizlerinin üzerinde kalktı ve ellerini altında becerdiği bedenin iki yanına koyarken derin bir nefes aldı. Küfredip en doğru açıda, pazılarından aldığı yardımla omeganın sıkı yanaklarından içeri kaymaya başladı. Eğildi, aleti sıkı duvarlardan içeri sızdı. Oğlanı sarsıp inletecek o noktada oyalanıp geri pazılarının üstünde kaydı. Alnından bir ter damlası düşüverdi, o ter omeganın bel gamzelerinin ortasına düştü. Alfa inledi, altında ağlayan omegasına acımayı, kurdu şu anda, şu vaziyetiyle asla istemiyordu.

make me yours, jikook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin