° 3 °

97 14 5
                                    

Yine günlerden Felix'in boyalarla bir olduğu bir gün. İçindeki karmaşıklık, bunalmışlık ve dolduramadığı yalnızlık hissini sert fırça darbeleriyle resmine aktarmış, az da olsa rahatlamaya çalışmıştı. Tüm renkler birbiriyle harmanlanmış, gökkuşağı gibi canlı canlı sergileniyordu tabloda. Felix'in aksine. Duygularını çekinmeden yansıtabildiği, anlatabildiği ve resmedebildiği tek yerdi o bomboş tuval. Kurtarıcısıydı sanki her anında yanında olan. Boyalarda arkadaşlarıydı onun. Asla vazgeçmeyeceği arkadaşları.

Küçüklüğünden beri boyalarla arkadaşlık etti Felix. Hiç kimseye ısınamadığı için arkadaşları pek olmazdı. O yalnız başına resim çizmeyi seçmişti ve bundan hiçbir zaman pişman olmamıştı. Böyle büyümüştü ve bazı eski huylarından vazgeçmemişti işte. Bu yüzdendir arkadaş konusunda - özellikle de yakın arkadaş- oldukça seçici biri olması. Zaten yakın bir arkadaşa sahip değildi kendisi. Yalnızca 'arkadaşları' vardı. Seçiciydi ama kendince haklıydı. Asla ısınamadığı insanlarla kolay kolay iletişime geçmezdi bile.

Bazen yazardı Felix. Çizmek yerine yazmak daha rahatlatıcı gelirdi. Ama ilk tercihi her zaman çizmektir. Sonuçta ailesi onu böyle büyütmüş, her işleri olduğunda kağıtlar ve renkli kalemler onların kurtarıcısı ve Felix'in de en yakın arkadaşları olmuştu.

Ailesi pek bakmazdı Felix'e. Vakitleri yoktu.  İlk zamanlar onu yetimhaneden aldıklarında sevselerde zamanla bir tane çocuk sevecek birkaç dakikaları dahi olmamıştı. Felix bakıcılarıyla büyüdü. Bir nevi anneleri oldu bakıcıları. Felix varlıklı bir ailede büyüdü. Ancak bunu, büyüdükçe çoğunluk olarak resim malzemelerine harcadı. Zaten başka ne yapabilirdi ki. Tek sevdiği şeyde gelişmek istiyordu yalnızca. İçine kapandıkça kapandı Felix. Renklerle dolu kocaman hayal gücüyle yalnız kalarak içine kapandı.

Hissetmek istiyordu çizmeyi. Renkli bir hayat Yaşamak istiyordu. Renkler olmadan hayatı hayat olmazdı. Boyaları, fırçaları kurtardı onu, tuvallerin önünde buldu kendini tüm hissettiklerinde. Tabi fırçalar çekti bu hislerin acısını ama işte. O zaman ki agresifliğini de küçüklüğüne yoruyordu Felix.


***

Felix, çizimini bittirmiş yatağında uzanmış dinleniyordu. Resim çizmek ne kadar huzur versede yorucuydu çoğu zaman. Felix çizerken acayip fazla düşünen bir insandı. Çizerken sürekli müzik açsa dahi müzik arka planda öylesine çalıyordu. Düşüncelerin önüne geçemiyordu hiçbir zaman.

Ve son zamanlarda ise o yabancı genç zihnini ele geçirmişti. Sürekli ve sürekli tanıdık birine benzemesi geçiyordu Felix'in aklından. Öyle çok düşünüyordu ki artık genç, zihninden çizdiği resimlerine sıçrıyordu. Evet eskizleri vardı defterinde. Ama Felix her gözünü kapattığında önünde beliriyordu. tablolarını süsleyen şey artık o muthiş yakışıklı gençti.

Felix düşüncelerin içinden kurtulup yatağından kalktı. Mutfağa ilerlerken ne kadar aç olduğunu fark etti. Buzdolabında yiyecek bir şey bulamayınca markete gitmeye karar verdi.

Üstüne hızlıca bir şeyler geçirerek ayakkabılarını giydi. Kapıdan çıkınca
ne almalıyım diye düşündü kendi kendine. Evi sahile yakındı. Ama Felix yinede bisikletiyle giderdi değişiklik olsun düşüncesiyle. Oradan başka yerlere gitme olasılığı yüksek olurdu çünkü. Ama şimdilik sadece markete gicecekti yani bisiklete pek gerek duymadı.

Sahilden geçerken genci göreceği için heyecanlıydı. Aslına bakarsanız bu bir tahminiydi Felix'in. Birkaç gün geldiği sahilde o genci ikinci kez görünce tesadüf diye düşünmüştü. Fakat üçüncüsünde tesadüf olamayacğını anlamıştı. Ya her gün oradaydı ya da hep Felix'e denk geliyordu. Yine de her gelişinde o yabancı genci görüyordu ilginç bi' şekilde.

Gözlerinde ise aynı bakışlar vardı her gördüğünde.

Hüzün.

Hüzün dolu bakışları vardı Felix'e her baktığında. Değişmiyordu yüz ifadesi. Dümdüzdü suratı yalnızca gözleri hüzün doluydu. Tüm galaksileri barındıran o güzel gözlerinde Felix'i üzen bi' burukluk, bir hüzün vardı.

Felix yanılmamıştı. Genç oradaydı. Hep olduğu gibi. Oturmuş dalgaları izliyordu sakin sakin. Sanki hissetmiş gibi arkasına döndü genç. Göz göze geldiler Felix'le.

"Tanrı aşkına nesi var bu çocuğun? Çok merak ediyorum ne var her gün gelip oturacak" Felix düşünürken genç ile bakışmaya devam ediyordu. Genç hiç şaşırmışa benzemiyordu kendisini gördüğüne. Felix'te öyle. Kendisi bekliyordu zaten onu görmeyi. Sadece onun arkasını dönüp kendisine bakmasına daha doğrusu hissetmiş gibi dönüp bakmasına şaşırmıştı içten içe. Yinede pek takmadı.

Her zamanki gibi bakmayı ilk kesen Felix oldu. Bunun üzerine de gencin bakmayı keseceğini düşünmüştü. Lakin öyle olmadı. İzlendiğini hissetmeye başladı yavaş adımlarla ilerlerken. Genç bakmaya devam ediyordu. Felix fark etmemiş gibi davranarak markete doğru yürüdü. Gerilmiş hatta amacı başka mı diye düşünmeye başlamıştı bir an. Ama değildi. Tanımıyordu genci ama asla öyle biri olmadığı belliydi.

Felix marketten ihtiyaçlarını ve birkaç atıştırmalık alarak çıktı. Yeni Boyalara ihtiyacı vardı. Onunkiler bitmek üzereydi ve bu sıralar çok fazla çiziyordu. Hayatının çok durgun ve sakin zamanlarıydı. Bu nedenle Felix bu kadar boş zamanını değerlendiriyordu. Felix üretmeyi seven tiplerdendi. Sıkılmazdı bundan. Hele ki çok beğendiyse bir taslağını, direkt olarak tablosunu yapardı.

Boyaların ahenk dolu parlak renkleri içinde neşeyle kayboluyor, renklerle zevk içerisinde dans ediyordu sanki. Çok huzurluydu. Fakat yinede yabancı genci düşünmekten huzuru pek kalmıyordu. Aşırı düşünmesinden dolayı odaklanamadığı için de o gencin birkaç tane portresini çizerek beynini susturmaya çalışıyordu.

Felix eve gidiş yolunda genci tekrar görsede genç önüne dönüktü. Felix oyalanmadan evine giderken, genç onun arkasından bakmaya başlamış Felix uzaklaşarak ortadan kaybolana kadar izlemişti onu.
Düşünceli ve üzgün bir genci arkasında bırakıp gitmişti Felix habersizce. Yabancı genç daha fazla durmadan sahilden ayrılıp evine gitmiş ve yine içinde bastırdığı üzüntüyle ağlayarak uykuya dalmıştı. Daha fazla dayanamıyordu artık. Ve tabi ki Felix bunların hiçbirinden haberdar değildi.

***

Hellu anyonghaseyo hi fln işte.

Bölüm nasıldı?🙉🧍☠️ Bi de gecenin körü acı cekiyorum...

Tamam susuyorum. Kaç kere girdim yazdım tamamladım yeniledim fln hele şukur he. yb atmayan yazarlardan özür diliyorum zor işmiş of 😫. Bölümler kendime sanki açıp açıp okuyorum ve üşenirsiniz buraları okumayı aman neyse. Byee

Bohunuzu yiyim HER dinleyin hatta gidin full chase atlantic dinleyin koşun.

Galp 💋❤️💖😻

YABANCI- ChanLixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin