En Küçük Bang

28: bak ben yaptım her şeyi

Seungmin salonda otururken Jisung arabayı yere bırakmış, onu bekleyen sevgilisine doğru arkasına hediye bağladığı kasalı uzaktan kumandalı arabayı sürmeye başlamıştı. Seungmin salonun girişinde gördüğü arabayı izlerken Jisung koltuğa arabayı çarparken kapının kenarından izliyordu.

Oyuncağın üstündeki post-it'te yazan kocaman 'iyi ki doğdun sevgilim!' yazısına gülerken arabayı eline almış ve arkasındaki hediye paketini çıkarmıştı. Paketi açarken Jisung'ın olduğu yere bakıp gülmüş ve paketten çıkan küçük albümü açmıştı. Başta hepsinin olduğu fotoğraflar, ortalarda ikisinin olduğu fotoğraflar ve en sonlarda da Seungmin'in fotoğrafları vardı. Hepsinin üzerinde bir sürü not, sticker ve çizimler doluydu.

"Gülüşüm dünyadaki en güzel şey he?"

"Hm, aşığım gülüşüne." Jisung yanına gelip koltuğa dizlerinin üzerinde oturmuş, Seungmin'in boynuna sarılıp yanağını öpmüştü. "Affettin mi beni? Dün bunlarla ve yemek yapmayla ve pasta yapmayla uğraşıyordum. O yüzden hiç yazamadım sana. Özür dilerim."

"Affettim, ama bir daha haber ver bana." dedi Seungmin gülerek. Arabayı ve küçük albümü kenara koymuş, sevgilisiyle beraber koltuğa yıkılıp boynunu öpmüştü. "Abinler nerede?"

"Changbin Jeongin'le beraber üniversitede takılıyor. Chan abim nereye gitti bilmiyorum. Ben gidiyorum size iyi eğlenceler, diyip gitti." Jisung sevgilisinin kolu sırtını acıttığı için rahatsızca kıpırdanırken Seungmin kolunu çekmiş ve dudağını öpmüştü.

"Sen mi yaptın her şeyi?"

"Hayır ama yardım ettim."

"Ne yaptın?"

"Felix keki pişirdi ben onu pastaya çevirdim. Abimler yemek yaparken karıştırdım ve masayı serdim." Jisung çok büyük işler yapmış gibi anlatırken Seungmin sevgilisinin belini sıkıca sarmış ve yanağını öpmeden önce kahkaha atmıştı. "Ne çok şey yapmışsın, yorulmuşsundur."

"Dalga geçme." dedi Jisung tatlı bir kızgınlıkla.

"Hiçbir şeyi kendin yapmıyorsun ama hep 'ben yaptım' diye anlatıyorsun." dedi Seungmin gülerken. Jisung omuz silmiş, bacaklarını büyüğünün beline sarıp ellerini yanaklarına koymuştu. "Ama ben de yardım ediyorum."

"Doğru, çok haklısın." Seungmin gülerken Jisung yavaşça doğrulmaları için kıpırdanmış, Seungmin doğrulmalarına yardım ettiğinde büyüğünün kucağına yerleşip boynuna sarılarak öylece durup Seungmin'i ne kadar çok sevdiğini bıdı bıdı anlatmıştı.

Seungmin bazı yerleri anlamasa da genel olarak küçüğünün tatlılığına gülerek omzunu ve kolunu ısırırken Jisung büyüğüne bakmış ve dudağını dişlemişti. Seungmin ona merakla bakarken Jisung iç çekip büyüğünün dudaklarına kendininkileri bastırmış ve derin bir öpüşmeyi başlatan taraf olmuştu.

Seungmin küçüğünün belini okşarken Jisung büyüğünün tişörtğnün eteklerini kavradığında büyük olan küçüğün ne yapmak istediğini anlamış ve ellerini tutup tekrar boynuna dolayarak beline sıkıca sarılmıştı. Uslu dur, uyarısı için dudağını ısırdığında Jisung acı dolu birkaç mırıltı çıkardı.

Geri çekildiklerinde Jisung gözlerini kısarken Seungmin başını iki yana salladı. "Hayır."

"Ama reşitim."

"Olabilir ama hala çok küçüksün."

"Ama-"

"Bebeğim, yapmayacağım ama, yapacak olsam da bunu evinizde yapmam." dediğinde Jisung dudaklarını büzmüştü.