1.bölüm

11 3 1
                                    

Kahverengi gözlerin içindeki ateş...

Kuş cıvıltıları, ilkbaharın taze çiçek ve toprak kokusu tüm ormana yayılmış. Şehirden uzakta insanın kendini bulabileceği sakin bir orman. İki kişi el ele tutmuş patika yoldan sohbet ederek ilerliyordu. Genç kadın arada yanındaki adama bakıp gülümsüyordu, çok heyecanlı gözüküyorlardı, adam daha sakin dursada yanındaki kadından gözlerini kaçırıp duruyordu. Aşkını diz çöküp itiraf edecek ve bir ömür benimle misin diye sorucaktı.

Tabi bu sadece yanındaki kadının saf düşüncelerinden ibaret olan pembe hayat senaryolarıydı...

Biraz ilerledikten sonra bir dağ evi onları karşıladı, biraz eski, etrafı çam ağaçlarıyla kaplıydı. Yere yakın süzülen kelebekler ortama renk katıyordu. Herşey tamda genç kızın hayalleri gibi ilerliyordu, sarışın kadın daha fazla dayanamadı ve sordu...

"Beni neden buraya getirdin sevgilim?"

"Sürpriz... Hem zaten birazdan öğreneceksin sabret."

Çift ağaç evin merdivelerini teker teker çıkarken genç kadının birazdan atmayacak kalbi şuan ağzında atıyordu, avuçları terlemiş ve gözleri şimdiden dolmuştu.
Karşısındaki adamın ona evlenme teklifi edicegini kendini o kadar inandırmıştıki geldikleri yerin neden burası olduğunu sorgulamıyordu bile.

Neden ıssız bir ormanın dibi?

Neden bu mutlu günlerine kızın ve sevgilisinin arkadaşları eşlik etmiyordu?

Ve... Neden bu mutlu günlerinde bu adam bu kadar sakindi oysa ki normal günlerde küçük şeylere bile mutlu olan, heyecanlanan birisiydi.

Gerçi kız o kadar saftı ki adamın kendisinin
küçük şeylerden mutlu olan insanları her zaman önemsediğini söyledikten sonra böyle davranmaya başladığını anlamamıştı bile.

Ağaç evin içi buz gibiydi genç kadın ellerini birbirine sürterek ısıtmaya çalışıyor. Genç adamsa koltukta öylece oturuyordu.

"Sevgilim niye duruyorsun sobayı yaksana.
Şey bu akşam buradamı kalıcaz?"dedi.

Genç adam sakince kafasını kaldırdı ve gözlerine baktı.

"Hiç birşey anlamadınmı, hiç şüphelenmedinmi gerçekten?"

"Neden bahsediyorsun sevgilim"

Ufak bir sessizlik oldu genç adam gözlerini yere dikmiş oturmaya devam ediyor. Kadında onun kurduğu bu cümleye kılıf uydurmaya çalışıyordu...

"Yaa... Dur anladım  hadi itiraf et evlenme teklifi ediceksin dimi niye sustun oturdun utanıyomusun yoksaa. Yada dur yoksa benimle evlenme düşüncesi seni korkutuyor mu?"

Kadın hiçbir şeyden habersiz karşındaki sevdiği adamla dalga geçerek alttan alttan
laf sokmaya çalışıyordu.

Önce genç adamın ağzından küçük bir kahkaha çıktı sonra da karşındaki kurbanının gözlerinin içine baktı. Kadın şimdi farkındaydı eskiden huzur bulduğu bu gözlerin şimdi ona zarar vereceğinin farkındaydı. Anlamıştı ama artık çok geçti kadın kendini aşkın ateşine bırakmış ve yarın yokmuşcasına sevmişti katilini...

Adam arka cebinde sakladığı çakısını hızlıca kavrayıp ayağa kalktı. Kadından küçük bir çığlık çıkmasıyla adam bıçağı boğazına dayadı ve "son kez bana demek istediğin birşeyler varmı"dedi. Çok sakindi, çok alışmıştı kurbanlarının gırtlağına bıçak dayamaya ama hala korkuyordu onların gözlerine bakmaya, çekiniyordu...

Kadın ağzını açtı ve yavaşça kelimeleri ağzından döküldü "Neden Barış, neden yapıyorsun bunu?" dedi. Sesi kısık çıkmıştı ama ne demek istediği anlaşılıyordu.

" Ahh...merak etme bundan sonra kadınlar senin gibi saf olmicak. Tüm Türkiye seni öğrenicek, ünlü olucaksın biraz gülümse canım " sırıtıyordu, yüzünü iğrenç bir gülümseme almıştı. Gözlerinin içindeki ateş ise kadının içini yakıyordu. Kadın son nefesini vericegini anlamıştı, neden olduğunu bilmese bile anlamıştı...

Biraz sonra adam sıkılmaya başlamış kadın ise ses çıkarmadan duruyordu sonunu kabullenmiş gibi sadece susuyordu. Adam koltuğun kenarındaki yastığı yavaşça eliyle kavradı sonrada bıçağı kadının boğazından çekip yastıkla yüzüne bastırdı kadın dirensede yapıcağı hiç birşey olmadığını biliyordu sadece yastığı kafasından kaldırmaya çalıştı fakat onuda yapamadı...

Saat kendisini beş dakika ileri almıştı kadın artık çırpınmıyordu. Son nefesini vermiş bedeni artık ağırlaşmış bir et yığınıydı.
Adam ona önce kendi montunu girdirdi
sonrada sırtına alıp ağaç evden çıktı. Patika yoldan hızlı adımlarla ilerliyordu artık ormanın bahar havası yoktu. Çiçekler ve taze toprak kokusu kaybolmuştu havada süzülen kelebekler ise sanki kadınla birlikte ölmüştü, hiçbiri yoktu. Adam ilerlerken karşıdan bir bisikletli geliyordu. Genç bir kız bisikletle yanlarından hızlıca geçti, adamda onu pek umursamadı zaten yüzüde pek gözükmüyordu kapşonunu kafasına çekmiş yağmur varmış gibi kafasını yere eğmiş hala ilerliyordu...

Ormanın çıkışına yaklaştığında artık hava kararmış ve tüm orman karanlık yüzünü ortaya koymaya başlamıştı şimdi baykuş ve kurt sesleri vede zifiri karanlık...

Adam sırtındaki ölü kadını bir çuval misali
yere attı. Kapşonunun ceplerinden eldiven ve küçük bir şişede sıvı vardı önce eldivenleri ellerine geçirdi sonrada sıvıyı ellerine döktü kadının özellikle dokunduğu yerlerine sürmeye başladı ellerini baldırlarına, omuzlarına, ellerine, yüzüne, bacaklarına sürdü. Yerde büyük bir taş aradı... istediği taşı bulduğunda
pantolonunun arka cebinde ki kağıdı çıkartıp anlının tam ortasına yerleştirdi, cebinden çıkardığı çiviyi de alıp taş yardımıyla yavaş yavaş kadının anlına çakmaya başladı her vuruşta kanlar heryere sıçrıyordu...

Son işlemleride yaptıktan sonra yerde yatan kadın artık pimi çekilmiş bir bombaydı sadece onu birisi görmesi yeterliydi arkası zaten gelirdi...

____________________________________________
Yeni bir hikaye ,yeni başlangıçlar.
Bu benim ilk kitabım olucak inanıyorum.
Daha önce çok kurgu denedim ama hep biyerde tıkandım. Bu sefer bunun olmasına izin vermicem.

Kitap kurgusu hakkında ne düşünüyorsunuz?
lütfen belirtin...

Yorum yapan ve bölümü yıldızlayan herkese
💎💟💌💘🔥🦄💖💝🪐🌠💚💙♀️👸💗💞

PATİKA YOLUN SONUNDAKİ AĞAÇ EVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin