Doğruluk mu Cesaret mi?

1.1K 38 8
                                    

Bu bölümü eğlenerek yazdım, IlCeyi çok özledimumarım beğenirsiniz)

Dışarısı yıldırımlar yüzünden gürültülüydü. Şiddetli sağanak yağmuru yağıyordu, ağaçlar bır yandan yana sallanıyordu. Ancak kötü hava koşullarına rağmen, evin içi sıcak ve rahattı. Ve bu rahatlık sadece iki kişinin sevgisiyle yaratılıyordu – Ilgaz ve Ceylin, daha yeni  akşam yemeğini yemiştiler.
-Ellerıne saglık, canım – söyledı kadın.
Koltuğundan ayağa kalktı, masanın diğer tarafında oturan adama doğru yürüdü ve arkasından ona sarıldı.
- Beğendin mi? - diye sordu Ilgaz.
-Tabii ki! – cevap verdi.
Ilgaz ve Ceylin'in düğününden bu yana 1,5 ay geçmişti. Balayını ya da daha doğrusu iki haftayı Fransa'da geçirmiştiler. Çift, Eyfel Kulesi, Louvre, Arc de Triomphe, Notre Dame de Paris gibi Paris'in ünlü yerlerini ziyaret ederek harika zaman geçirmişti. Bu  Ilgaz'ın Fransa'ya ilk gelişi değildi, ama şimdi tamamen farklı hislerle karşı karşıya kalmıştı, çünkü  yanında onu kelimenin tam anlamıyla delirten bir kadın vardı. Ceylin enerji doluydu, bu yüzden bütün gün şehrin çevresini dolaşıyorlardı. Bu kadınla birlikte her anı yaşamaya öğrenmişti, dinlenmeyi öğrenmişti. Ancak  gerçekliğe geri dönmeleri gerekiyordu. Ilgaz işe dönmüştü, Ceylin ofisinde çalışmaya devam ediyordu.
– Pekala, tabakları bulaşık yıkamaya koyalım - dedi Ilgaz sandalyeden kalkarken.
- Yarın o zaman akşam yemeğini hazırlama sırası bende olacak -  söyledi Ceylin tüm bulaşıkları yerleştirerek.
- Tamam ama yemeği ben seçiyorum.
Ceylin tam makinayi çalıştıracaktı ancak elektrikler kesilmişti.
- Tühh yaa yıkıyamadık bile – diye isyan etti kadın.
- Sorun değil, bunu daha sonra çözeriz. Şimdi mumları yakalım ve oturma odasına oturabiliriz - dedi Ilgaz.
-Tamam.
Çift birkaç mum yaktı ve oturma odasına geçti. Ilgaz ve Ceylin tekrar birlikte yaşamaya başladıktan sonra evin iç kısmını tamamen değiştirmiştiler, şimdi her şey istedikleri gibi olmuştu. Her gün çalışma saatlerinin bitmesini sabırsızlıkla bekliyordular, böylece en kısa sürede eve dönüp birbirleriyle vakit geçireceklerdi. Burada, yeşil koltukta otururken, sanki zaman duruyormuş gibi ve sanki tüm dünyada sadece onlar varmış gibi oluyordu.
- Uyumak mı istiyorsun? – diye sordu Ilgaz, kızın ipeksi saçlarını okşarken.
-  Zaten yarın Pazar, henüz erken.
- O zaman ne yapalım? – dedi Ilgaz, yanağına yumuşak bir öpücük bırakmak için Ceylin'e uzanarak.
- Yaa, Ilgaz, sonra  - diye kıkırdadı kadın. - Bir fikrim var! Doğruluk mu Cesaret mi oynayalım mi?
- Ceylin, biz ergen miyiz? Sor, ne merak ediyorsan, söyleyeyim.
- Yoksa savcım korktunuz mu? Korkma, sana ilk seksin hakkında soru sormayacağım – diyerek kahkaha attı.
- Ceylin! – gülerek azarladı.
- Hadi ama!
– Tamam, o zaman şişeyi bulup getir - diye kabul etti.
- Hemen geliyorum!
Ceylin  hemen suyla dolu cam şişeyi boşaltmak için mutfağa koştu. Aslında işten sonra film izlemeyi seviyorlardı, Ceylin genellikle Ilgazın dizlerinin üzerine başını koyuyordu ve film bitmeden sevdigi adamın dokunuşlarıyla uyuya kalıyordu. Bazen Parla ve Defne'yi monopoli oynamak için davet ediyorlardı. Akşamları ve genel olarak sıkılmazlardı.
- İşte, şişeyi buldum - söyledi Ceylin yere bacaklarını çapraz  şekilde yaparak oturdu. Ilgaz da karşısına oturdu:
- Madem teklif ettin, önce sen döndür.
- Okeey!
Ceylin şişeyi döndürdü, ancak şişe ona işaret ettiği için beklenen sonucu alamadı.
- Hayir ya! – kız öfkelendi.
- Peki Avukat Hanım, Doğruluk mu yoksa Cesaret mi seçin?
-  Peki Doğruyu seçiyorum.
- Bana utanç verici durumundan bahset, üniversiteden bir şey olabilir.
- Hmm, bir düşüneyim... Aslında çok garip anlar yaşadım, biliyorsun. – Ilgaz gülümsedi. - Aa hatırladım! Bu üniversitede 2 yılımdı, işimden dolayı bazen ceza hukuku derslerini kaçırırdım. Sürreya öğretmen sert biriydi. Bir keresinde kaçırdığım derslere göre bir test sınavı vardı. Doğal olarak kendi hatamla başarısız oldum, ama kendi hatamı kabul eder miyim hiç? - Kendisine eleştirel bir şekilde sordu, Ilgaz sadece sırıtıyordu. - Sonuçları gördükten sonra, doğal olarak suçluyu aramaya başladım ve öğretmenin beni sevmediğine karar verdim. Tenefüs sırasında  sınıf arkadaşımla Eceyle  birlikte durdum ve öğretmenimin bana özel notlarımı küçümsemesine karşı tüm sesiyle öfkelenmeye başladım. O kadar yüksek sesle haykırdım düşünsene, Ece benı uyarmaya çalışıyordu ama ben fark etmemişim çünkü Sürreya öğretmen arkamdaydı.
- Ne?! - Ilgaz diyerek şaşırdı. - Sonra ne yaptın?
- Arkama döndüm, panikledim, ne yapacağımı bilemedim. Doğal olarak beni azarladı ve geçiş izni için çalışmaya zorladı.
- Oh, Ceylin! Her zaman burnunun dikine gidiyorsun -  sırıttı Ilgaz.
- Yine de şunu belirtmek isterim ki kendimi düzeltiyorum Sayın Savcım.
- Hemde gözle görülür bir şekilde - kabul etti. - Şimdi dönme  sırası bende mi?
- Evet, hadi!
Ilgaz şişeyi çevirdi ve şimdi cevap vermek onun sırasıydı.
- Аhaа, yakaladım seni! – diyerek sevindi Ceylin. - Doğruluk mu yoksa cesaret mi?
- Doğruluk olsun.
- Tamaaam... Mesela  çok farklı bir şekilde tanışsaydık, bir barda diyelim benim hakkımda ne düşünürdün?
- Dürüstçe cevap vereceğim. Muhtemelen her şeyden önce, herhangi bir erkek gibi, görünüşüne dikkat ederdim.
- Sayın Savcım, şu anda bana karakterim hakkında ders vereceğinizi sanıyordum - Ilgaz'ın omzuna hafifçe dokunarak alay etti Ceylin.
- Yeşil gözlerine, ince boynuna dikkat ederdım tabii ki - diyen Ilgaz  sevdiği kadının gözlerine bakıyordu.
Ceylin biraz utandı, Ilgaz sevgisini kelimelerden ziyade davranışlarıyla daha çok gösteren bir adamdı. Bu nedenle, ondan bu tür kelimeleri duymak sık görülen bir olay değildi.
- Bardaysak ve birkaç içki içtiğini varsayarsak, kesinlikle kendine özgü bir karakter sergileyebilirdin. Muhtemelen bir konuda tartışırdık ve sen de haklı olduğunu kanıtlamaya çalışırdın, - adam söyledi.
- Beni tanıyorsun! O zaman benden hoşlana bilirmiydin?
- Ama Avukat hanım, kurallara göre oynamalıyız, ilk sorunuzu cevapladım.
- Ilgaz yaa, kurallarından asla vazgeçmiyorsun! O zaman çeviriyorum.
Şans kadının yanındaydı, çünkü şişe yine Ilgaz'a işaret ediyordu.
- Yess! Doğruluk mu yoksa Cesaret mi?
- Cesareti deniyelim hadi.
- Sen kendin istedin Ilgaz, isteğime hazır mısın? - gözleri ateş dolu olan kadın sordu.
- Dürüst olmak gerekirse korkuyorum ama hadi söyle.
- Yarın bütün gün benim isteklerime ve sorularıma evet diyerek cevap vereceksin!
- Nee?! – diyerek çıldırdı Ilgaz. - Yarın kim bilebilir ne istiyeceksin!
- Yoksa isteğimi gerçekleştirmeyi reddediyor musunuz Ilgaz bey? - gülümseyerek sordu kadın.
- Tamam, öyle olsun, ama şunu unutma ki bunu unutmayacağım – diyerek cevapladı adam ve şişeyi çevirdi. Gülme sırası onundu, çünkü şimdi Ceyline işkence edecekti. 
- Avukat Hanım, cesur bir kadın gibi cesareti mı seçiyorsunuz  yoksa sadece soruyu cevaplamayı mı tercih edersiniz?
- Ahahha, iyi hamle, hadi ne yapacağıma söyle - Ceylin provokasyona cevap verdi.
- Vücudumda en sevdiğin yeri seç ve onu öp -  diyen İlgaz dileğini dile getirdi. Ceylin hanım istediği şeyi yapmaya zorlamaya hakkı olan tek kişi değildi.
- Bakıyorum biraz coşmuşsun- diyerek şaka yaptı Ceylin, ama hoşlanmadığı söylenemezdi, aksine.
  Ilgaz  kadının dudaklarını ya da boynunu seçeceğini düşünüyordu, ancak bu yeri düşünmemişti... Ceulin adama yaklaştı, göğsüne doğru eğildi, tişörtünü hafifçe kaldırdı. Ilgaz, ne olacağına dair beklentisiyle ağır bir nefes aldı. Ceylin tam kurşun yarasının olduğu yerini öptü, adam buruşuk bir şekilde gülümsedi. Sonra kadın yüzünü onunla eşitledi, dudakları sadece birkaç santim ayırıyordu.
- Mutlu musun? İstediğin oldu mu?
- Nedense tamamen farklı bir yer seçeceğini düşünmüştüm – kısık bir sesle söyledi Ilgaz.
Ceylin adama daha da yaklaştı, daha yakın nasıl olabilirdi ki. Dudakları ona hafifçe dokundu, ancak kadın Ilgaz'ın onu öpmeyi planladığını fark edince aniden başını arkaya attı.
- No-no-no! -  parmağıyla  salladı Ceylin. - Kurallara göre oynayacağımızı  sanıyordum canım. Bir yer seçmemi söyledin, ben de görevi tamamladım -  diyerek mutlu bir gülümsemeyle yerine oturdu.
- Sen çok fenasın! Her seferinde beni delirtiyorsun, - diye şikayet etti Ilgaz. Ancak onun içinde sevdiği özellik buydu. Daha önce, başka ilişkilerde, hiç böyle hissetmemişti. Ilgaz her zaman kontrolü elinde tutan biriydi, ama şimdi sevdiği kadına bütün gücü verebilirdi ve ellerinde rahatlayabilirdi.
- Tamam-tamam, devam edelim. - Şişe Ilgaz'a işaret etti. - Peki savcı, ne seçiyorsun? Doğruluk mu yoksa Cesaret mi?
- Doğruluk – diye hemen cevap Verdi adam.
- Tamam, o zaman peki Neva ile ilgili sorular yasak mı?. - Ceylin Ilgaz'ın sinirlerini biraz germek istiyordu.
- Sorabilirsin, ama sonra  eski erkek arkadaşını hani polis olanı soracağım, - Ilgaz kadının oyununu anlamıştı ve aynı şekilde cevap vermeye karar vermişti.
- Ahahah, görüyorum ki bugün formundasın, - diye sırıttı. - Onu unutmadın mı? Ben sadece bahsetmiştim…
- Bahsetmiştin soruşturmanın ilk gününde Çınar odasını aradığımızda – sözünü kesti Ilgaz. Aslında o adam hakkında bilmek istediği pek bir şey yoktu.
- Tamam yaa, zaten o soruları sormak istemedim çünkü en başından beri başka bir sorum olacaktı. Peki ilk öpücüğün ne zamandı, nasıl ve kiminle?
- Bilmek istediğine emin misin? - sordu Ilgaz, kızı meraklandırmak için.
- Evet.
- 16 yaşındaydım.  Okuldaki konuları ezberlemezdim, sadece onları sökmeyi, anlamayı çalışırdım. Sosyal bilimler konularında iyi anlıyordum. Hayatımı okul çalışmalarıma ve aileme ayırdığımı anladığını düşünüyorum, çünkü ilişkiler kurmak için zamanım olmadı, bu benim için değildi…
-Bak, öyle anlatıyorsun ki o zamanlar 30 yaşındaymışsın ve hiç bir kadınla hiç yatmamışsın – diyerek kahkaha attı Ceylin, Ilgaz ona baktı, sonra kız kendine geldi. - Pardon, lütfen devam et.
- Sınıfta oldukça güzel Sinem diye bir kız vardı, erkekler her zaman ona asılırdı, ama çoğuna bakmazdı bile. Bir keresinde benden sosyal bilimler sınavına hazırlanmasına yardım etmemi istedi. Okul kütüphanesinde birkaç kez onunla çalışmıştık. Biz hep arka tarafta otururduk, öğrenciler oraya pek gelmezdiler. Beni orada öpmüştü.
- Ahaha, sonra ne oldu? Sen ona karşılık verdin mı? Çıkmaya mı başladınız? - merak etti Ceylin.
- Avukat Hanım, ama bunlar başka sorular, kurallara göre oynamalıyız - diye hatırlattı.
- Ama,  Ilgaaaz, lütfen anlat -  kız ikna etmeye başladı.
- Tamam,- kabul etti. - Hayır, ona karşılık vermedim çünkü ona karşı hiçbir hisim yoktu, bu yanlıştı, - dedi Ilgaz, tam karakterine yakışır bir şekilde. - Bir ay sonra başka bir şehre taşındı, bir giyim atölyesinde çalıştığını duydum ama o zamandan beri onu görmedim.
- Ne kadar masumsun ya,- diye yorumladı Ceylin.  Ama o zamanlar her şey yanlıştı belki şimdi her şey gerçektir? - tehlikeli bir şekilde söyledi.
Kadın ona yaklaştı, bir elini ensesine, diğerini omzuna koydu, sonra hemen Ilgaz'ın dudaklarına yapıştı. Ilgaz parmaklarını kadının uzun, ipeksi saçlarına sokarak hemen karşılık verdi. Sadece ikisinin de nefesleri kesildiğinde durdular.
- Bir kez daha çevirelim şişeyi ve bugünlük bu kadar yeter mi? - Ceylini doğrudan dudaklarına fısıldadı ve yerine oturdu.
Şişe Ceyline işaret ediyordu.
– Muhtemelen oyunu hemen bitirmeliydim – diye isyan etti Ceylin. - Ama hemen cevap veriyorum, son olarak cesareti  seçiyorum!
Bu sözlerin ardından Ilgaz ayağa kalktı ve Ceylin'e kalkması için elini uzattı.
- Nee? – sordu.
Ilgaz  iki elini de Ceylinin beline koydu, kulağına yaklaştı ve kısık bir sesle söyledi:
- Sanırım isteğimi yatak odamızda söyleyebilirim.
– Ouu hoşuma gitti – dudağının kenarını ısırarak cevap verdi Ceylin.

Arkadaşlar bölümlerin sık sık çikmasini istiyorsanız lütfen yorum yapıp beğenebilirsiniz

IlCey kısa hikayeler ❤Место, где живут истории. Откройте их для себя