Doğum Günü

103 10 0
                                    

(multimedia da tuğçe var^^) sabah kalktım. şort ve gömlek giydim saçlarımı açık bıraktım. kafeye gittim ordaki hazırlıkları başlattım. kafe çabuk süslendi. sıra pastaya geldi. tuğçenin fotoğrafını pastaya bastırdım.emirde geldi. kafe süslendi bende kuaföre gittim. saçlarıma maşa yaptırdım. işim bitti saatte akşama geliyordu. sıra tuğçeyi kafeye getirmeye geldi. aklımda çok güzel bir fikir vardı. ama önce tuğçeyi aramam gerekiyordu.

-"alo"

- alo napıyon tuğçe

-iyi kitapçıya gidiyom.

- bizim kitapçıyamı?

-ewet

-hmm tamam canım hadi bb ben uyuycamda çok hastayım.

-hıı tamam bbyy

nasılsa bozuldu. sıra planı uygulamaya geldi. emir tuğçenin arkasından yürüymeye başladı.eliyle ağzını kapattı. kucağına aldı gözlerini bağladı arabaya bindirdi. kafeye geldik ve tuğçeyi indirdik. kafenin ortasında tuğçeyi tek başına bıraktık ve elektriği kestik. zifiri karanlıkta tuğçe tek başına kaldı ve birden bütün ışıklar açıldı. hepimiz sürpriz diye bağırdık. tuğçe şok oldu çok şaşırdı. sonra şaşkınlığı geçti. sarıldık. pasta geldi. tuğçe mumları üfledi hediyemi verdim. herkes tuğçenin doğum gününü kutladı.sıra benim büyük sürprizime geldi. kafenin ortasına büyük bir hediye kutusu geldi.içinden tuğçenin kuzeni yağmur çıktı. tuğçe onu fotoğraflarda gördüğü için onu hemen tanıdı. öyle bağırdı ki birbirlerine öyle sarıldılarki duygulandım resmen duygulandım. onlar hasret giderdiler. sıra karaoke ye geldi. ve sahneye demir çıktı. sesinin çok güzel olduğunu o zaman farkettim söylediği şarkı şuydu:

bir bahar akşamı sen diye öldüm ben
son gülü soldurup
kalbime gömdüm ben
aşk diye öldüm ben aşk diye öldüm ben

bir bahar akşamı sen diye öldüm ben
ismini susturup maziye gömdüm ben
aşk diye öldüm ben aşk diye öldüm ben

hani bu dağların ardından güneş doğmayacaktı
hani bundan başka şehirde barış olmayacaktı
sana sarıldığım an yağmur duracaktı
sana sarıldığım an yağmur duracaktı

bir bahar akşamı aşk fani bir rüzgardı
durmadı kalmadı bir nefesim kadardı
senden sonrasımı vardı
senden sonrası...........

demirin sesi harikaydı insan kendini kaptırıyordu ona. ikinci olarak zorla tuğçeyi çıkardık. oda model- antidepresan gülümsemesini söyledi:

ah ne tatlı sözler hazırladım
kim bilir kaç aydır
kimss seni dinlemiyorken konuşmak kolaydır
kafamda durmadan bağırıp çağıran
bir yabancını sesi
yüzümde kocaman yalandan bir antidepresan gülümsemesi

böyle gitme nolur böyle gitme nolur
biraz daha otur diyemedim
başımı yaslasaydım omzuna ağlasaydım
öpüp koklasaydım yapamadım

böyle gitme nolur böyle gitme nolur
biraz daha otur diyemedim
başımı yaslasaydım omzuna ağlasaydım öpüp koklasaydım yapamadım, yapmadım utandım

sen bana bakma parçalı bulutluyum
sen mutluysan ben mutluyum
eski iyi bir dostum yalnızca bu gece nasıl olsa
kafamda durmadan bağırıp çağıran bir yabancının sesi
yüzümde kocaman yalandan bir antidepresan gülümsemesi
böyle gitme nolur böyle gitme nolur
biraz daha otur diyemedim başımı yaslasaydım omzuna ağlasaydım öpüp koklasaydım yapamadım.......

tuğçenin sesinin pek fazla güzel olduğu söylenemez. ama kimse birşey demiyordu. onun doğum günüydü ve herkes onla beraber söyleyip coşuyordu. tuğçe şarkıyı bitirdiğinde herkes coşkuyla alkışlıyordu. ama tuğçe gerçektende güzel söylemişti. sadece sesi pek güzel değildi o kadar. yağmur bütün gece tuğçenin yanından ayrılmadı. demir yanıma geldiğinde ona sesinin çok güzel olduğunu ve şarkıyı çok güzel söylediğini söyledim teşekkür etti. tuğçe yanıma geldi.

-" ben bunaldım ya biraz balkona çıkıyorum çok sıcak". dedi.

-" tamam" dedim.

tuğçe gitti bende meyve suyuma ve pastaya yumuldum. pasta gerçekten güzeldi meyve suyuda kokteyl di zaten karışık meyveliydi meyveleri karıştırdılar. tuğçe nin yanına gittim. ağlıyordu.

-" tuğçe tuğçe noldı neden ağlıyosun"

-" o geldi sinem o geldi"

- kim geldi hiç bişey anlamıyorum tane tane konuş."

- anıl geldi.

- ne nasıl olur sana bişey yaptımı?

- hayır yapmadı sadece doğum günün kutlu olsun seninle tam bugün tanışmıştık dedi ve gitti. ama ben çok korktum onun adını duyunca bile korkuyorum. çok kötü oldum sinem.

- tamam canım korkma geçti.
anıl çok karanlık biriydı.zamanında tuğçenin peşinden koşmuştu o çok tehlikeli olduğu için tuğçe onu istemiyordu. ama anıl onu rahat bırakmıyordu. anıl tehlikeli işler yapıyordu. o tuğçenin peşini bırakmıyor diye onu şikayet etmiştik bütün yaptığı pis işleri ortaya çıkmıştı. ve anıl hapise girmişti. tuğçede bizde sonunda rahat bir nefes almıştık. ama bu işin sonunu hiç düşünmemiştik . o çıkınca gelirse naparız diye işte gelmişti yine tuğçeyi rahatsız edip onu korkutmuştu. ama Allahtan fazla uzatmayıp gitmişti.ben tam böyle düşünürken ve bir yandanda hıçkırarak ağlayan tuğçeyi teselli etmeye çalışırken olan oldu.

- ne o seni çokmu korkuttum . Aa bak sinemde burdaymış ne kadarda değişmişsin sinem sen seni gördüğümde iyi oldu.

duyduğumuz anılın sesiydi. ve tam önümizde kapkara gözleri ve karanlkk yüzüyle bize alay ve kızgınlık karışımı bakıyordu...

Yanlış zaman..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin