Şimdi ise genç çocuk morga götürülüyordu beyaz çarşaf içinde.
Kumral çocuk arkasından baka kaldı sevdiğine son kez ona sevdiğini dahı söyleyemeden çekip gitmişti.
Göz yaşlarından akan yaşları sildi burnu bir kez çekip boğazını temizledi ve acılı ailenin yanına doğru yürümeye başladı.
Anne dizlerin üstünde yerde oturmuş 'Benim oğlum ölmedi o ölmedi getirin onu o karanlığı sevmez bille korkar orada yapa yanlız kalamaz benim oğlum'
Eşine sıkıca sarılmış saçlarını okşayarak bir nabze bille olsun sakınkeştirmeye çalışıyordu orta yaşlı adam konuşamıyordu eşine "bizim oğlumuz öldü gitti o bizden" diyemiyordu adam.
Kumral saçlı çocuk onlara yaklaştı önce ağlamaktan gözleri kızarmış kadına baktı sonra ona sıkıca sarılmış eşe derin bir nefes çekti içine hastanenin o garip ilaç kokusunu çiğerlerine doldurdu.
Gözleri ağlamaktan kan olmuş kadın başını kaldırdı kumral çocuğu gördüğünde ayağa kalkıp sıkıca sarıldı.
'Oğlum ölmedi değil mi' diye sordu kumral çocuğa. Kendini tutan çocuk için son damla olmuştu gözlerinden yaşlar akmaya başladı.
Acılı anne ve kumral çocuk o hastane korudorunda birbirine sıkıca sarılıp ağladılar acılı eş ise onları uzaktan izledi.
Kimsenin elinden birşey gelmiyordu bir genç göçüp gitmişti arkasında bir enkaz bırakıp gitmişti bu şehirden bu dünyadan gitmişti.
Sabahın erken saatlerinde cenaze için işlemler yapılmak üzere geri geliceklerde bu hastaneye bu sefer oğluların ölü cesedeni de alıp gidiceklerdi ama eve değil mezarlığa götürüceklerde biricik oğullarını ve sevdiği insanı gömüceklerdi
--------------------
Bu bölüm biraz kısa oldu 216 bölüm tutu şunu söylemem gerekti bu kitap iki erkeğin aşkını anlatıyor daha doğrusu ölü olan birine olan aşkını
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm kokusu
Short StoryÖlüm her daim bizim ile yaşardı kimin ne zaman ölüceği bilinmezdi