3

18 5 0
                                    

Elf sarayında büyük bir kargaşa vardı. Prenslerinin ülkeden ayrılacağını öğrenen elfler onları yolcu etmek için sarayın önüne toplanmışlardı. Her ne kadar içleri buruk olsada prensler gitmezlerse başlarına gelecekleri biliyorlardı.

Kral hüzünle oğullarına doğru ilerledi. Gitmemeleri için elinden geleni yapmıştı ama artık onları engelleyemezdi. Yanlarına vardığında sıkıca sarıldı. İçini kaplayan endişeyle onları uyarmaktan kendini alamadı.

- Orada çok dikkatli olmalısınız. Özellikle sen Taehyung. Yıl boyunca hiç bir olaya karışmayın ve kimseyle iletişim kurmamaya çalışın. En kısa sürede sizi oradan çıkartmaya çalışacağım.

Taehyung babasının bu kadar korkmasından nefret ediyordu. Sürekli, her şeyden korkması artık onu bıktırmıştı. Yine de gülümsedi ve babasına dikkatli olacağına dair söz verdi.

Yolculuğa başladıklarında Seokjin Taehyung'a doğru eğildi. "Sakin ol Taehyung. Babamı biliyorsun."diye fısıldadı. Taehyung başını salladı. Artık babası hakkında endişelenmesine gerek yoktu. Çünkü okul yöneticileri okulda olan bir olay hakkında hiç bir bölgeye bilgi vermiyorlardı. Bu bilgi aklına gelince rahatladı. Başını ağabeyinin omzuna yaslayarak yolculuğun bitmesini bekledi.

    . _. _. _. _. _. _. _. _. _. _. _. _. _. _. _. _.

Taehyung omzunun hafifçe dürtülmesiyle uyandı. Sonunda varmışlardı. Hızlıca toparlandı ve ilk defa gördüğü okulu incelemeye başladı. Okul gerçekten çok büyüktü ve bir çok farklı bloktan oluşuyordu. Okulun yanında ve içinde öğrencilerin kalması için yurtlar vardı. Taehyung ve Seokjin yerleşmek için yurtlara yöneldiler.

Taehyung okula bu sene başlayacağı için şanslıydı ama aynı şey Seokjin için geçerli değildi. Seokjin'in okula 2 sene kadar önce başlaması gerekiyordu. Babası her ne kadar sarayda eğitim vererek bir nebze olsun geride kalmasını engellemiş olsada okulun verdiği eğitimin yerini tutamazdı. Ama Taehyung ağabeyinin aşırı zeki olduğunu ve kolayca derslerle baş edebileceğini biliyordu.

Düşüncelere dalan Taehyung yurda varmalarıyla girdiği transtan çıktı. Yurda girince farklı yerlerde kalacaklarını öğrendiler. Birbirlerini sadece ortak gezilerde görebileceklerdi. Bu biraz sinir bozucu olsada görevli büyük sınıfların küçük sınıflara herhangi bir zarar vermemesi için olduğunu  söylemişti.

Taehyung kendi yurdunu öğrendikten sonra hızlı adımlarla yurda doğru adımlamaya başladı. Bir an önce odasına varmak ve dinlenmek istiyordu. Odasına varınca hızlıca kapıyı açtı. Odadaki çocuk gürültüyle yerinden sıçradı.

-"Gerçekten çok özür dilerim. "
dedi Taehyung telaşla. "İçeride birinin olacağını düşünemedim."

-"Sorun değil." dedi çocuk gülümseyerek. Çocuk gerçekten çok güzel görünüyordu. Ensesinin biraz aşağısından dökülen mavi saçları ve mavi gözleri vardı. 'Böyle görünüyorsa büyük ihtimalle bir soylu olmalı' diye düşündü Taehyung.

"Ben Jimin. Peri Krallığının veliahtıyım. Ve sen?"

Oh, neden bu kadar güzel göründüğü anlaşılmıştı. Perilerde soy ne kadar safsa periler o kadar güzel görünürdü. Ve kraliyet soyu nerdeyse saftı.

-"Taehyung. Elf Krallığının 2. prensiyim."

"Oh, sen şu melez prens olmalısın. Seni duymuştum. Melek ve elf melezisin değil mi?"

Taehyung gülümsedi.

"Evet. Oda arkadaşımın sen olmasına sevindim. Düşman ırklardan biriyle aynı odada kalma ihtimalim beni korkutmuştu."

Jimin gülerek yanıtladı;

"Aslında senin gelmeyeceğini düşünüyordum. Babanın abini göndermemesi olay olmuştu. Ve seni de göndermeyince epey yaygara çıkmıştı."

"Ah, evet. Oldu öyle bir şeyler. Ama sonuçta artık buradayım değil mi?"

DeanvamelfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin