starry eyes forever shall be mine

1.1K 55 21
                                    

Tüm dünya üzerinde yapmayı en sevdiğim şeyi yaptım, boynundaki yıldız dövmesine küçük bir buse bıraktım. Uyanır uyanmaz sersemlikle yüzünü buruşturdu, beni farkeder farketmez yüzü bir gülümsemeyle aydınlandı. Pek sık gülümsemezdi, genelde gün içinde ondan aldığım tek gülümseme bu olurdu. O yüzdendi sabahlara çok değer verişim.

Arkadaşlığın sınırlarını aşabildiğimiz tek saniyeler geçtiğinde hayat yine normal seyrine döner, sanki ben hiç ona o öpücüğü vermemişim ve o da bana hiç böyle gülümsememiş gibi davranırdık. Hazırlanır, kahvaltıyı birlikte hazırlar, kampüse zamanında varır ve herkese sadece ev arkadaşları olduğumuzun manzarasını çizerdik. O, arada benim birkaç bakışımı yakalamamış gibi davranır ve ben, yanıma flört etmeye gelenlerin hiçbirini kıskanmadığına inanmış gibi yapardım.

Sonra eve döner, ödevlerle ve ev işleriyle boğuşurduk. Arada çok içtiğimi söyler, beni azarlardı. İçmemi sevmediğini biliyordum, nedenini anlamasam da. Ben onu geçiştirince kafama bir yastık fırlatır, birkaç dakika soğuk yapardı. Gönlünü almak için o akşam bulaşıkları ben yıkardım. Belki de işi bana kitlemek için bunu kullanıyordu.

Sonra yatma zamanı gelirdi. Tekrar sınırımı aşardım. Benim yattığım odaya beraber giderdik, o benim saçımı okşardı çünkü bu olmadan uyuyamadığımı bilirdi. Başlarda bundan utansam da artık tek yaptığım arsızca gülümsemek ve elimi elinin üzerine koyup her seferinde yanaklarının nasıl pembeleştiğini, soluk tenine nasıl renk geldiğini izlemek.

Bunların dışında birkaç an daha var paylaştığımız. Onun okuduğu her kitabın sayfalarına benim için notlar yazması veya tatillerde, şehir dışındaki aile mezarlığına gitmek için erken kalktığımda ona veda mektupları bırakmam gibi.

Bu düşünceleri bölen şey Albedo'nun doğrulması oldu. Ben de vakit kaybetmeden odasından ayrıldım, beraber kahvaltı ettik ve bi' aceleyle okula yetiştik. O kendi binasına giderken ona gülümseyerek öpücük gönderdim, o ise gözlerini hafif kıstı ve bana el salladı. Kalabalık ortamlarda laubali olmamdan hoşlanmadığını biliyordum ama yapması hoşuma gittiğinden durmuyordum.

Amfiye vardığımda yanyana oturan Rosaria ve Venti'ye gözüm ilişti. Hızla yanlarına oturdum, çok iyi biliyordum ki Rosaria asık yüzümle dalga geçecekti.

"Hah, birileri yine aşk acısından muzdarip gibi görünüyor."

Venti de bir gülümsemeyle ona katıldı tabi, beklendiği şekilde.

"Belki de bu onun normal ifadesidir, sen onun suratında başka ifade gördün bugüne kadar?"

Kafamı sıraya sertçe vurdum. Dinlemek istemiyordum, durumun acınası gözüktüğünü zaten biliyordum.

Rosaria beni koluyla dürtmeye başladığında ona döndüm, yüzünde endişeli bir bakış oluşmaya başlamıştı. Tanrım, işte nadir bir manzara.

"Bak, kendini gereksizce üzüyorsun. Senden dinlediğim onca şeyden sonra onun sana sırılsıklam aşık olduğunu söyleyebilirim."

Ne zaman bir şeyler bana kalsın istesem takındığım ifade oluştu yüzümde, hafifçe sırıttım. "Aşkın konusu geçtiğinde yüzündeki değişimi sana anlatamam Ria, bunu kendin görmediğin sürece mavi gözlerdeki ılık havanın nasıl kaybolduğunu anlamanın mümkün bir yolu yok. Ve bilirsin, edebiyatta hiç iyi olmadım."

Venti sohbetimizle ilgileniyor gözükmese de birkaç cümle mırıldandı. "Bunun seninle ilgili olması gerekmez."

Haklı olduğunu biliyordum. Ama birini kaybetmenin anlamını daha iyi biliyordum, her zaman daha iyi bilmiştim.

 Ama birini kaybetmenin anlamını daha iyi biliyordum, her zaman daha iyi bilmiştim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

fic işine girişmişken favori mlm genshin çiftime yazayım dedim.🤝🏻

umarım hoşunuza gider??

art cr : max_eera on twitter

wines after sex | kaebedoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin