Bir ilkbahar günüydü. Havalar ısınmaya başlamıştı. Ağaçlar yeşeriyor, çiçekler açmaya başlıyordu. Kuşların ötüşü bile daha cıvıl cıvıldı artık.
Bu mevsimde aşık olmamak ise Huening kai için imkansızdı.
Kendisini hava mı çarpıyordu yoksa boşluktan mı bilmiyordu. Ama her ilkbahar geldiğinde birinden hoşlanıyordu. İnsanlar kendisine şıp sevdi veya ayran gönüllü diyebilirdi, sorun olmazdı, öyleydi. Kolayca birinden hoşlanabiliyor, ama açılamıyordu ya da hevesini kıracak şeyler yaşanıyordu. Homofobi veya hoşlandığı kişinin sevgilisi olma gibi durumlardı bunlar.
Kiraz çiçeklerinin altında otururken karşısında, biraz ileride okul yolunun yanlarında duran banklarda oturan çocuktan hoşlanıyordu bu sefer. Henüz hoşlanalı çok olmamıştı 2 hafta? yoksa 3 hafta mıydı? kestiremiyordu. Ama onu yeterince tanıdığını düşünüyordu. Okulun basket takımındandı ve herkese karşı iyiydi. Tek sorun biraz popüler olmasıydı ve kendisinden 1 yıl büyüktü. Jaechan. İsmi ise buydu.
Bu sefer hislerini saklamak istememişti. Hayatında ilk defa cesur davranmak istemişti. Ona bugün basketbol maçlarından sonra, çıkış zamanı aşk mektubunu verecekti.
Evet, biliyordu. Hislerini itiraf etmek için biraz eski bir yöntemdi. Ama yüz yüze söylemeye de cesareti yoktu. Öyle birisi olmadığını bilse de dalga geçer diye korkmuyor değildi.Vakit geçti. Derse girdi, çıktı biraz arkadaşlarıyla vakit geçirdi. O basketbol maçındayken o son dersini görüyordu. Şansına bugün hoca konu yetişmediği için 5 dakika geç bırakmıştı.
Sınıftan koşarak çıkmıştı. Spor salonunun önüne geldiğinde nefes nefeseydi. Kalbi de az sonra yapacağı -belki de yapamayacağı- olay için hızlı bir şekilde atıyordu.
İçeri yavaşça adımladı. İçerisinin boş olduğunu gördüğünde biraz sakinleşmişti. Ona kendisinin vereceğini sanmıyordu o yüzden sonradan dolabına koymayı planlamıştı.
Boş salonda ilerlerken dolapların önünde yerde oturan birini gördü. Bacaklarını kendine doğru çekmişti ve kulaklıkları takılıydı, karşı duvarı izliyordu. Kim olduğunu göremiyordu ama buz mavisi saçları daha önce bir yerde gördüğünü hatırlıyordu. Okulda kendisinden başka saçı boyalı kişi sayısı çok azdı.
Duraksadı. İçeride birisinin olması onu biraz utandırmıştı. Bir açıklama yapmak zorundaymış gibi hissetmişti.
Ardından yerde oturan çocuk ayağa kalkıp yürümeye başladığında kai'yi gördüğü an duraksamıştı. Yüz ifadesi dümdüzdü. Bir süre kendisine bakmıştı çocuk. Ardından bir şey demeden oradan uzaklaşmıştı. Üzgün görünüyor, diye düşündü Kai. Yine de çok fazla umursamamıştı. Hatta yalnız olacağı için ve açıklama yapma gereği olmadığı için biraz rahatlamıştı.
Dolapların önüne geldiğinde üstünde yazan isimlere dikkat kesilmişti. Ama hiç Jaechan ismi görememişti. Biraz gerilmişti. Dolaplardan sadece ikisinde isim kağıdı yoktu. Birinin ise kapağı açık ve boştu. O dolabın kullanılmadığını düşündüğü için diğerinin olabileceğini düşünmüş ve mektubu aralıktan sokmayı başarmıştı.
Bir sorun çıkmayacaktı. Okulun basketbol takımının neredeyse hepsinin ismini biliyordu. Doğru yerde olduğuna emindi.En azından o öyle düşünüyordu. Aslında açık olan yerin Jaechan'a ait olduğunu diğerinin ise az önce yanından geçen soğuk çocuğa ait olduğunu bilmeden.
--
a
VITOSUM DOGUM GUNUN KUTLU OLSUN.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
two birds on a wire | tyunning
Ficțiune adolescențiHuening kai aşk mektubunu yanlış kişinin dolabına koymuştu - vitaya özel doğum günü hediyesi<3