13. your song

254 44 22
                                    

İzuku en sonunda merakına yenik düşüp kafasındaki gittikçe kötüleşen düşünceleri yenip Kacchan'ın hesabından şarkı linkine tıkladı. Eğer partide karşılaşırsa Mina'ya teşekkür etmek istiyordu çünkü Kacchan'ın hesapları ve fotoğrafları çok güzel görünüyordu.

Şarkının yüklenmesi ve melodinin başlamasıyla İzuku'nun donması bir oldu.

"Oh my, I love that video so much. I was so excited when I saw you sent a video. Um, so I made you one back. This is like my fourth time recording it."
("Aman tanrım, o videoyu çok sevdim. Senin video yolladığını gördüğümde çok heyecanlandım. Um, o yüzden ben de sana bir tane yaptım. Bu benim dördüncü çekişim falan.")

Kimin sesiydi bu? İzuku'ya tanıdık gelmiyordu. Kacchan şarkıyı başkası için mi çıkarmıştı? 'Paper Houses'dan sonra o kadar umut etmişken içinde yeşeren tohumlar bir anda solmuştu sanki.

I broke the cords
And I slammed the keys
To your heart
Your firework heart
(Telleri kırdım
Kalbine notalara çarptım
Havai fişek kalbine)

Sesi her zamanki gibi mükemmeldi. Sadece bir kelime söylese bile İzuku'nun kalbinin tam ortasına dokunuyor onu kendine tekrar aşık ediyor, yaptığı bütün her şeyi unutturuyordu. İzuku, o mutlu onlarına geri dönmek istiyordu Kacchan her şarkı söylediğinde.

I know the symphony can't restart
I know the harmony has no part
(Senfoninin tekrar başlayamayacağını biliyorum
Harmoninin rolü olmadığını biliyorum)
You said you saw it once
Now it's dark
(Bir defa gördüğünü söyledin
Şimdi karanlık)

But you are, you are
The song I can't stop singing
(Ama sen, sen
Söylemeyi bırakamadığım şarkısın)
Even when the music dies
Still you'll find me dancin'
(Müzik bitse bile
Beni dans ederken bulacaksın)
I hear you louder when I close my eyes
It's your song, it's your song
(Gözlerimi kapattığımda seni daha yüksek sesle duyuyorum
O senin şarkın, o senin şarkın)
Your heartbeat's out of time
(Kalp atışının ritmi bozuk)
Your song, your song
One day I'll get the words right
Just right
(Bir gün doğru kelimeleri bulacağım
En doğru)

İzuku, bu şarkının da kendisi hakkında olmasını diledi. Aynı şu ana kadar kendisinin yazdığı ve dünyayla paylaştığı tüm şarkıları gibi bunun da Kacchan'ın ona yazmış olmasını istedi.

"I'm really excited to hear about Tokyo and what you've been up to. And I'm really excited..."
("Tokyo ve ne yaptığın hakkında duymak için sabırsızlanıyorum. Ve çok heyecanlıyım çünkü...")

İzuku, bir dakika içinde ikinci şokunu yaşıyordu. Çünkü bu sesi tanımasada bu anı hatırlıyordu.

Bu İzuku'ydu. Sesi değiltirilmiş olsa da bu İzuku'ydu. Adı gibi biliyordu bu gerçekten oydu. Çünkü Kacchan ailesiyle Tokyo'ya gittiğinde ona on bin defa mesaj atan da her gün neler yağtığını, nasıl olduğunu soran da oydu.

I strangled your heart
(Senin kalbini boğdum)

İkisi de hatalar yapmıştı. Evet, belki Kacchan'ın hataları daha büyüktü, daha çok acıtmıştı. Ama birbirini deliler gibi seven bu ikili için aşılamayacak şeyler değildi, di mi? Kacchan, iki şarkısında da ne kadar büyük hatalar yaptığından bahsediyordu, sanki yaptıklarını asla telafi edemeyecekmiş gibi. Tahmin edebilir miydi peki? İzuku'nun hala ona sırılsıklam aşık olduğunu, ona yazılmış defterler dolusu aşk şarkısı olduğunu, özür dilemek için bir adım atsa İzuku'nun ona geri koşacağını.

"Oh my gosh, that sounds so good. I miss you. Your text the other night was like my favorite thing ever but I wanted it so badly to keep going."
("Aman tanrım, bu çok iyi. Seni özledim. Geçen geceki mesajın en sevdiğim şeylerden biriydi ama devam etmesini o kadar çok istedim ki."

.annihilated love | bkdkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin