2✨Keşif✨

40 5 29
                                    

Keşif

Uzun bir süre nereye gittiğini bilmeden yürüdü. Yorulduğunu hissettiği an sonunda başını kaldırıp baktı.

Bir sokak başına gelmişti. Etrafına baktı. Nerede olduğunu bilmiyordu. Kaybolmuştu belki de. Sokağın başında öylece kaldı ve etrafına bakıp nerede olduğunu anlamaya çalıştı. Etrafta bina vb. bir şey yoktu. Birkaç uzun yol vardı nereye gittiğini bilmediği. Bir de başında olduğu sokak. Issız bir yer sayılırdı.

Sokağa girdi. Sokakta sadece bir tane sokak lambası vardı. Yanına kadar gitti, ışığının altına girdi. Kafasını kaldırıp ışığa şöyle bir baktı. En sonunda da lambanın dibine oturup lambaya yaslandı.

Öylece oturdu bir süre. Kafası yine darmadağındı. Çok kötü ve karmaşık duygular hissediyordu. Herkesin kötü ve yalnız hissettiği, sanki bir çıkmazdaymış gibi hissettiği anlar olurdu. Changbin de bu aralar öyle hissediyordu. İçi daralıyordu, bunalmıştı. Düşünceleri kafasını bulandırıyordu. Zayıf hissediyordu, zayıf düşmüştü düşüncelerine karşı.

Fiziksel olarak zorlanabilirdi ama mental olarak ilk kez bu kadar zorlanıyordu. Kimseye anlatamıyordu. Düşününce çevresinde birçok insan böyleydi aslında. Mental olarak zorlanmak herkesin yaşayabileceği bir şeydi. Yani yalnız değildi ama yine de yalnız hissediyordu işte. İnsanların onu zayıf düşmüş şekilde görmesini istemiyordu. Onu tanıyan ve ona güvenen çok insan vardı. Onların da illaki zor geçirdiği dönemler vardı. Bu yüzden onların dayanma güçlerinin kendisi yüzünden yitirmelerini istemiyordu. İnsanları kendi dertleriyle kendi sıkıntılarıyla daraltmak da istemiyordu. Bu yüzden her şeye rağmen gülümsemeye çalışıyordu.

Yorgundu... Kalbi yorulmuştu, zihni yorulmuştu...

Daha ne kadar dayanabilirdi  bu içindeki acıya bilmiyordu Changbin. Etrafındaki insanların ne kadar güçlü olduğunu ve kim bilir ne dertlere katlandıklarını düşündü. Bir anlığına diğer insanların dayanma gücünü istedi.

Bütün gün yalnızdı, günlerini yalnız geçiriyordu. Kimseyle görüşmek istemiyordu, kimse onu görsün istemiyordu, kimsenin onun yüzünden üzülmesini istemiyordu. Diğer insanların keyfini kaçırmak istemiyordu.

Sürekli dalıp gidiyordu. Kendini kaybetmiş hissediyordu. Hayata karşı... Daha ileri gidebileceğini hiç sanmıyordu.

Düşününce hayat zaten kolay değildi. Masallarda bile zorluklar yok muydu? Kahramanlar da önündeki tüm engelleri aşıp mutluluğa erişmiyor muydu? Her şekilde mutlu biten masallarda bile mücadele vardı. Gerçek hayatta nasıl olmasındı ki? Hayat tam anlamıyla bir mücadeleydi. İnsan da her türlü duruma rağmen mücadele etmeliydi. Gerçek hayat zordu ama üstesinden gelinemeyecek bir şey de değildi. Bir sürü insan üstesinden geldiyse o da gelirdi elbet.

Başını arkaya eğip sokak lambasına yasladı. O an lamba dikkatini çekti. Koca sokakta tek bir tane sokak lambası vardı. Sokak lambası da yalnız başınaydı Changbin gibi. Sonra etrafına baktı. Burası ıssız bir yerdi. Ne bir bina var ne de başka bir yol, sokak... Sokak da bu ıssız yerde yalnız başınaydı.

Nasıl yani sokak yalnız başına mıydı şimdi? Başka hiç sokak yok muydu? Ayağa kalktı sokak boyunca gitti geldi. Evet etrafta upuzun giden düz yollar dışında başka sokak yoktu. Bu sokak yalnız mıydı? Belki de terk edilmiş bir sokaktı.

Issız bir yer, ıssızlığın içinde tek bir sokak, sokağın içinde yalnız bir sokak lambası ve bu yalnızlıkların içinde Changbin...

___________________________________
Bölümü oylamayı unutmayın lütfen
✨🥺💝
___________________________________

Lonely St. and Streetlight / Yalnız Sokak Ve Sokak Lambası | minificHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin